Bölüm 28:Çaresizce
Alpay, Gözlerin
Oy vermeyi unutmayalım lütfen.
Keyifle okuyun. 🌻Eren Raci Kaya...
Sayılar.
Değersiz ama bir o kadar da değerli. Önü boşken değersiz, önünde Feride varsa değerli. Feride Erva'yı gösteren her şey değerliydi. Niyetim bir sayıyı da değerli kılmaktı; yüzündeki benleri sayıyordum fakat, dikkatim yine dağılmıştı. Saatler içinde yüzlerce kez olduğu gibi... Minik güzelim şu an, yanımda kıvrılmış uyuyordu. Uykuya teslim olmuş hali tüm güzelliğiyle beni etkisi altına alırken gözlerimi ondan ayıramıyordum. O öldüğüm, ipek gibi yumuşak olan kıvırcık saçları yastığıma dökülmüştü. Saçları en sevdiğim halindeydi; gür ve uzundu. Yastığın yanında duran kolum ve göğsüm de o saçlar tarafından örtülmüştü.
Eğildim, saçlarına burnumu dokundurup kokusunu içime çektim. Gözlerim kokuya boyun eğerek kapandı. Huzur buydu işte. Huzurun tadını ve kokusunu sekiz yıl sonra alıyordum; tadı şeker gibi, kokusu çiçek gibiydi. Feride gibiydi. Gözlerimi açtım ve dolgun dudaklarını aralayıp, çenesini oynatarak bana biraz daha sokulan kadına baktım. Yatağım ikimiz için küçüktü. Ben yan durarak uzanıyordum ki Feride rahatça uyuyabilsindi. Gülümsedim. Ben onun rahatını düşünürken, o mümkün olduğunca bana daha çok yaklaşıyordu. Diğer tarafındaki boşluğu genişletip benim olduğum tarafa kayıyordu. Bu çok hoşuma gidiyor olsa da farkında olmadığını biliyordum.
Yanımda, yatağımda uyuduğunun farkında değildi. Saatler önce dans ettiğimiz sırada yorgunluktan, başı göğsüme yaslı dururken uyuyakalmıştı. Ben onunla konuşurken cevap vermiyor oluşuna kaşlarımı çatmış, sebebini öğrenmek için yüzüne bakmıştım. Kapalı gözlerini görmek kısık sesli kahkaha atmama neden olmuştu. Her zaman Melis'in yatağında uyurdu. Bugün ve önümüzdeki günlerde de öyle yapacaktı fakat ben uyuyan Feride'yi bana kızacak olmasını göze alarak kendi yatağıma yatırmıştım.
Feride kızgın cadı ya da vahşi kedi değildi. Bana zarar vermeyi aklından geçirmezdi. Ama yine de kendi usulüyle beni azarlayacağını biliyordum. Olsun, birkaç saatimi onunla geçirmeye değerdi. Yanımda kıvrılıp uyumasına değerdi. Uykusuz kalıp onu izlememe değerdi. Feride her şeye değerdi.
Zarif elini kaldırdı ve göğsüme yasladı. Sessizce yutkundum ve hareket ettiği için aşağı kayan ince çarşafın ucunu tutarak yukarı çektim. Hava sıcak olsa da üstü açık olmasına gönlüm razı gelmemişti. Çabuk üşüyen bir bünyesi olduğunu birkaç saat önce fark etmiştim. Küçücük elini tuttuğum zaman, sıcak tenime değen ince parmakları buz gibi soğuktu. Kansız olma ihtimalini düşündüm. Olabilirdi. Dudaklarımı yeniden yaklaştırdım. Elmacık kemiğinin üzerindeki açık renkli beni öptüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHARIN RENGARENK GÜLLERİ
General FictionMimarlık son sınıf öğrencisi olan Feride Erva Önay, okulunun bitmesi için günler sayarken hayatının son derece yolunda olduğunu düşünmektedir. Artık sorumluluğunu zevkle kabul edeceği başka bir döneme geçmesine günler kalmıştır ve çok sevdiği mesleğ...