Bölüm 29

23.9K 1K 214
                                    

Bölüm 29:Sana doğru

Oy verip destek olmayı unutmayın lütfen

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oy verip destek olmayı unutmayın lütfen.


Keyifle okuyun. 🌸

Melis ile göz göze geldiğimizde ikimizin de aklında farklı şeylerin olduğunu, söylememiş olmasına rağmen biliyordum; bunu o iri kahverengi gözlerinden okumak kolaydı. Yatağın bir ucunda o oturuyordu; elinde telefon vardı ve sürekli bir şeyleri kurcalama bahanesiyle gözlerini kaçırıyor, dinliyormuş gibi davranıyordu. Bende yatağın diğer tarafında, bacaklarımı karnıma çekmiş oturuyordum. Elimde telefon olmasa da aklım yerinde değildi. Eren Raci'nin odasına gidip duruyordu. Dikkatimi Melis'e vermekte zorluk çekiyordum. Melis gözlerini küçültüp gülümsedi. "Kaç saat oldu?"

Dakikaları saydığımı belli etmemeye çalışarak sorusuna hemen cevap vermedim. Yeteri kadar düşündüğümü bana kaşlarını çatmasından anladığımda ise, "Dört saatten fazla oldu." dedim. Eren Raci işten çıkıp eve geldiğimizde akşam yemeğine yardım etmişti, bizimle birlikte yedikten sonra da odasına kapanmıştı.

Çok çalışıyordu. Hiç beklemediğim bir durumdu bu. Tamam, ben Eren'in çalışkan biri olduğunu biliyordum fakat kendini soyutlama seviyesine geldiğini bilmiyordum. Annemler ve Yelda teyzeler gideli dört gün olmuştu. Ben dört gündür Eren Raci ile aynı evde kalıyordum. Gündüz çalışıyorduk, akşam evde de birbirimizi sadece uyumaya yakın görüyorduk. İlk gün onun yatağında uyanmış olsam da diğer üç günü Eren Raci'nin tüm isteklerini göz ardı ederek Melis'in odasında geçirmiştim.

Şimdi, az da olsa bir pişmanlık vardı içimde. İnatçı biriydim. Sakin biri olarak tanınıyordum fakat inatçı bir yapım vardı ve damarıma basılınca ters tepki verebiliyordum; her ne kadar sıkça olmuyor olsa da öyleydim. Eren Raci'nin teklifini inadım yüzünden kabul etmemiştim. Yüzü az görmem de bana cezaydı sanki. "İki saate biter işim dedi ama dört saat oldu."

Melis bana gülüp telefonuna baktı. "Zamanın nasıl geçtiğini fark etmemiştir. O odaya girince nedense çıkması uzun sürüyor. Liseden beri bu böyle."

Melis'in yine dalıp gittiğini fark edince yastıklardan birini alıp ona attım. "Sen ne yapıyorsun? Ne var o telefonda?" Benim yanımdayken telefona bu kadar sık baktığı hatırlamıyordum. O yüzden şu an, neye sırıtarak baktığını merak etmiştim. "Araştırma yapıyorum." deyince şaşırdım. "Okul bitti, ne araştırması Melis?" Aklıma ilk okul gelmişti.

Melis'in yüzü buruşuk bir halde yükselti telefonun ekranından. "Okul ile ilgili değil." Neşeli bir kahkaha atıp devam etti. "Ama maşallah ansiklopedi gibi bir adamı araştırıyorum. Bak bak bitmedi, ne çok seviyor fotoğraf paylaşmasını. Yarı çıplak, giyinik... Her şekilde fotoğraf paylaşmış paşam. Ben bakıyorum, ne güzel. Fakat bunun hesabı açık. Allah bilir kimler bakıyor bu fotoğraflara."

BAHARIN RENGARENK GÜLLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin