''Kızı öylece kaçırıp, bel altı vurduğun yetmezmiş gibi bir de tehdit ettin.'' diyen ses Kaan'ın sesiydi. Kulak kabartarak onları dinlemeye devam ettim. Demek evdelerdi. Kaan'ın sesinden memnuniyetsizlik akıyordu, her bir parçasına sahipti. ''Ona zaman vermelisin. Sevgilisinin nasıl bir adam olduğunu-.''''Sevgilisi deme,'' diye uyardı Kaan'ı. Sesine sert rüzgârlar hakimdi. ''Ben neyi öğrenmesini istersem onu öğrenecek. İşime karışmayın, şimdi değil.''
Kaşlarımı çattım.
''O zaman elini çabuk tutsan iyi edersin,'' dedi Kaan düz bir sesle. ''Çünkü bu işi başımıza sen açtın. Kontrolünü kaybediyorsun, Barbaros.'' Bu cümleyi öyle bir ses tonuyla kurmuştu ki, tüylerim ürpermişti. ''Kaybetmeden ipleri eline alsan iyi olur, yoksa B planına geçeceğim.''
Barbaros ne tepki verdi bilmiyordum fakat, gergin bir sesle konuyu değiştirmişti: ''Aledayla konuşmalarını teker teker inceledin mi?''
''Sen incelersin diye düşünüyordum.''
''Ben bir mesajı görürsem o binayı onun başına yıkar, o telefonun tuşlarını ona teker teker sokarım.'' dişlerinin arasından tıslamasıyla dudaklarımı ısırdım. Yaralar umurumda bile değildi, benim hakkımda konuşuluyordu ve verdiği tepki beni korkutmuştu. Üstelik mesajlarımı inceleyecek kadar ne arıyor olabilirlerdi ki?
''Uygunsuz bir şeyler yakalarsam-''
''Sakın o cümlene devam etme,'' dedi Barbaros sesini yükselterek. ''Cümlesine bile tahammülüm yok.''
Kaan iç çekti, ben ise kollarımı birbirine sardım.
''Senin bakmanın daha iyi olduğunu düşünüyorum hâlâ.''
''Siktir git, yirmi sekiz yaşındayım, çocuk değilim.'' diyerek tepkisini tekrar belli etti Barbaros. Baranla konuşmalarımızın incelenmesini istemiyordum, bu benim özelimdi ve buna tepki gösterirsem nasıl davranacaklarını da bilmiyordum. Barbaros deli herifin tekiydi ve Baran'ın adını bile benden duymaya tahammülü yokken bir de mesajlarımızı okursa kesinlikle ne yapacağını kestiremiyordum. Kendimi bir adım geride tutmaya devam ettim. ''Neyin iyi olup olmadığına ben karar veririm, hayatım hakkında yorumlarını al ve siktir git.''
''O zaman çocuk gibi davranmayı kes. Duygusallığın sırası değil.'' dedi Kaan. Hiç alınmışa benzemiyordu. ''Hatırlaman gereken şeyleri unutuyorsun. Unuttuysan ben hatırlatırım. Acizliğin sırası değil, bu sefer tek değilsin. O mesajları inceleyecek biri varsa o da sensin. Üstünkörü ben bakarım ya da birine baktırtırım.''
Barbaros sessiz kaldı. Bu sessizlik benim içimdeki ateşi harladı ve kendimi tutamadım.
''Hatırlamanız gereken bir şey daha varsa o da bu mesajların bana ait oluşu.'' Adımlarımı çoktan onların tarafına çevirmiş ve çoktan karşılarına geçmiştim. Sesim bir an bile titremediğinde Barbaros bakışlarını aniden benim bakışlarımla buluşturdu ve derin bir nefes aldı. Kaan duruşunu bozmadı. Hafifçe yan döndü ve artık tamamen bana bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANDORA +18 |Yeniden Yazılıyor
RomanceKüfür, yetişkin içerik ve rahatsız edici sahneler içerir. ''Sevgilinin evinde, sevgilinin koltuğunda...'' der demez, titremelerim olsa da onun boğuk sesini pür dikkat, en tahrik edici melodileri dinler gibi dinlemeye devam ettim. ''Benim için bana g...