Aleda-18 DÜZENLENDİ

72.3K 2.3K 1.6K
                                    

oğlum spoi 19'daymış ya.

neyse 19'u bekleriz, üstü kapalı geçtik bu bölümde de bazı şeyleri ama diğer bölümde okeyiz, sonra gelsin flashbacklerrr ehe

-

Ölüm sessizliğini andıran sessizlik, Barbaros'un tüm gerginliğini atmak istercesine telefonun ekranına sertçe dokunmasıyla son bulmuştu. Arama kapandı. Gerçi, o kadar sert bir dokunuşla telefon hâlâ çalışıyor muydu emin değildim. Bora'nın panikle elinin ayağının birbirine dolanması ve Barbaros'a dönmesi bir olurken, ben hafifçe yerime sindim.

Her ne dönüyordu bilmiyordum fakat bunun ikinciye olmasıyla çok ciddi şeylerin döndüğünü biliyordum. Üstelik duymuştum. Barbaros, daha benim hayatımda bile yokken Baran'ı sırf benden uzak durması için böyle bir uyarıyla uzak tutmaya çalıştıysa, parçaları birleştirmek pek de zor değildi.

Baran, tıpkı Barbaros'un yaptığı gibi onu uyarıyordu.

Barbaros'un, ''Üzerini giy, '' diye sertçe konuştuğunu duydum. Az önce benimle konuşurken yalpalayan dilinden eser yoktu. Kime dediğini bilmiyordumöğrenmem uzun sürmedi. ''Dönüyoruz, Kaan burada onunla kalacak.''

Barbaros, Bora'yla birlikte dönüyordu.

Benim bir adım vardı ve Barbaros bunu kullanmaktan özellikle kaçınıyordu. Nedenini bilmiyordum. Sadece... Şimdi fark etmiştim.

Parmaklarımı duvarın soğuk yüzeyine bastırdım. Adım sesleri duyar duymaz merdivenlere doğru inmeyi düşünüyordum. 'Acıktım' bahanesiyle aşağıya inerken olanı biteni belki daha net kavrayabilirdim. Kavrayamasam bile, Kaan'ın benimle burada kalması işime gelirdi. Aralarında en açık kişinin o olduğunu düşünüyordum.

Hiç hissetmediğim o sızıyı kalbimde hissederken bir anlığına afalladım. Barbaros ve Bora dönüyordu. Onlar dönüyordu ve iyi bir şey için dönmedikleri kesindi. Bu hissettiğim duygunun adı neydi? Endişe? Korku? Belki de burukluk?

Dışarıda esen rüzgârın sesini duydum. Sanki tenime çarparak beni Barbaros'a karşı olan duygularımın kuyusuna düşürdü. ''Kaan da bizimle gelse mi?'' diye sorarken Bora'nın sesi endişeliydi.  ''Ben seni zapt edemiyorum Zevo. Aynı bokun lacivertiyim. Seni tutmak yerine ortalığı sikedebilirim, güvenemiyorum. Bence Kaan da gelsin.''

Zaten bembeyaz olan tenim, bu cümleyle birlikte mermer gibi olmuştu. Sıcak havaya rağmen üşüdüm. İçimde bir yerlerde bir şey yandı ve bu bile beni ısıtmadı

Barbaros, ''Sen hâlâ burada mısın?'' dedi. ''Sana çocuk bakıcılığı yap demedim. Gelme, ben gidiyorum.''

Onlar geri dönebiliyordu ve ben hâlâ buradaydım. Ne zaman evime döneceğim hakkında endişelerim git gide artıyordu. İçimden bir ses, çok yakında olduğunu söylese de hislerime güvenmiyordum.

Bora homurdandı. ''İki dakika sinirlenmesen olmuyor çünkü. Bekle, beklesene amına koyduğumun delisi. Manyak herif. Bekle! Üzerime bir şey alayım. Lan beklesene...''

Sesi gittikçe yakınlaşıyordu ve tam merdiven basamaklarında hissettiğim hareketle, odamın kapısını hafifçe çarparak sanki odamdan yeni çıkmışım gibi bir görünüm vererek oldukça normal bir ifade takındıktan sonra yavaşça merdivenleri inmeye başladım.

PANDORA +18 |Yeniden YazılıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin