Aleda-31 DÜZENLENDİ

67.4K 2.5K 1.8K
                                    

Karanlıktan hazzettiğim sayılı zamanlardan birindeydim.   
  
Böyle zamanlarda tek yapmak istediğim ışığı açmak olurdu. Şu an ise belime sımsıkı dolanmış kollarla nefes dahi almak istemiyordum.

Bir insanın rahatlığını önemsemeye başladığınızda, kendi konfor alanınızdan çıkmış oluyordunuz.

Zaaflar insanı öldürmezdi, insanı zaafı olduğunu anladığı ilk saniyeler öldürürdü.

Ben de öldüğüm saniyelerdeydim.

Çünkü Barbaros uyuyordu.

Mavi gözlerinden sarkan kirpiklerini izledim. Kirpikleri çok güzeldi, sıkılmadan sabaha kadar sayabilirdim. İçimde her ne kadar büyük bir öfke barındırsa da o kadına karşı ağzını açıp beni savunmasa da, tamamen bu ana odaklanıp, onun keskin yüz hatlarının uykuda gevşeyişini izledim.

Onu ilk kez kaygılı görmediğim anlardan biriydi.

Baran'ı düşündüm. Ona koşulsuz güvendiğim üniversite yıllarımı, Barbaros'un karşısına arkadaşım olarak çıkarttığım ilk anı... Barbaros'un günlüğünde, Baran'ın adının her geçişinde titrek bir edayla yazılmış oluşunu, onun adını her duyduğunda gözlerinin bana dönüşünü ve endişeyle doluşunu düşündüm.

Belki her şeye bir açıklamam vardı ama Baranla isteyerek görüşmemin hiçbir açıklaması yoktu.

Barbaros, benim yerimde olsaydı, Gökçe ile görüşmeye devam etseydi, beni umursamasaydı, ben Barbaros kadar sakin tepki vermezdim. Onu kaybetmemek için susmazdım.

Başına ne geldiyse, beni kaybetmekten korktuğu için gelmişti.

Her saniye tetikte oluşu, sürekli bana dokunma isteği, bana dokunurken hareketlerinin gereğinden fazla serte kaçışı, bunların hepsinin bir sebebi vardı. Belki kabul etmek bile istemeyecekti fakat vardı.

Elimin tersiyle huzurun tadını çıkartarak onun yanağını avuçladım. İrkildi, uyanmak istedi fakat uyanamadı. Belimdeki elleri sıkılaştı ve yüzünü boynuma gömdüğünde, çenemi kafasının üzerine yaslayarak ellerimle saç diplerini okşadım.

Böyleydi.

Tıpkı eskiden olduğu gibi, belki küser, belki kavga eder, belki de ayrılırdık. Her defasında iki mıknatısın birbirini çekişi gibi birbirimize vuruşur, birbirimizle dövüşür, birbirimiz için atar, birbirimiz için kenetlenirdik.

Tıpkı dün gece olduğu gibi.

Tüm bu koşuşturmacanın arasında, hatta damarlarımda onun ürettiği bir patlayıcı gezerken, aşmamız gereken onlarca olay varken, birbirimize hiç affedilemeyecek kelimeler kurmamıza, olaylar yaratmamıza rağmen onda soluklanmak, uzun süredir yaşadığımı hissettiren nadir anlardan biriydi.

Oda karanlıktı, fon bir perde camları kapatarak içerideki ışığı köreltirken Barbaros'un nefes alışverişlerinin düzensizleşmesinden uyandığını anladım. Başını aniden boynumdan çekti, belimdeki elleri sıkılaştı ve dudaklarımı dişledim. Yatakta aniden oturur pozisyona gelirken bakışları bakışlarımla buluştuğu ilk an, tüm bedeninin gevşediğini gördüm.

PANDORA +18 |Yeniden YazılıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin