*Flashback* ;)
İdil esmer tenine geçirdiği kırmızı cropla birlikte aynada kendisini dudak büzerek izledi. Kırmızı onun rengiydi. Ardından ellerini sanki karşısında kameralar varmışçasına kot şortunun beline yerleştirerek kalçasını geriye attı ve sırıttı.
Onu izlerken ben de güldüm.
''Kaan ve Bora'nın gelmesi gerekirdi.'' dedi yavaşça. ''Bu arada, dövmeyi Kaan mı yapacak yoksa Bora mı? Ben Bora'nın yapacağını düşünüyorum. Kendi dövmelerini kendisinin ya da Kaan'ın yaptığını duymuştum.''
Derin bir nefes aldım ve küçük ama ferah odaya ayrı bir hava katan ahşap masaya kalçamı yasladım. Dövme yaptırma kararı almıştım ve bu karar o kadar ani olmuştu ki, lise bitmiş, o çok beklediğim sınavı vermiş ve şimdi de sonuçlarını beklemek yerine dövme yaptırmak için bir dövmeciye gelmiştim. Aslında bu fikir Bora'dan çıkmıştı. Dün İdil ile kafede otururken Bora ve Kaan'ı görmüş, onlar da sanki beni kırk yıldır tanıyormuş gibi masamıza izin almadan oturmuşlardı.
Neden bilmiyordum fakat ikisine de kanım hemen ısınmıştı.
Kendime karşı dürüst olarak göz devirdim. Onlara hemen ısınmıştım, çünkü Barbaros'un arkadaşlarıydı.
Üstelik iki aydır bana, Barbaros hakkında yapmadıkları ima kalmamıştı...
Konu konuyu açmış, Bora'nın dövmelerinde uzun soluklu bir muhabbette durmuştuk. Bora'ya sorduğum her dövmesinin anlamını bana birer birer, bunalmadan açıklarken dediklerinden oldukça etkilenmiş, ben de dövme yaptırmak istediğimi söylemiştim.
Bora, dövmelerin anlamlı olması gerektiğini savunurken Kaan tam tersini savunmuştu. Kaan için göze hitap etmesi yeterliyken Bora için bu durum tam tersiydi. Dünyanın en kötü dövmesi bile olsa, anlamı Bora'da büyük olduğu sürece kötü olmasını sorun etmiyordu.
Ben de Bora gibi düşündüğümü dile getirdiğimde, İdil de tıpkı Kaan gibi düşündüğünü söylemişti. Bu sürede, Bora bana, eğer istersem bana dövme yapabileceğini söylediğinde düşünmeden kabul etmiştim. Zaten büyük bir dövmeden bahsetmiyorduk. Sadece, benim için anlam ifade edecek bir şey olmalıydı ve Bora da bunu uzun uzun düşünmem gerektiğini söylemişti.
Ben de uzun uzun düşünürsem büyük ihtimalle vazgeçeceğimi, hemen şimdi istediğimi söylediğimde gülmüştü. İdil bana şokla bakarken ben omuz silkmiş, Bora'ya en erken ne zaman yapabileceğini sormuştum. Bora da yarın yapabileceğini söylemiş, tek bir şart koşmuştu.
O da, onun istediği bir dövme olacaktı.
Bana söylemeyecek ama kesinlikle hoşuma gideceğini ve asla pişman olmayacağımı söylediğinde omuz silkmiş, kabul etmiştim.
Tabii ki, ona bu kadar kolay güvenmiyordum. Bu nedenle pek görünmeyecek bir yer seçmiştim.
Kalçam ve kasıklarım arasında kalan o bölge.
Minimal bir dövme istediğimi ona söylemiştim. Şimdiyse, İdil ile birlikte yaslandığımız ahşap masada sıkılmaktan başka bir şey yapmıyorduk. İdil bu sessizlikten sıkıldığını belli ederek ofladı ve göz ucuyla bana baktıktan sonra bana bulaşmayı seçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PANDORA +18 |Yeniden Yazılıyor
RomanceKüfür, yetişkin içerik ve rahatsız edici sahneler içerir. ''Sevgilinin evinde, sevgilinin koltuğunda...'' der demez, titremelerim olsa da onun boğuk sesini pür dikkat, en tahrik edici melodileri dinler gibi dinlemeye devam ettim. ''Benim için bana g...