Yazar; Özge Meral
Not; Arkadaşlar fazla kişi okuyor ama neden vu kadar az Vote var?Korku en temel içgüdülerimizden biridir. İnsanların gerçek yüzlerinin ortaya çıktığı ender anlardan biridir korku anı. Kalbim göğüs kafesimi delercesine atarken Sehun gergin bedeniyle dimdik karşıya bakıyordu.
“ S-Sehun?” dedim titrek sesimle elimle kavradığım kolunu sımsıkı sararken.
Sehun bana bakmadan koluna yapışan elimi çevik bir hareketle çözüp “ Arabadan sakın çıkma.” diye emretti. Sehun İmpala’nın kapısını açarken dehşet içinde yeniden uzandım ona. Sehun'un ceketini olan gücümle çekiyor onunla ilk kez karşılaştığım o ara sokaktaki görüntüleri zihnimden atmaya çalışıyordum.
“ Gitme. Sehun, bıçağı var. Lütfen gitme. Polisi arayalım!” Sehun karmakarışık perçemlerinin çevrelediği başını yavaşça bana çevirdi. Nefesimin kesildiğini hissettim. Sehun'un gözlerini bürüyen ifadeyi biliyordum.
O batakhanede karşılaştığımızda, parti gecesi, lunaparkta, babamı dövdüğü gece… Her birinde gözlerini görmüştüm. Kahverengi gözlerin ardındaki zincire vurulmuş canavarı görmüştüm.
Boğazıma oturan yumruyu umursamadan “ Gitme.” diye yalvardım yeniden. Kahverengi gözler acı çeker bir ifadeyle kapandı. Sıcak parmaklar yanağımda tüyden dokunuşlar gibi dolaşırken bir an, sadece bir an gitmeyeceğini düşündüm. Sehun'un gözleri yeniden açıldı ve son umut kırıntıları barındıran parçam gerçekle bir kez daha yüzleşti.
“ Arabada kal, küçük Çinli. Sakın arabadan çıkma.” Bakışlarım sessiz çığlıklar eşliğinde Sehun'un İmpala’dan inen ve silahlı adamların üzerine yürüyen bedenini takip etti. Sehun elebaşları olduğunu tahmin ettiğim çocuğun yanına yaklaşıp, güvenli sayılacak bir mesafede durdu. Dudaklarının oynadığını görüyor ama ne söylediğini anlayamıyordum. Sehun her ne söylediyse çocuk biçimsiz perçemlerini daha da karıştırarak sevimsiz bir kahkaha attı. Ardından bıçağın parıldayan yüzeyini parmaklarının arasına alıp incelemeye başladı. Ellerinde çivili bezbol sopalarıyla liderlerinin tek bir çağrısını bekleyen ızbandut kılıklı heriflerse Sehun'un her hareketini izliyorlardı.
İşkence gibi geçen uzun saniyelerin ardından çocuk elindeki bıçağı incelemeyi bırakıp perçemlerinin altına gizlenen yüzünü ortaya çıkarırcasına gülümseyerek doğruldu ve elindeki bıçağı şimşek gibi bir hızla İmpala’nın üzerine fırlattı.
Kuruyan boğazımdan kulak tırmalayıcı bir çığlık yükselirken, bıçaktan kaçmak istercesine eğilmeden önce Sehun'un haykırarak çocuğun üzerine atladığını gördüm. Bıçak İmpala’nın ön camına, oturduğum yerin tam üstüne şiddetle çarptı. Cam bıçağın demir saplı kabzasının da şiddetiyle çatlayarak ağacın toprağın altına kök salmasını andıran bir ağ oluşturarak içe doğru göçtü. Yüzlerce parlak cam kırıntısı çocukluğumda izlediğim çizgi filmlerindeki peri tozlarını andırıyordu.
Bana saatler gibi gelen ancak yalnızca saniyeler geçen bir sürenin ardından başımı kaldırdığımda Sehun'un iki herifi yere serdiğini, liderlerini ise hallaç pamuğu gibi ileriye fırlattığını gördüm. Yere düşen çocuk haykırarak elini öne doğru sallarken Sehun'u çoktan geride bırakan adam gözlerindeki şeytani bakışla İmpala’ya doğru koşmaya başladı.
Siktir ! Kucağımdaki yarısı yenmiş yemek tepsisini devirerek ileriye atılıp kapıları kilitledim. Izbandut kılıklı herif kapıları kilitlediğimi görüp İmpala’nın önünde durdu ve başını yana yatırarak bana eğlenen bir bakış fırlattı. Ardından elindeki çivili bezbol sopasıyla oturduğum tarafa yöneldi.
Korku içindeki bakışlarım kırık ön camın ardından Sehun'un kahverengi gözleriyle buluşurken dudaklarımdan boğuk bir inleme yükseldi ve çivili bezbol sopası tüm gücüyle arabanın camına gömüldü. İrili ufaklı onlarca cam parçası üzerime yağarken kendimi arka koltuğa attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ
Fanfiction"Ateşin etrafında dolaşıyorsun , Luhan. Ateş seni yakar. Kül eder... Ben bulaşmak isteyebileceğin biri değilim."