31

7.7K 640 166
                                    

Yazar; Özge Meral

Öyle anlar gelirdi ki insanın başına kötü bir kabusta olduğunu ve ne zaman uyanacağını düşünür, bilinçsizce gerçeği yok sayardı. Tıpkı, şimdi benim yaptığım gibi.

Kabus. Kabus. Kabus. Kabus.

Dört bir yandan ışıklandırılan alan onlarca insan tarafından çevrelenirken Sehun ve Kris yağmurun yıkadığı bedenleriyle birbirlerinin etrafında dönüyor, avını yakalamanın yolunu arayan yırtıcı hayvanlar gibi birbirlerinin açığını yakalamaya çalışıyorlardı.

Onlarca hırçın izleyicinin arasında Baekhyun kahverengi gözlerine vuran duygu keşmekeşesinde gözlerini beni sıkıca tutan iri yarı heriflerin ardından gözlerime çevirdi.

Kabus , diye düşündüm yeniden gök bir kez daha gürlerken.

“ Bu anı uzun zamandır bekliyorum eski dostum.” Dedi Kris gizlemeye çalışmadığı bir tatminle.

“ Bana ihanet ettiğin kadar uzun mu ?” diye karşılık verdi Sehun.

Kris'in hatları gerilirken, Sehun üzerindeki ceketten kurtulup yumruklarını sıktı.

Kris'in üzerindeki polar yağmur suyuyla ağırlaşmış olacak ki tek bir hamleyle başından çıkarıp ıslak zemine fırlattı. Hareketleri öylesine gerçekçi bakışları öylesine keskindi ki bir kabusun nasıl bu kadar gerçek olabileceğini düşündüm.

Kris yumruklarını kaldırıp pozisyon alırken “ Küçük sevgiline veda etmek ister misin eski dostum ?” dedi alaycı bir sesle.

Sehun'un kabul etmeyeceğini düşünüyordum.

Bir kabusta olsa Sehun asla veda etmezdi ama öyle olmadı.

Sehun duruşunu bozdu ve başını hafifçe eğerek Kris'in teklifini kabul etti. Kris de  benim kadar şaşırmış olacak ki ifadesini toparlayıp Sehun'un yağmurun altına bana doğru gelmesine izin verdi.

Rüya da olsa Sehun'u bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında ıslak ve tüm duyuları benim üzerime yönelmiş halde görmek kalbimi dört nala attıran ve kanımı kaynatan bir görüntüydü.

Sehun beni tutan iri adamlara ölümcül sayılabilecek bakışlar fırlatıp beni bırakmalarını sağladı. Rüyamdaki bedenim oldukça sarsılmış olacak ki dizlerim titredi ve çıplak zemine düştüm.

Sehun ben henüz devrilmeden önce atılıp bedenimi kucaklarken yağmur sularının altına karışan kokusu burun deliklerimden içeriye sızdı.

Koku.

Bu kokuyu öylesine net hatırlıyordum ki, rüyalarıma bile sızması içimi titretti.

Sehun her yerdeydi.

Onu her yerde, her şekilde hissedebiliyordum.

Güçlü parmaklar yağmurun yüzüme yapıştırdığı saçlarımın geriye itip yüzümü çevrelerken boğuk, kısık bir sesle “ İyi misin ?” diye fısıldadı.

“ Canını….Canını yaktılar mı ?”

ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin