28

10.6K 697 314
                                    

Yazar: Özge Meral

Yarım kalan bir ilişkinin ardından en zorudur karşınızdakine yabancı gibi davranmak.
Ama en kötüsü bilinçtir.
Onu sevdiğinizi bilirsiniz tıpkı onunda sizi sevdiğini bildiğiniz gibi.
Geriye dönüp baktığımda Sehun'u kazanmak için yaptığım onca aptal şeye rağmen umuda sahip olduğumu fark ediyordum.
Yine beraber olabiliriz.
Yine birlikte devam edebiliriz düşüncesi zihnimi ele geçiriyordu ama o gün mutfakta yanımdan geçip gitmeden önce gözlerinde gördüğüm bakış haftalarca anlayamadığım gerçeği yüzüme bir tokat gibi indiriyordu.

Bitmişti.

Sehun'la başlayan, hayatım boyunca sahip olamadığım o mutlu huzurlu ve aşk dolu kısacık dönem sona ermişti.

Severek ya da sevmeyerek, biz bitmiştik.

Düşüncelerim teras kapısının büyük bir şiddetle çarpılarak kapanmasıyla yarım kalırken kirpiklerime takılan bir damlayı elimin tersiyle sildim.

" Luhan ?! "

Babamın sert tiradıyla merdivenlerin ortasında durup omurgamdan yukarıya süzülen korkumu bastırmak istercesine derin bir nefes aldım. Temkinli adımlarla babamın gürültüyle kapatıp açtığı dolap kapaklarının sesinin yükseldiği mutfağa yöneldim.

" Bu siktiğimin içkisini yine nereye sakladın ?!"

Babamın sesindeki katıksız nefret korkumu daha da kamçılarken haftalardır aramızda süre gelen sessizliği neyin bozduğunu anlamaya çalışıyordum. Yanından dikkatle geçip küçük buzluğun yanındaki kutudan 6lı bir bira paketi çıkardım. Babamın eli sertçe beni yana doğru iterken paketi yırttığı gibi iki birayı kapıp oturma odasına doğru yöneldi.

Gıcırdayan koltuk sesinin ve açılan bira şişesinin ardından " Açım." Diye gürledi babam.

Düşünceli ama olası bir dayaktan kurtulmanın verdiği rahatlıkla dolaptan dün yaptığım güvecin kalanını ve pilav için gerekli malzemeleri çıkardım. Mutfak masasına sıcak yemekleri servis ettiğimde hava çoktan kararmış, gökyüzü her geceki gibi güneşi bizi gizlemişti.

Babam içtiği 3 biranın ardından ne bir sallanma ne de sarhoş olduğunda yaptığı gibi mızıldanma olmadan sandalyesine oturdu.

Dakikalar sonra içimi kemirmeye devam eden korku ve merakla güvecimi didiklerken babamın ağzına attığı lokmasını çiğnerken " Taşınıyoruz." Dedi.

Sesindeki keskinlik yavaş yavaş zihnime süzülürken kelimeleri yakalamak için büyük bir çaba harcıyordum. Çatalım parmaklarımın arasından kayıp tabağıma çarparak masaya düşerken içimi saran korkunun bitmek yerine daha da çoğaldığını hissettim.

Taşınıyoruz. Taşınıyoruz. Taşınıyoruz.

Bu sözü kaçıncı duyuşumdu ? Kaçıncı hayatıma başlayacaktım ? Kaçıncı kez umutlarımı geride bırakacaktım ?
Bu kaçıncı kaçışımdı ?

" Yarın toparlanmaya başlaman lazım, en geç bir hafta içinde taşınacağız."

Bir hafta ? Bu kadar çabuk mu ?

" Yarın ilk iş bankaya gidip hesaptaki tüm parayı çekeceğiz."

Ciğerlerim nefes ihtiyacıyla inilderken dudaklarımı zorlukla araladım. Gözlerimi yakan yaşların ardından zihnimde gezinen bir çift kahverengi göz acımı daha da körüklüyordu.
İki tarafta bitti demeden bir ilişki asla bitmez demişti bir şair.
Ben bitti dememiştim.
Biz henüz bitmemiştik.
Ona bir daha dokunamayacak olsam bile her gün onu görebilecekken gidemezdim.
Zihnimi esir alan kahverengi gözlerin esaretinde dudaklarım kelimelere ulaştı.

ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin