Karın ağrısından çırpınırken şoför koltuğu bir anda açıldı ve içeri Selim Yılancı girdi.
Silahımı çıkartıp hemen kafasına dayadım.
O sıra da arabanın diğer kapıları açıldı ve bana üç adamı silah doğrulttu.
"Şimdi o silahını indir." diyen Selim Yılancı ile silahımı indirdim.
Lanet olsun karnım çok ağrıyordu. İtiraz bile edemedim.
O sıra kafama darbe almam ile gözlerim kapandı.
Bartu'dan Devam
Depodaki tüm adamları temizlemiştik ama Selim Yılancı burada değildi.
"Adam kaçmış olmasın?" diye soran Mertcan ile Bora "Biz geldikten sonra depodan çıkması imkansız." dedi.
Dışarı gören sadece bir kapı vardı. Pencere veya gizli geçit de yoktu. Yani biz geldiğimizde Selim Yılancı depoda değildi.
"Şansımıza küselim artık." diyen Mertcan ile "Arabaya dönelim." dedim.
"Sevdiğinden de ayrı kalamazmış." diyen Bora ile hafifçe gülümsedim.
Depodan çıkmamız ile arabayı göremedim.
"Bora arabayı şuraya park etmemiş miydin?" diye soran Mertcan ile Bora kafasını onaylarcasına salladı.
Koşarak arabanın olduğu yere gittim ve "Eylül! Burada mısın güzelim?" diye bağırdım.
"Arabadan indiyse yakınlarda bir yerdedir. Karnı ağrıyordu." dedi Bora.
"Kaçırılmış da olabilir." diyen Mertcan ile Bora "Ya da sadece Selim Yılancı depoya gelmiştir ve baskın olduğunu görüp kaçmıştır. Eylül de peşinden gitmiştir." dedi.
"Eylül bana söz vermişti. Ne yapacaksak beraber yapacaktık. O gitmez." dedim zorlanarak.
"O zaman Berkelere haber verelim ve Eylül'ü aramaya başlayalım." dedi Bora.
"Hızlı ol." dedim endişeyle. Eğer Eylül'e bir şey olduysa onlara bu dünyayı dar ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsimsizler
ChickLitSözü geçebilmesi için bir mafyanın lakaba ihtiyacı vardır. Peki birbirinden nefret eden dört arıza mafya lakap almayı beceremezse ve mafyalıktan atılırlarsa ne olur? Pes mi ederler? Ya da bir olup onları mafyalıktan atanlardan İntikam mı alırlar? H...