Yemek Odası

4.3K 256 148
                                    

Büyük depoya vardığımızda tanıdık iki yüz daha gördüm.
Mertcan ve Bartu.

Onlar da bizim gibi lakapsızdı. Ve farklı grupların üyesiydiler.

Büyük deponun önüne geldiğimizde korumalara silahlarımızı verdik.

Üstümüz aranıyordu. Bu klasik kontrol prosedürüydü.

Koruma tam göğüslerimi dokunacakken karnına tekme attım.

"Üstümü arayabilirsin ama göğüslerime yan gözle bile bakarsan seni sikerim." dedim sinirle.

Bizim grup başkanı depodan çıktı ve "Ne oluyor burada!" diye bağırdı.

"Bu it göğüslerime dokunacaktı." dedim sinirle. Grup başkanım herkese kısaca baktıktan sonra kart ile deponun kapısını açtı ve "Benimle gelin." dedi.

Asla hainlik yapıp içeride birini öldürmezdim. Tabii onların bir hatası olmadığı sürece.

Ama hainlik yapmayacak olmam sütyenimin içinde saklı olan çakı olmadığını söylemez.

"Oturun." diyen grup başkanımız ile boş olan dört sandalyeye oturduk.

Mertcan'ın grup başkanının "Bağlayın." demesi ile dört koruma bizi aniden sandalyeye bağladı.

"Ne oluyor lan!" diye bağıran Bora ile grup başkanı "Elimizde birkaç emir var. Şimdi isimlerinizi sayacağız. Siz olduğunuzu doğrulayın." dedi.

Bartu'nun grup başkanı ilk olarak "Bora Duman." dedi.

"Benim."

"Mertcan Uygur."

"Benim"

"Eylül Kıraç"

"Benim"

"Bartu Soylu"

"Benim"

"20 Ocak 2020 Çarşamba günü saat 10.30'da mafyalığınız büyükler tarafından son verilmiştir." diyen Mertcan'ın grup  başkanı ile "Hassiktir." dedim.

"Birazdan yemek odasına alınacaksınız." dedi grup başkanım ve hep birlikte yanımızdan ayrıldılar.

"Menü de ne vardır acaba?" diye soran Mertcan ile "Biri şuna yemek odasının ne olduğunu açıklasın." dedim.

"Yemek odasına girenler bir daha çıkamıyor." diyen Bartu ile Mertcan "o kadar mı lezzetli yemekler?" diye sordu.

"Hayır. Yemek falan yok. Öldürülüyorsun." dedi Bora.

"Kısacası boku yiyorsun." dedim.

İsimsizlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin