İsimsizler

Vur

Büyük deponun önüne gelmemiz ile korumaların hepsi silahlarını bize doğrulttular.

"Büyüklerin misafirlerine silah çevirmek ne kadar da ayıp bir hareket." dedim dudak büzerek.

"En iyisi büyüklere şikayet edelim. İnfaz edilsinler." diyen Bora ile güldüm.

"Bizden önce siz infaz edileceksiniz." diyerek gelen eski grup başkanım ile kahkaha attım.

"Daha bizi tanıyamadılar." diyen Mertcan ile "Tanıtalım o zaman." dedim ve biraz öne çıktım.

Grup başkanıma el uzattım ve "Daha önce yolladığım videoda da dediğim gibi ben İsimsizler'in lideriyim. Bunlar ise İsimsizler'in üyesi. Şimdi bizi içeri alın." dedim.

Grup başkanım şok olmuş bir şekilde bana baktıktan sonra "Siktir." diye mırıldandı.

"Biz yolu buluruz. Size gerek yok. Ve silahlarımızı girerken vermeyeceğiz." dedim ve depoya girdim.

Bartular arkamdan gelirken derin bir nefes aldım. En son buraya geldiğimizde bizi öldüreceklerdi.

Silah deposunun önünde dayımı görmem ile sırıttım.

"Demek başardınız." diye mırıldanan dayım ile "Her zaman." dedim.

Toplantı odasının önüne geldiğimizde kapıyı çalmadan içeri girdim.

"Bu ne hadsizlik!" diye bağıran büyüklerin üyesi olan babama baktım.

"Fazla vaktimiz yok. Ne söyleyecekseniz hızlı olun." dedim ve boş bir sandalyeye oturdum.

"İnfazınıza geldiniz." diyen Fulya'nın babası ile kahkaha attım.

"Size kendimizi tanıtayım. Biz İsimsizler'iz." dedim.

Masada bir curcuna olurken babam ayağa kalktı ve silahını bana doğrulttu.

"Mertcan kapı." dedim sinirle. Mertcan kapıyı tutunca belimden silahımı çıkardım ve babama doğrulttum.

Herkes belinden silahını çıkartıp bize doğrultunca "İlk büyüklerin yazdığı kural kitabına göre bizi öldürürseniz Kural dışı hareketten infaz edilmeniz gerekir." dedim.

"Umrumda değil." diyen babam ile ona doğru yürüdüm.

Namlusunun ucu kalbimin üstüne değince "Beni öldürdükten sonra öldürülmeye razı gelecek misin?" diye sordum.

"Evet." diyen babam ile "O hal de vur."