15.Bölüm

973 79 58
                                        

Can
Dün eve gelir gelmez kendimi yatağa doğru atıp hemen uyumuştum. Çok fazla yorulmasam da artık daha fazla vücudumu dinlendirmeye karar vermiştim.

Sabah yine alarmın sesiyle uyanmıştım. İşi çok sevmiştim ama tabi ki ilk günlerden alışmam imkansızdı. Dün yaptığım bakımı bugün yapmayacaktım. Sadece üstümü giyinip evden çıkacaktım.

Lavaboya gidip soğuk suyu yüzüme çarptığımda kendime gelmiştim. Bir süre aynaya baktım. Kendimde bir gariplik hissediyordum. Bunun farkındaydım. Ama kendimden ne zamana kadar kaçardım bilmiyordum.

Tekrar odaya döndüğümde ilk dolabıma yöneldim. İlk eşofman giymeye karar vermiştim. Çok resmi br yerde çalışmadığım için rahat giyinebiliyorduk. Ama kararımı gömlek ve pantolondan yana kullanarak değiştirmiştim.

Altım için askeri desen olan kargo pantolon ve üstüne siyah tişört seçmiştim. Kıyafeti hallettikten sonra mutfağa gidip kendime kahve yapmıştım. Saat aslında daha erkendi. Ama evde hiç kahvaltı yapasım yoktu. Dışarıda kahvaltı yapmaya karar vermiştim. Tek başıma yapmak istemediğimden dolayı Barışın kabul etmeyeceğini bilsem de yine de ona kahvaltı teklifinde bulunacaktım.

Gönderilen:Barış
Dışarıda kahvaltı?

yazdıktan sonra kahvemi alıp odaya geçmiştim. Kahveyi komidinin üzerine bıraktıktan sonra giyinmeye başlamıştım. Ben giyinirken mesaj gelmişti işim bittikten sonra telefonu elime almıştım.

Gönderen:Barış
Nerde?

kabul etmişti. Buna biraz şaşırmış olsam da tek başıma kahvaltı yapmayacağım için mutluydum.

Gönderilen Barış:
Sen okulun oraya gel yeter. Ben şimdi çıkıyorum evden.

Şimdi ona gidiceğimiz yeri tarif etmekle uğraşamazdım. En iyisi onun bildiği bir yerde buluşmaktı. Evde işim bittikten evden çıkıp asansöre yöneldim.

Asansörde kısa süre de kalsam kapalı alanda beni kendi düşüncelerimde boğmaya yetiyordu. Barışın kahvaltıya gelmesine sevinmiş miydim diye sorgularken asansör aşağı inmişi. Sevinmiştim ama tek başıma kahvaltı yapmayacağım için sevinmiştim.

Acaba?

Belki bu kahvaltıda Barış her şeyi anlatırdı. Ya da aramızdaki buzlar bu sefer erirdi. Her ne kadar Danla bu işi çözeceğini söylese de şu an kimse benim Barışla geçirdiğim vakti geçirmiyordu.

Yine arabayla gidecektim. Araba doğru hızlı adımlarla gidiyordum. İş başlamadan rahat rahat muhabbet edebilmek için. Arabama bindiğimde kemerimi takıp sürmeye başlamıştım.

Okulun önüne geldiğimde Barışı gördüm. Sarı tişört altına siyah pantolon giymişti. Sarı onu açmıştı ve üstünde güzel duruyordu.

Camı indirip "Barış gelsene" diye seslendim. Kafasını benim olduğum tarafa çevirip yavaş adımlarla arabaya yaklaştı.

Arabaya "Günaydın" diyerek bindi. Bende ona karşılık vererek "Günaydın" dedim. Uykulu olduğu sesinden belliydi. Genel olarak sesi çok güzeldi ama uykulu olunca daha hoş çıkmıştı.

Onu okula yakın olan güzel bir yere götürecektim. "Nereye gidiyoruz" diye sorsa da cevap vermeyip yoluma bakmıştım. "Şarkı açabilir miyim" der demez ben hemen şarkı açmıştım.

Duman-Bal çalmaya başladığında "Değiştireyim mi" diye sordum ona hafifçe bakarak. "Kalsa çok iyi olur" dediğinde şarkıya mırıldanmaya başladı. Resmen gözleri parlıyordu. Bence benim orda olduğumu unutmuştu ve mırıldanmaları gittikçe yükselmeye başlıyordu. Sesini çok net duyabiliyordum. Sesi çok güzeldi. Bende şarkı söylüyordum ve sesim beğeniliyordu ama Barışın sesi gerçekten çok güzeldi. Onu hiç rahatsız etmeden sadece dinledim. Şarkı hiç bitmesin,Barış hep şarkı söylesin istedim. Şarkıyı söylerken kendinden geçmiş gibiydi.

REGAMANCY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin