Can
~2 gün sonra~Okula gitmek istemiyordum. Olayın etkisinden çıkamamıştım. Danla beni defalarca arasa da eve gelmek istese de hepsini reddetmiştim. Kendimi 2 gün boyunca dinlemek istemiştim. Bundan sonra ne olacağını bilmiyordum ve bu bilinmezlik beni delirtiyordu.
İşin kötü tarafı Barışı aklımdan çıkaramıyordum. Sadece o günkü hali değil. Genel olarak aklımdan çıkmıyordu. Beni öpmüştü. Durup dururken beni öpmüştü. O an aklıma kazınmış gibiydi. Ne yaparsam yapayım unutamıyordum.
Artık hem bizimkileri endişelendirmemek için hem de okula gitmenin vakti geldiği için hazırlanmaya başlamıştım. Okulda Barışı görmeme umuduyla dolabımdan elime ne geçtiyse giydim. Kendimi hâlâ iyi hissetmiyordum. Ama bunu onlara belli etmemem gerekiyordu. Bir eşofman bir tişört elime alıp giyinmeye başladım.
Arabam hâlâ Barıştaydı. Burak'ın peşindeki adamlar olayı 2 günde ne oldu bilmiyordum. Ama yürüyerek gidecektim. Ufak bir sırt çantasına cüzdanımı vs koyduktan sonra kulaklığımı alıp evden çıktım.
Tatlı bir esinti yüzüme çarparak yürüyordum. Normal bir günümde olsaydım bu hava çok fazla hoşuma giderdi. Ama şu an tadını çıkaramıyordum. Neyi dinlediğimi bile bilmiyordum. Sözler akıp gidiyordu.
Okula geldiğimde bizimkilerin bahçede olduklarını bildiğim için oraya doğru ilerledim. Onları gördüğümde tam gidecekken Barışın da orda olduğunu anladım. Aramızda çok mesafe yoktu. Beni görmeleri an meselesiydi. Tam geri döneceklen Lale "Can burdayız gelsene" diye bana seslendiğinde bir şey anlamasınlar diye onlara doğru gitmek zorunda kaldım.
Ben yanlarında olursam Barış gider diye düşünüyordum ya da öyle olsun istiyordum. O günden sonra ikimizinde birbirimize bakacak yüzü yoktu. En azından benim yoktu.
Yanlarına gittiğimde Berkan "Nerdesin iki gündür aslanım" diyerek bana sarıldı. Hepsi iki gündür neden okula gelmediğimi merak ediyorlardı. "Hasta gibiydim ya ondan gelmedim" dedim hemen bi yalan uydurarak.
Barışın yüzüne hiçbir şekilde bakmıyordum. Naptığını bile bilmiyordum. Lale "Bana söyleseydin en azından çay çorba yapardım" dedi anaç bir şekilde.
Ona gülümseyerek Danlaya baktığımda bana ölümcül bakışlar atıyordu. Büyük bir sorgulamaya maruz kalacağımı hissetmiştim. Burak'a dönüp "Noldu şu iş" dediğimde Burak'ın yüz ifadesinden bir şeylerin olmadığını anladım. Berkan Burak'ın omzuna yumruk atarak "Sıkma canını halledicez" dedi. Nasıl hallediceğimizi o bile bilmiyordu. Sırf moral bozmamak için motive etmeye çalışıyordu.
Biz konuşurken yanımıza Duygular geldi. Bu kız her yerden çıkıyordu. Gelip Barışa doğru "Çıkışta bir şeyler yapalım mı" diye sorduğunda hiçbirimiz bir şey anlamamıştık. Buraya kadar hiç Barışa bakmamıştım. Yüzümü Barışa hafifçe döndürdüğümde hemen tekrar eski halime döndüm. İçten içe gitmemesi için dua ediyordum.
Fatma "Şimdi de Barışa sarmış sanırım" diyerek kahkaha atmaya başladığında Danla da önce bana bakıp sonra da Fatmaya dahil oldu. Duygu göz devirip tekrar Barışa döndüğünde Barış hiçbir şey demedi. Göz ucuyla ona baktığımda Duyguya karşı gözlerini devirdiğini fark ettim.
Yunus ile Sercan hiçbir şey demiyordu. Zaten Duygunun yanında anca heykel gibi dururlardı. Laf Fatmadan geldiği için Sercan,Yunusa olan saygısından bir şey demedi.
Duygu "Neyse konuşuruz" dedi ve üçü beraber yanımızdan gittiler. Gerçekten çok yüzsüz biriydi ve sinir bozuyordu.
Danla "Nerden bu samimiyet" diye Barışa sorduğunda bende cevabını merak ediyordum. Durup dururken çağıracağını düşünmüyordum.