Can
Sabah erkenden uyanır uyanmaz hemen evden çıkıp vazo ve boya almaya gittim. Resim konusunda yetenekliydim. Zaten sadece vazoyu boyayacaktım. Birde beyaz kalp yapacaktım. Vazo sadece bundan ibaretti. Zaten şaşırdığım şeyde buydu. Dümdüz sade bir vazoydu ve Barışın bu vazo içinde sinirlenmesi garipti.Girdiğim ilk yerde aynısı olmasa da şeklinin benzediği bir vazoyu aldım. Boyaları almak için girdiğim yerde sadece mavi ve beyaz boya almak yerine birkaç farklı boya daha aldım. Sadece maviye boyayıp beyaz kalp yapmayacaktım. Affetmesi için vazoya birkaç bir şey yapmayı planlıyordum.
Alışveriş bittikten sonra eve geçtim. Heyecanlı bir şekilde vazoyu boyamaya başladım. Çok güzel beyaz kalp çizdikten sonra köşesine "Özür dilerim minik zürafa" yazmıştım. Zürafa olduğu doğruydu. Ama minik değildi. Sadece araya tatlılık katsın diye öyle yazmıştım.
Vazo kurumayı beklerken Danla bana gelmişti. Ona yaptığım vazoyu gösterdiğimde "CAAAAN ÇOK GÜZEL OLMUUŞŞŞ" diye sevinç çığlığı atmıştı. Yaptığım abartı bir şey olmamasına rağmen moralim yerine gelsin diye böyle bir tepki verdiğini biliyordum.
"Okula gitmeden Berkanlara mı gitsek yoksa okulda mı versem?" Diye soru yönelttim Danlaya. O okulda vermemin daha doğru olduğunu söyledi. Danlayla beraber kahvaltı yaptıktan sonra üstümü değiştirip evden çıktık.
Berkan,Lale ile gelmişti. Gözlerim Barışı aradı. Berkana sorduğumda onun evde olduğunu söyledi. Bu biraz moralimi bozmuş olsa da iyi düşünmek istedim. Uyuyakalmış olabilirdi (ama berkan varken imkansızdı). Dersi olmamış olabilirdi. Ya da canı gerçekten gelmek istememişti. O yüzden kimseye bir şey demeden tamam diyip geçiştirdim.
Duygu,Yunus,Sercan önümüzden geçerken bana laf atmadan duramadılar. "Bu sefer erkek arkadaşın kim" diyip gülmeye başladılar. Bu sefer dedikleri de sadece 1 kere beni biriyle görmüşlerdi. O da aşk falan değildi. Sadece flört gibi bir şeydi. Danla bu lafın altında kalmadan "Duygu seni de geçen boynuzlamışlar aşkım neden hiç bahsetmiyorsun omzunda ağlardın" diye karşılık verdi. Kimsenin aldatılması ile dalga geçicek insanlar değildik ama Duygu gerçekten kötü biriydi. Sırf bizim aramızı bozabilmek için elinden geleni yapmıştı.
Bir keresinde sırf Berkan ile Laleyi ayırabilmek için Berkandan ders çalıştırmasını istemişti ve her fırsatta "e ne zaman ders çalışıcaz bekuşum" diyerek Laleyi çileden çıkartıyordu. Çok uğraşmasına rağmen ikisini ayıramayınca bu işten vazgeçmişti.
Okulda kimse tarafından sevilmiyorlardı. Herkese üstten baktıkları için kimseyi umursamıyorlardı. Ama biz öyle değildik. Özellikle Danla. Okulda herkes tarafından sevilen biriydi. Aşırı çekiciydi. Duygu'yu deli eden buydu. İlgi hiçbir zaman onun üstünde olmuyordu ve genelde hoşuna giden erkekler Danladan hoşlanıyordu. Danla fakülte birincisi Duygu ise ikincisiydi. Hayatında hiçbir zaman birinin gölgesinde olmamış olacak ki sürekli Danla varken ikinci planda oluyor olması onu çok kızdırıyordu.
Yunus ile Sercanın onun yanında durmasının tek sebebi Sercanın önceden Laleden hoşlanmış olmasıydı. Sercan ile Yunus önceden tanışıyordu. Berkan ile çok fazla tartıştıklarından dolayı Duygunun yanında olmayı istemişlerdi. Duygu sanki onların sahibiymiş gibi davranıyordu ve onlar bunun farkındaydı.
Yunus ise Fatma'yı seviyordu. Bence hâlâ daha seviyor. Burak Fatma'yı gerçekten kardeşi gibi görüyordu. Çoğu kez sevgili iması yapsalar da öyle bir şey yoktu. Olamazdı. Çünkü Burak'ın aklı başkasındaydı. Burak yanında olan insanları hep korurdu. Fatma onun her zaman yanındaydı. Aralarındaki bağ Danla ile ben kadar güçlüydü.
Okul çıkışı bir kafeye oturduk. Elimde vazoyla salak gibi gezsem de bugün ne olursa olsun onu Barışa verecektim. Ben hariç kimse Barışın yokluğunu anlamamıştı. Muhtemelen vazo olayı olmasa bende anlamazdım.
