14.Bölüm

936 75 107
                                    

Can
Alarmın sesiyle uyanmıştım. Bugün ilk iş günümdü ve Barışın beni o kadar uyarmasına rağmen geç kalamazdım. Aslında alarm çaldığında biraz daha yatakta oyalanırdım ama 1 dakika bile gecikmek istemediğimden kendimi direkt banyoya attım. Ayılabilmek için önce soğuk suyu açtım. Soğuk suyu hissettiğim anda vücudum yavaş yavaş kendine geliyordu. İlk başta işkence gibi gelse de soğuğun vermiş olduğu haz beni daha dinç hissettirmişti. Ayıldığımı fark ettiğim zaman suyu ılıklaştırıp duşumu almıştım.

Bugün güzel bir gün geçmesini diliyordum. Bu yüzden şampuan ve duş jelini abartarak sıktığımda kokuları beni çok iyi hissettiriyordu. Banyoyu o güzel koku sardığında yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Aslında kendimi daha fazla şımartmak istesem de bunun mümkün olmadığını biliyordum. Duş almam bittiğinde havluyu belime sarıp ayna da biraz kendime baktım. Yorgun ve bitkin durmak istemiyordum. Duş çok iyi gelmişti ama yine de dolaptan çıkardığım maskeyi yapmaya karar vermiştim.

Maskeyi yüzüme nazikçe sürerken bu ufak bakımın beni çok iyi hissettirmişti. Hatta biraz mayışmıştım. Maskemi yaptıktan sonra geri odaya gittim.

Bugün dersim yoktu yani sadece iş için okula gideceğimden dolayı üstüme rahat şeyler giymek istiyordum. Siyah beyaz çizgili pantolonumun üstüne beyaz sade tişörtü gitmeye karar verdim. Gözüm sürekli Barışın tişörtüne kayıyordu. Onu hâlâ vermemiştim. Aslında bugün götürebilirdim ama yıkandıktan sonra tişörtü birkaç kez giymiştim. En iyisi Barışa mesaj atmak olacaktı. Hem uyanıp uyanmadığını da anlamış olurdum.
Gönderilen:Barış
Tişörtünü bugün getireyim mi?

dedikten sonra üstümü giymeye başladım. Tişörtümü giydikten sonra Barıştan bildirim geldi.
Gönderen:Barış
Acelesi yok

yazdığında görüldü attım. Yıkadıktan sonra verirdim. Hem ayrıca o da benim tişörtümü hâlâ getirmemişti. O yüzden bende acele etmeyecektim.

En sevdiğim parfümümü alıp bolca sıktıktan sonra saate baktım. Tam şimdi çıkmam gerekiyordu. Bende kulaklığımı ve telefonu alıp evden çıktım.

Okul bana çok uzak değildi. Ama ben yine de arabayla gitmeye karar vermiştim. İlk günün yorgunluğu ardından evden önce Danlalara geçecektim ve yorgun olmak istemiyordum. Asansöre bindiğimde asansörün aynasından kendimi inceledim. Aklıma bir an Barışın beni sarhoşken zorla asansöre sokması geldiğinde hafifçe gülümsedim. Gülümsemi fark ettiğimde kendimi toparladım bu sırada aşağıya inmiştim.

Hava bugün çok güzeldi. Ne soğuktu ne sıcak. Uzun kollu giysen terlemezsin kısa kollu giysen üşümezsin cinsinde bir hava vardı. Bende güne çok iyi başlamıştım. Araba doğru ilerlerken şarkı mırıldanıyordum.

Arabaya bindiğimde en son Barışın kullandığı aklıma geldi. Sürücü koltuğunu kendisine göre ayarlamıştı ve bende yola çıkmadan önce koltuğu düzeltmekle uğraşmıştım.

Koltuğu düzelttikten sonra yüksek sesle bir şarkı açıp okula öyle gitmiştim. Bugün tam olarak  yoldaki kaldırıma bile gülümseyerek selam verecek moddaydım. Yani Duyguyu bile görsem selam verirdim.

Okula geldiğimde Barış okul kapısında bekliyordu. Arabamı park ettikten sonra "Günaydııııııın" dedim enerjik bir şekilde. O da "Günaydın bende yeni geldim seni bekliyordum." dedikten sonra kafamla onaylayıp beraber okul kafesine doğru ilerledik.

Okul kafesine doğru giderken "Can üstüne sıktın" diye sorduğunda "Bugün biraz kendime özen gösterdim" dedim. Barış "Çok güzel kokuyor parfümün" dediğinde sırıttım. Ama o gayet soğuk bir tavırla söylemişti.

REGAMANCY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin