Can
Eve geldiğimizde Barış duş almak istediğini söyledi. O duşa girer girmez bende onun telefonuna sarıldım.
Özelinin karıştırılmasından hiç hoşlanmazdı. Bunu çok iyi tecrübe edinmiştim. Ama amacım o adamlarla nerde buluşacağını öğrenmekti. Onu tek başına zarar göreceğini bile bile yollayamazdım. Bunu göze alamazdım.
Tanımadık bir numarayla kavga ettiğini gördüm. Onlardan biri olduğunu fark ettim çünkü Barış sürekli 'Onun canını yakmıcaktınız' cümleleri kurmuştu. Hatta ve hatta sürekli bizim peşimizi bırakmalarını yazmış, ama karşı taraf ısrarla onu bir mekana çağırıyordu.
Adamın Barışa attığı konumu aceleyle kendime attığımda ne yapabileceğimi düşündüm. Aklıma kendimce parlak bir fikir geldiğinde Barış duştan çıkmıştı.
Üstüne benim bornozumu giydiğini gördüğümde ona yeni bir havlu vermediğim için kendime kızmıştım. Ama böyle de çok komik gözüküyordu.
"Bana kıyafet verebilir misin" diye sorduğunda gülerek odaya doğru ilerledim. O da benim arkamdan geldi.
Ona en rahat eşofmanlarımdan ve sweatlerimden birini verdiğimde kendim için de aldım.
Barış "iç çamaşır da versen" dediğinde ona iç çamaşırların olduğu yeri gösterdiğimde kendisine iç çamaşır aldı.
Bu sefer odadan ben çıkmak istemiştim. Tam odadan çıkarken "Niye çıkıyosun ya beraber giyiniriz işte" diyerek güldüğünde ona aldırış etmeden odadan çıktım.
Salona geçip üstümü orda değiştirdim. Elimdeki kıyafetleri yıkancağa attıktan sonra dalgınlığıma geldi ve yanlışlıkla yatak odasına girdim.
Barış benim boxerımle duruyordu. Kapıyı açtığımı fark ettiğinde yandaki eşofmanı üstüne tuttu. Bunu yapması onu daha da komik bi hale gelmesini sağlamıştı.
Tam odadan çıkacakken hızlı adımlarla bana doğru gelmiş ve beni kolumdan çekerek kapıyı kapatmıştı.
Kapı ve boxerlı Barış arasında kaldığımda ne yapacağımı şaşırmıştım. Yüzüne bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.
"Barış hadi bırak gideyim" dediğimde Barış "Sanki seni taciz ediyomuşum gibi tepkiler verme" diyerek bana kızmıştı.
"Barış fazla çıplaksın şu an" dedim. Barış bu dediğime güldükten sonra çekilmişti. Ben tam odadan çıkarken "Gördün zaten göreceğini" diyerek beni daha da utandırmıştı.
Bir anda odaya neden geldiğimi unuttuğum için istemeden de olsa kendimi Barış giyinmesini izlerken buldum. O bunun farkında değildi. Sadece giyinmekle meşguldü.
Giyindikten sonra bana dönüp "Şimdi fazla çıplak değilim bence" diyerek güldü.
"Aç mısın" diye sorduğumda "Pizza sipariş edelim" dedi. Demek ki canı pizza çekmişti. Bende kafamı tamam anlamında salladığımda Barış telefonu çıkarıp neli istediğimi sormadan siparişi vermişti.
Tam odadan çıkacakken Barış beni durdurdu. "Dur biraz sarılayım sana" diyerek bana doğru geldi ve kollarını boynuma sardı. Normalde hep belimden sarılırdı.
O kadar sıkı sarılıp boynumu kokluyordu ki bir an kemiklerimi kıracak sandım. Ama bunu ona belli etmedim. Beni bırakmak istemiyordu. Ona kalsa saatlerce şu an bana sarılırdı.
"Bir şey mi oldu Barış" diye sordum.
"Seni çok seviyorum" diye cevap verdi. Sanırım kafası Yağızın dediklerine takılmıştı.
