Can
Düğünden sonra sadece arkadaşlar olarak yemek yemeye daha doğrusu bunu kutlamak için çok güzel bir mekanı kapatmıştık ve düğün biter bitmez oraya gidecektik.Bu bizim düğün haberini alır almaz planladığımız bir şeydi. Hatta bizim için en heyecanlı kısım burasıydı.
Düğün bittikten sonra hepimiz üstlerimize daha rahat kıyafetler giyip otelin deniz manzaralı bahçesinde belirlediğimiz saatte olacaktık.
Ben duşumu aldıktan sonra üstüme çok salaş bir kısa kollu ve kot rengi pantolon giyip hemen aşağıya indim. Bu 5 sene boyunca Berkanın açtığı spor salonunda Berkan bana hocalık yaparak baya fiziğimi geliştirmiştim ve bu halimi çok beğeniyordum.
Barışın değişiminin arkasından kendime bir baktığımda onun gidişinin ardından saçlarımı eskisine nazaran uzatmış ve vücudumu geliştirmiştim.
Sakal sevmediğim için hiçbir zaman sakal uzatma taraftarı olmamıştım. Yıllar geçse bile bu hiçbir zaman değişmeyecekti.
O ise sakalları hafif uzunlukta olmasına rağmen kesmişti. Onu hiç baby face hayal etmemiştim. Ama bu haliyle yüz hatları daha da belirginleşmişti.
Aşağıya ilk inen kişi tabi ki ben olmuştum. Çünkü hem kızların makyaj silip duş almaları hem de Laleye yardım etmeleri uzun sürerdi. Erkekler de aynı şekilde kızları bekleyip öyle aşağı inerlerdi.
Ben biraz tek başıma düşünüp hava almak istiyordum. Aslında şu an iyi gibi gözüksem de içimde çok büyük bir savaşı kaybetmenin kırgınlığı vardı. Bir yandan yaşananları kabullenmeyen kalbim bir yandan da artık kabullenmem gerektiğini söyleyen beynim birbirleriyle öldüresiye kavga ediyorlardı ve ben kimin tarafında olacağımı bilmiyordum.
Bana verdiği onca sözler söylediği onca laflar yalan olamazdı. Her şeyi geçtim bana baktığında onun gözlerindeki sevginin yalan olduğunu düşünmüyordum.
Gözler yalan söyleyemezlerdi.
Kalbim bunları söylerken beynim ise eğer bunlar doğru olsaydı yıllar asırlar geçse bu kadar seviyor ise başkasını kalbine koyamazdı. Ben yapamamıştım. Ben o kadar sene kimseyi hayatıma alamamıştım.
Mantık ve duygu savaşını mantık kazanmalıydı. Duygularımla hareket edemezdim. Bu çok acizceydi.
Ama olumlu tarafından bakarsak geçmişte güzel bir beraberliğimiz olmuştu. Şu an ikimizinde olduğu konumlar çok güzeldi. İkimizde hayallerimizin peşinden gitmiştik. Her masal gibi bizimkide kısa sürmüştü ama çok büyüleyiciydi. O yüzden ona düşmanlık, kin beslemem çocukça olurdu. Çünkü o yurtdışına giderken biz ayrılmıştık ve önümüze bakacağımızı söylemiştik.
O önüne bakmıştı. Ben ise durduğum yerde onu beklemiştim. Bir gün gelir ve masalımıza kaldığımız yerden devam ederiz umuduyla onu senelerce beklemiştim.
Biten bir masal tekrar devam eder miydi? Hayır etmezdi. Bizimkisi de etmeyecekti.
Ben bütün bunları düşünürken arkamdan birinin geldiğini fark etmiştim.
O üstünü değiştirip gelmişti.
Şimdi ne yapacaktım?
En iyisi geçmişte bir şeyler yaşamamış, olanları unutmuş iki arkadaş gibi davranmaktı.
Manzaraya bakıp tutunduğum korkuluklara arkamı dönerek yaslanmıştım. O ise yavaş yavaş bana doğru yaklaşıyordu.
O yaklaştıkça kalbimin ritimleri hızlanıyordu.
