Can
Yorucu bir günün ardından normalde çok güzel uyku çekmem gerekirken gece sadece Barışın izlerini düşündüm. Sırtının o halde olması beni çok fazla etkilemişti ve ben Barışın hikayesinin sadece oradan ibaret olmadığını düşünüyordum. Gece bu durumu düşünmekten iyi bir uyku çekememiştim.Bugün iş yerine okula gidecektim. Biraz buruktum çünkü iş olunca sadece Barış ve ben okuyorduk. Yine de bizimkileri çok özlemiştim. Yataktan kalkar kalkmaz Berkanın gruba attığı mesaja baktım.
BABAKOLAR
Beko:Biraz erken gelin kahvaltı yaparızyazdığını gördüğümde hemen dolaba yöneldim çünkü bugün biraz fazla uyumuştum. Gri tişörtü ve beyaz eşofmanı yatağa atıp lavaboya yüzümü yıkama gitmiştim.
Yüzüme soğuk suyu iki üç defa çarptıktan sonra ayna da biraz kendime baktım. Bugün kendimi rahat bırakacaktım. Kalbimin sesini dinleyecektim. Eğer Barış ile ilgili bir durum olursa bunu kendime itiraf edecektim. Ama böyle bir durumun olmamasını umut ediyordum. Ayrıca bu konuyu Danlaya anlatmam gerekecekti.
Kahvaltıyı dışarıda yapacağımız için direkt yatak odasına gittim. Çıkarmış olduğum gri tişörtü ve eşofmanımı giyerken Barışın tişörtü gözüme çarptı. Onu vermeyecektim. Bu yüzden tişörtü alıp çekmeceye koydum.
Parfümümü sıktığımda tam anlamıyla hazırdım. Tam evden çıkacakken Barış'ın bana mesaj attığını gördüm.
Gönderen:Barış
AşağıdayımDün arabamı Barışa vermiştim. Beni almaya geleceğini unutmuştum. Beyaz spor ayakkabımı giydikten sonra evin kapısını örttüm. Asansörün kapısını açar açmaz aklıma Barış ile göz göze gelmemiz ve kalbimin hızla çarpması geldi. Bu normal bir şey değildi. Sürekli onu düşünmemin normal bir tarafı yoktu.
Asansöre bindikten sonra aynada kendime baktım. Bugün iyi görünüyordum. Biraz saçımı düzelttikten sonra aşağı kata gelmiştim. Kapıyı açıp çıktım. Biraz yürüdükten sonra binanın kapısını da açtığımda benim arabamı kullanan bir adet Barışı gördüm. Arabaya doğru yöneldim. O şoför koltuğunda olduğu için yanındaki koltuğa oturdum. "Diğerleri nerde" dediğimde "Berkanın arabasıyla gidiyolar. Çıkışta üçümüz Berkanın arabasıyla gidicez. Arabayı sana vericez." dedi. Mantıklıydı.
Dün konuştuğumuz meseleyi tekrardan açmak istemedim. İkimizin de tadının kaçacağını biliyordum. Sadece konuşmadan oturuyordum. Barış "Neden sessizsin" diyerek sessizliği bozdu. "Hiç" diye kaçamak bir cevabın ardından "Dün izle-" lafını bitirmesine izin vermeden "Barış bu konuyu açmak zorunda değilsin. İkimizin arasında kalıcağına söz veriyorum. Endişelenme." dedim sözünü keserek. Barış bunu kafasıyla onayladı.
Yol boyunca hiç konuşmadık. Okula geldiğimizde Barış "Geldik" diyip arabadan indi. Bende ardından inince anahtarı bana verirken "Her şey için teşekkür ederim" dedi. Hiçbir şey demeden sadece gülümsemiştim.
Bizimkiler okulun bahçesindeydi. Oraya yaklaştığımızda Danla beni görür görmez hemen bana doğru koştu. "Caan seni çok özledim" diyerek yanağıma öpücükler kondururken bende ona sımsıkı sarılıyordum. Onu çok özlemiştim. Kulağına "Bugün sana gidelim konuşmak istediğim şeyler var" diye fısıldadım. Danla "Sabırsızlıkla bekliyorum" dedi benimki kadar kısık bir ses tonuyla.
Masaya ilerlediğimizde Lale koskoca gülümsemeyle bize bakıyordu. Lale hep gülümserdi ama bu sefer ki gülümsemesi bir başkaydı. "Sende bir şeyler var" dediğimde Lale kahkaha atarak "SİZE MÜJDEEEM VAAAR" diyerek ayağa kalktı. Hepimiz ona meraklı gözlerle bakarken Berkan "Boncuğum artık söyler misin? Dün geceden beri meraktan uyuyamıyorum" dedi sabırsız bir şekilde.