23.Bölüm

1K 80 326
                                        

Can
Sonu ne olursa olsun sadece içimden geleni yapmak istemiştim.Kalbimin sesini dinleyerek gözlerimi kapattım ve dudaklarımı, dudaklarıyla birleştirdim. Belki bana bu cesareti Barışın benle bu kadar ilgilenmesi vermiş olabilirdi. Ya da sadece öpmek istemiştim.

İşin ilginç tarafı Barış öpücüğüme karşılık vermişti.

İlkinden biraz daha uzun ama yine de kısa bir öpüşmenin ardından dudaklarımı ayırıp "Bu da ikinci olsun" dedim fısıldayarak.

Hâlâ karşılık vermesinin şokundaydım. Barışın her türlü tepkisine hazırdım ama karşılık vereceğini hiç düşünmemiştim. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu ve Barışın ağzından çıkacak kelimeleri bekliyordum.

"Bunu neden yaptın" dedi. Sesinde kızgınlık veya sinir yoktu. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Uzun bir sessizliğin ardından "Beni gerçekten unutma diye" cevabımı verirken gözlerine bakmamaya çalışıyordum.

İlkler unutulmaz demişti. Hem ilk ve ikinci öpücüğü artık bendim. Amacım beni unutmaması değildi. Anlık verdiğim cevap beni de ikna etmişti. Bir nevi kendimi garantiye almış gibi olmuştum.

Tam ayağa kalktığımda Barış kolumdan tutup beni kendine çektikten hemen sonra dudaklarımdan öpmeye başladı. İlk başta donup kalsam da öpmesine karşılık vermeye başladım.

Her karşılık verişim de Barışın dudaklarıma yaptığı darbeler sertleşiyordu. Ben ise ne yaptığımı bilmiyordum. Şaşkınlığım hâlâ devam ederken sadece onu öpüyordum.

Belimden tutup beni biraz daha kendine çektiğinde ellerimi saçlarını doğru götürdüm. Birbirimize yapışmış bir vaziyetteydik.

Bulunduğum konumdan memnuniyetsiz değildim.

Saçları ellerimin arasında onu öperken memnun olmamam mümkün değildi.

En sonunda nefes nefese birbirimizden ayrıldığımızda dudağının hafif morardığını gördüm.

Ellerini yanaklarımdan tutup alnımı,alnına getirdiğinde sessizce "Neden" diye fısıldadı. "Neden sana karşı bir şeyler hissetmeme engel olmuyorsun
Neden aklıma sürekli geliyorsun Can
Neden" dedi çaresiz bir ses tonuyla.

Bana cevabını bilmediğim sorular sorduğunda sadece "Ben..özür dilerim" özür dilenicek bir şey yoktu. Sadece ne diyeceğimi bilemiyordum.

İkimizinde gözleri kapalı sadece birbirimizin nefes seslerini duyuyorduk. Çok yakın olduğumuz için onun hızlı atan kalbinin ritimlerini de duyabiliyordum ve bu benim de kalp atışlarımın daha da hızlanmasına sebep oluyordu.

"Barış" diye fısıldayıp dudaklarına minik bir öpücük kondurduktan sonra "seni seviyorum" dediğimde gözümden bir yaş geldi. "Kurtaramıyorum kendimi" sesim onun gibi çaresiz çıkmıştı.

Yüzlerimizi birbirimizden uzaklaştırdıktan sonra gözlerimin içine bakarak "Ya onun gibi olursam" diye sorduğunda kimden bahsettiğini anlamamıştım.

"Ya babamın anneme yaşattığı hayal kırıklığı sana yaşatırsam" kalbime öküz oturmuş gibi hissediyordum. Böyle bir şey beklemiyordum. Ama Barış geçmişten kurtulamıyordu. Geçmişe bağlı kalmıştı. Bu onun canını çok acıtıyordu. Artık benim de canımı acıtmaya başlamıştı.

REGAMANCY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin