27.Bölüm

1.4K 70 152
                                        

Can
Gözümü açar açmaz Barış'ın günaydın mesajını gördüğümde sabah sabah bir enerji bir mutluluk gelmişti. Uzun zamandır yataktan büyük bir heyecanla kalkmıyordum. İlişkimiz yeniydi ama Barış bana çok iyi geliyordu.

Artık erkenden okula gidip birbirimizle biraz zaman geçirmeye karar vermiştik. Normalde erken saatlerde uyanmaktan nefret eden ben gece birkaç defa kalkıp saatin kaç olduğuna bakıp geri yatıyordum. Saat bir an önce gelsin ve ben bir an önce Barışın yanına gideyim diye saat başı saate bakmaktan uyuyamıyordum. Ama bundan asla şikayetçi değildim.

Hemen yataktan kalkar kalkmaz banyoya gidip sıcak bir duş almaya başladım. Duş jelini olabildiğince bol koyuyordum. Güzel kokmak her zaman hoşuma gittiği için duştan çıkınca genel olarak duş jeli gibi çıkıyordum. Ama umrumda değildi. Kokulara insanlardan daha çok önem veriyordum.

Sıcak duşun ve duş jelinin keyfini çıkardıktan sonra hem Barışı bekletmemek hem de onu erkenden görebilmek için duştan çıkıp yatak odasına doğru gittim.

Üstümü giymeden tenime parfüm sıktıktan sonra dolaba yöneldim. Havalar artık soğuduğundan üstüme boğazlı  gri kazak ve kapalı tonda kot pantolon giymeye karar vermiştim. Üşümekten hoşlanmıyordum. Kışın herkesin aksine kat kat giymek hoşuma bile gidiyordu.

Üstümü giydikten sonra tekrardan parfüm sıkmıştım. Ağır bir koku olmadığı için sürekli sıksam da rahatsız edici olmuyordu. Duş jelimle birleşince çok tatlı bir koku oluşuyordu.

Cüzdanımı, kulaklığımı, araba anahtarını aldıktan sonra telefona ben duştayken gelen bir bildirim olduğunu gördüm.

Gönderen:Barış
5 dakikaya ordayım.

Bu mesaja yarım saat sonra baktığım için küçük bir vicdan azabı çekmiştim.

Gönderilen:Barış
Hemen geliyorum

Hızlı adımlarla evden çıkıp asansöre bindiğimde Barıştan bildirim gelmişti.

Gönderen:Barış
Sorun yok bekliyorum

Bilmem kaç dakikadır beni beklemesine rağmen sorun yok demesi hoşuma gitse de yine de onu bu soğuk havada beklettiğim için kendime kızıyordum.

Hemen arabaya binip hızlı bir şekilde onu çalıştırdıktan sonra olabildiğince hızlı sürmeye başladım. Bana göre çok uzun ve saatler geçmesine rağmen saate baktığımda 10 dakika da okula gelmiştim.

Yine hızlı adımlarla artık Barış ile benim yerim olan arka bahçeye doğru ilerlerken her adımda kalbim onu görüceği için hızlanıyordu.

Onu uzaktan gördüğümde yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Bankta öylece oturuyordu. Onu izlemek istesem de çok beklettiğim için izlememe kararı almıştım. Ona yaklaştığımda Barış beni fark edip ayağa kalkmıştı.

Üstünde siyah sweat ve aynı benim gibi koyu kot bir pantolon vardı. Barışın tarzını seviyordum.

Aramızda kısa bir mesafe kaldığında dayanamayıp bana doğru geldi ve sımsıkı sarıldı. Kafam omzuna doğru geldiği için kafamı omzuna gömmüştüm. Kokusunu içime çektiğimde tarif edilemez bir koku vardı. Ne çok ağır ne de çok hafif bir koku değildi. Ama dünyanın en güzel kokusu diyebilirdim. Aşırı derece hoşuma gitmişti.

Sessiz ve uzun bir sarılmanın sonrasında Barış ile aynı anda "Çok güzel kokuyosun" demiştik. Bunu aynı anda dediğimizi fark edince birbirimize gülümsedik.

Barış "Hadi gel kahvaltı yapmamışsındır belki" diyerek beni banka götürdüğünde poğaça ve ayran aldığını gördüm. Bana göre düşünceli bir davranıştı ve hoşuma gitmişti.

REGAMANCY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin