Koşarak annemin yanına kapıya doğru gittim. Geldiğimde kapıda babam ve yanında da kırklı yaşların başlarında bir adam vardı. Babamın bacağında ise bir sargı bezi vardı. Koşarak babama sarıldım.
"Babacığım neredeydin? Ne oldu sana böyle?"
"Dur kızım merak etme. İyiyim ben. Önce bir eve geçeyim olanları anlatacağım size."
Annem babamın diğer kolunu tutup, içeri girebilmesi için ona yardım etti. Daha sonra hep birlikte salona geçip, babamı köşedeki kahverengi koltuğa oturttular.
Babamı böyle karşımda görünce hem sevinmiş hem de onu bacağı sargılı görünce üzülmüştüm. Hemen gidip, yanına oturdum. .
"Anlatsana baba ne oldu sana?""Anlatacağım merak etme kızım. Ama önce sizi arkadaşımla tanıştırayım. Bu geçen gün size bahsettiğim arkadaşım Nihat Öztürk. Yıllardır görüşemiyorduk. Görmek bugüne nasipmiş. Kendisi büyük bir mühendis. Bir süredir yurt dışında kalıyordu ama artık Türkiye'de çalışmaya karar verdi. Bacağımı soracak olursanız dönüş yolunda daha yolu yarılamamıştık ki bir an da şiddetli bir fırtına bastırdı. Bizde bu yüzden kıyı da ki kulübeye sığınmak zorunda kaldık. Fırtına şiddetlenince tekneyi kıyıya çekmek biraz zor oldu, o esna da da bacağımda bir kesik oluştu. Aslında Nihat da başka bir tekne ile İstanbul' a dönecekti ama o da aynı sebepten bizim kulübeye sığındı. Bacağım la beni bu durumda bırakmak istemediği için de eve kadar benimle geldi. Bir iki gün burada kalıp, sonra evine dönecek." Babam bir süre bütün olan bitenleri anlattıktan sonra annemle mutfağa gidip, misafirimiz ve babam için bir şeyler hazırladık.
Bu adamı hayatımda ilk kez görüyor gibiydim ama bir an da hemencecik ona içim ısını vermişti.
Yemekten sonra sıcacık sobanın başında ellerimize çaylarımızı alıp, gece yarısına kadar babamla Nihat amcanın çocukluk anılarını dinledik.
Nihat amcanın anne ve babası öldükten sonra nasıl dedemlerin ona sahip çıktıklarını, onu da babamdan ayrı tutmadıklarını ve daha birçok anılarını dinledik.
Nihat amca daha sonra bize üniversiteden sonra neler yaptığını anlattı. Üniversiteyi yurt dışında okumuş daha sonra da bir süre orada çalışmış ve yeniden Türkiye'ye dönüş yapmış.
Aslında hep buralardaymış ama buraya bir türlü fırsatını bulup, gelememiş. Hem Türkiye de hem de yurt dışında çalışmalar yapmış. Yaptığı işler sayesinde adı her geçen günü daha duyulur olmuş.
Şimdi onun yaşantısını düşününce ne kadar da şanslı bir insan olduğumu düşündüm. Uzun yıllar ailesi olmadan bir başına yaşamış.
Nihat amca oldukça güçlü bir insanmış eğer ben onun yerinde olsaydım herhalde çoktan aklımı yitirmiştim.
*****
Artık saat gece yarısını göstermeye başladığında babamlar yeterince yorgun oldukları için Nihat amcaya bir yatak hazırlayıp, biz de odalarımıza geçtik.
Babamın dediğine göre Nihat amca bir iki gün daha burada kalacağı için yarın ona buraları gezdirecektik. Aslında burası zaten onun doğduğu topraklardı ama o gideli yıllar geçmiş ve birçok şey değişmişti.
Bu yüzden ona yeniden etrafı gezdirip, geçmişe doğru bir yolculuk yapacaktık. Böylelikle ben de babamın çocukluk yıllarını yaşamış gibi olacaktım.
Yarın benim için çok eğlenceli bir gün olacaktı. Derken yatağıma geçip, kendimi uykunun kollarına bıraktım. Bu günlerde babamın yolunu gözlemekten doğru düzgün bir uyku uyuyamamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/239825999-288-k561938.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Operasyon: Mühendis (Tamamlandı.)
General FictionNihat Öztürk adında ülkenin önemli bir mühendisi, yıllar önce bir uçak kazasında kaybolur ve herkes onun öldüğüne inanirken bir gün geçmişte tanıdığı ve ona yardım ettiği genç bir mühendis olan Asya şans eseri bir iş gezisinde onun yaşadığını öğreni...