20. Bölüm

517 39 4
                                    

Adam hızlı adımlarla kafeden uzaklaşırken içimde ki duygu karmaşasını bastırmaya çalışıyordum. Bir yanım Nihat amcamın olduğuna büyük bir hissiyatla emin olduğum bu adamın beni tanımıyor olmasının verdiği hüznü yaşıyor diğer yanım ise yıllar sonra Nihat amcamın yaşadığını ve karşımda olduğunu görmenin verdiği içimde buruk bir sevinç sarıyordu.

Kafeden dışarı çıktıktan sonra peşine takılıp gizlice onu takip etmeye başladım. Bir ara gelen telefonunun sesi ile durup cebinden çıkardıktan sonra telefonu kulağına götürüp karşı tarafın söylediği şeye karşın yüz ifadesi bir an da değişmeye başlamıştı. Hayal kırıklığına uğramış bir ses tonuyla,

"Nasıl olur benim yarından sonra orada olmam gerekiyordu. Demek üç gün sonraya ertelendi. Tamam öyle olsun bakalım." Dedi.

Daha sonra telefonu kapatıp başka bir numarayı çevirdikten sonra, "Hindistan işi üç gün sonra ya ertelendi. Üç gün daha Dubai' deyim." Dedi.

O an da bir den telefonumun sesiyle irkilip çantamdan çıkarmaya çalışırken Erkam Bey' in korumaları beni fark ettiler. Yüzümü göstermemeye çalışıp son hız ara sokaklarda koşmaya başladım.  Bir süre sonra korumaların peşimi bıraktıklarına emin olunca olduğum yerde kalıp arayanın kim olduğuna baktım.

Baktığmda ekranda ki ismin patronum Hakan Bey olduğunu gördüm. Buna şu an cevap veremeyeceğim için yeniden Bade' yi aramaya karar verdim.

"Alo Bade."

"Asya biraz önce söylediklerin hakkında bir açıklama yapacaksın değil mi?"

"Bak plan değişti. Hindistan' a değil Dubai' ye geliyorsun hem de bu akşam. Önümüzde sadece üç gün var."

"Asya dur biraz ne diyorsun? Anlamıyorum. Bak bir hayalin peşine tutunup gidiyorsun. Senin bir işin var burada o ne olacak?"

"Bade sen benimle var mısın onu söyle sadece. Senden başka bir şey istemiyorum. Hem yazacağım kitaplara da ilham kaynağı olur fena mı?"

Bade telefonun diğer tarafında bir süre sessiz kalıp düşünmeye başladı. Sonra tereddütle, "Neden bilmiyorum ama içimden bir ses seninle gelmemi söylüyor." Dedi.

"Merak etme Bade pişman olmayacaksın. Şimdi kapatıyorum. Bana haber verirsin."

Telefonu kapattım biraz daha bekleyip soluklandıktan sonra etrafıma bakındığımda koybolmuş olabileceğimi fark ettim. Bir süre sokak boyunca yüksek binaların arasından geçip ileri de karşı da boş duran bir taksiyi fark edip koşarak ona doğru ilerledim. Geldiğimde şoföre ingilizce olarak kaldığım adresi tarif ettim. Ama benim anlamakta zorlandığı için Arapça anlatmaya çalıştım.

Neyse ki daha önce birçok dili öğrenmeye çalışmış olmam işe yaramıştı. Böylece şoför beni kaldığım otele yakın bir durakta bıraktıktan sonra odama geçip elime dolaptan bir şişe soğuk su alıp odanın balkonuna oturdum. Günün şokunu atlatmaya çalışıyordum.

Bugün olanlar çok tuhaftı. Sabahtan beridir kendi kendimle çekiştikten sonra nihayet o adamın Nihat amcam olabileceğine kanaat edip önünü sonu görmeden hareket ettiğim bir yola baş koydum.

Kafamda türlü planlar yaparken yine çalan telefonumun sesiyle dikkatim dağılıp ekrana baktığımda patronumun yeniden beni aradığını gördüm. Bu kez telefonu açtım.

"Buyrun Hakan Bey."

"Asya Hanım Neden telefonumu açmadınız. Ne zaman geliyorsunuz?"

"Aradığınızda müsait değildim. Sonra da yoğunluktan aramaya fırsat bulamadım. Merak etmeyin iki gün içinde orada olacağım."

Operasyon: Mühendis (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin