1. DAKİKA

7 3 0
                                    

Yıllardı suçlunun yanlarında olduğu gerçeği yetmişti. Deniz hayır anlamında kafasını sallıyordu. İnanmak istemiyordu çünkü böyle bir şey olacağını. 10 sene yanlarında anne baba bildiği insanların böyle bir şey yapmış olacaklarını sindiremiyordu. Kalbi patlayacakmış gibi atarken parkta çimenlerin üstüne attı kendini.

Gözlerini kapattı. Sanki gözlerini kapatınca dünya yok olacak gibi. İzin verseler bir köşede sabaha kadar ağlamak istiyordu, eğer izin verseler bu gece ölmek istiyordu.

Bir yalana inanmış olduğunun hüznü. Yıllarca sebepsiz yere onlara bakan bu kadın ve adamı o kadar çok benimsemişti ki. Sırf o üzülmesin diye Özlem ile Ağca evlenince bile susmuştu. O adam sırf rahat etsin diye gizlice işlerinin bir ucunda tutardı. Oysa onlar vicdanlarını rahatlatmak için bakmışları onlara. Peki ya anne babasının katili karşısında olduğu halde neden hala bir şey yapmıyordu?

Dünyaları yakıp yıkası geliyordu oysa. Boşlukta sallanıyordu. Kaderleriyle oynayan insanlar en çok değer verdiği insanlardı.

Ne kadar zaman orda öylece kaldı bilmiyordu. Yanına üç dostu geldi. Deniz bağdaş kurmuş çimende otururken onlarda yanına oturdu. Deniz'in yüzüne bakınca Bulut elini alnına koydu “Hasta mısın?”diye sordu. Deniz hepsinin yüzüne teker teker baktı.

Üçünün de ailesinin katilini biliyordu. Yutkunamadı. Bir gerçeğin bu kadar canını acıtacağını düşünmemişti. Herkesin gerçeğinin aynı olmadığını biliyordu ama şuan burada ki dört gencin gerçeği de aynıydı. Yangını çıkaran kişinin aynı olduğu gibi. Hepsinin nefret ettiği kişi aynı olduğu gibi.

“Bir şey mi oldu?”diye sordu Ali. Deniz ona döndü. Onunla konuşması geldi aklına. Sakin olan çocuk birden gözleri nefretle bürümüş “O yangını çıkaranı bir bulabilsem ölmekten beter edeceğim.”demişti. Şimdi söylese ona ailesinin katledildiği;yangını Hüseyin Bey’in çıkardığını.

Neden öyle bir şey yaptığını bilmiyordu bile. Bir insan neden böyle bir şey yapardı ki. Bir nedeni olsa bile öyle bir şey yapmazdı ki insan. Ağca öğrense peki? Zaten kızınla evliydi ve o yeteri kadar yakmıştı canını. “Üşüdüm.”dedi Deniz bahane olarak.

“Harbi la soğudu hava birden.”dedi Ali ve hep beraber ayaklanıp eve çıktılar. Deniz eve çıkınca pencereden baktı karşıda ki eve. Anne ve babalarının katili şuan oradaydı.Öğrenmeye hakları vardı onlarında. Deniz de böyle düşünüyordu. Ama nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.

Uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar mutluydular. Ağca aldatılmanın acısını içinde taşırken gülüyordu. Hepsinin bir yerlerden acısı olsa da gülüyorlardı. Onlar için mutluluk beraber olmalarıydı çünkü. Sabah tekme tokat kavga etseler bile akşam bir arada oturup en yakın olabilirlerdi. Onları beraber yapan şeyler de bunlar da zaten. Deniz'in daha bu gerçeği kendi bile sindirememişken onlardan saklaması mantıklı ve doğru değildi. Böyle bir gerçeği onlardan saklayamazdı.

“Şişe çevirmece oynayalım mı?”diye sordu birden. Hepsi gülerken “Bilmediğimiz bir şeyimiz mi var birbirimiz hakkında?”diye sordu Bulut. Ama Deniz ciddiydi ve eline köşede ki su şişesini alıp orta sehpaya oturdu. Deniz'in ifadesini görünce bir şey demeden onlarda halının üstünede yerlerini aldılar. Ne olduğunu anlamamışlardı. Deniz şişenin kendine gelmesini bekleyecekti. Ama beklemesine gerek kalmadı ilk çevirmede ona geldi. Bulut doğruluk mu cesaretlik mi demesini beklemeden “Doğruluk.”dedi ardından “Soru sorma ben bir şey diyeceğim.”dedi gözleri yine yanmaya başlarken.

“Deniz cidden bir şey mi oldu?”diye sordular. Deniz gözlerini kapattı ve “Yangını kimin çıkardığını biliyorum.”dedi. İçinden bir parça daha koptu.

CENNETİN ÇOCUKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin