if what we had was real, how could you be fine?

302 30 80
                                    

Var mı "Tam Cynthia Calum'a yazmış gibi" dediğiniz bir şarkı? Ayrılıkları öncesi ya da sonrası hiç fark etmez, azıcık efkarlanalım

*

Calum | 25 Nisan 2020

You touch me and it's almost like we knew
Bana dokunuyorsun ve neredeyse anlıyoruz
That there will be history
Bir geçmişimiz olacak

There's no way that it's not going there
Bu işin o raddeye gelmemesinin hiçbir yolu yok
With the way that we're looking at each other
Birbirimize bakış şeklimizle
There's no way that it's not going there
Bu işin o raddeye gelmemesinin hiçbir yolu yok
Every second with you I want another
Seninle geçirdiğim her saniye başka bir tane daha istiyorum

"Calum." Ashton'ın beni dürtmesiyle dolan gözlerimi elimin tersiyle sildikten sonra istemeyerek Cynthia'nın sesini durdurdum ve kulaklıklarımı boynuma koyup yol boyunca izlemiş olduğum dışarıdan ona çevirdim bakışlarımı. Bana acırcasına bakmaya devam ediyordu, arkadaşının bu kadar yıkılacağını tahmin etmiyor olmalıydı. Valerio'dan yumruk yedikten sonra ne yapacağımı bilememiş, onun yanına gitmiştim. Kaykay endişeyle burnumun kanamasını durdurarak ilk yardım yapmıştı ancak ona neler olduğunu söylediğim an ikinci yumruğumu yiyeceğimi bildiğimden sesimi çıkarmamıştım. Ardından bir odaya kapanıp her şeyi Ashton'a anlattığımda beni mahvetmişti, ciddi anlamda. Dakikalarca bana bağırmıştı, 'Bunları nasıl söylersin?' diye delirmişti. Sesimi çıkarmadan bana bağırışını dinlemiştim yalnızca, sonuna kadar hak ettiğimin farkındaydım. 

"Hadi." diyerek Michael'ın evini işaret ettiğinde bir nefes verdim. Luke ile o günden beri konuşmuyorduk, ayrıldığımızı Ashton mı Cynthia mı ona anlattı bilmiyordum ama hala burnuma ek olarak gözüm morarmadığına göre tamamını bilmiyordu. Buna rağmen iki haftadır konuşmayacağımız kadar sinirliydi bana. Şimdi içeri girip aramızda hiçbir şey yokmuşçasına albümler ve ödül törenleri hakkında konuşmak çok saçma olacaktı. Çünkü Luke beni yargılayacaktı, hatta benden nefret edecekti. Adım kadar emindim buna.

"Bana bir dakika izin ver." Ashton bir iç çektikten sonra kafasını sallayarak anahtarı bana bıraktı ve arabadan indi. Kulaklıklarımı tekrar takıp şarkıyı devam ettirmeden önce alnımı torpidoya yaslayarak içimdeki sıkıntının geçmesini bekledim.

I wish I could make the time stop
Keşke zaman durmasını sağlayabilseydim
So we could forget everything and everyone
Böylece her şeyi ve herkesi unutabilirdik
I wish that the time would line up
Keşke zaman sıraya girseydi
So we could just give in to what we want
Böylece yalnızca istediğimiz şeye teslim olabilirdik

Bu şarkıyı dinledikçe kalbim ağrıyordu ama durduramıyordum kendimi. Benim için bunları yazan bir kadını kaybetmiş olduğumu düşündükçe sinirlerim bozuluyordu. Evlenmeyi düşündüğüm kadındı Cynthia, ondan sonra hiç kimseyi sevmeyeceğime emindim. Nasıl da kayıp gitmişti ellerimden? Koca iki haftadır konuşmuyorduk. Yüzünü de görmüyordum. Normalde aynı şehirde olduğumuz her dakikamızı birlikte geçirirdik çünkü turlar yüzünden görüşemediğimiz onca zaman oluyordu ki, fırsatımız varken birlikte olmaya an kollardık. Şimdi kendi isteğiyle, hatta dava tehdidiyle uzak tutuyordu beni kendinden. 

We just keep on dancing right into each other
Sadece birbirimize doğru dans etmeye devam ediyoruz
We just keep on dancing right into each other
Sadece birbirimize doğru dans etmeye devam ediyoruz

Şarkının sonunda ikimizin dans ederken attığı kahkahaların minik bir ses kaydı vardı, çok kısıktı ve dikkat edilmedikçe duyulmuyordu. Üçüncü dinleyişimde anca fark etmiştim ve sonra yüksek sesle ağlamaya başlamıştım. Bir zavallı gibi. Çünkü onu tamamen kaybettiğimin farkındaydım.

Thin White LiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin