when we're together, everything is better

349 32 53
                                    

Ay yeter ayrıldıkları döneme geçeceğim artık bir iki bölüme, dramasızlıktan yan karakterlere çatıyorum sılsfdhudsıgı Ve multi-

İyi okumalar!

*

Calum | 12 Nisan 2019

"Adiós, mamá. Te quiero.(Görüşürüz, anne. Seni seviyorum.)" Elimdeki sarı saç boyasıyla salona girerken ispanyolca konuştuğunu duyunca daha önce gelmedim diye neredeyse üzülecektim. Aksanına gerçekten bayılıyordum. Bu yüzden yanına ilerlerken muzip bir şekilde konuştum.

"Bir kez daha birlikte İspanya'ya gidelim de gün boyu seni dinleyeyim." Dediğime güldüğünde oturduğu koltuğun kenarına yerleşip eğilerek gülüşüne bir öpücük kondurdum. Aylar önce, kasımda, evini görmek için turun İspanya konserine gelerek bana da sürpriz yapmıştı. Harika bir gece yaşamıştık çünkü siyah, düğmeleri göğsüme kadar açık gömleğimle Babylon söylemem baya baya hoşuna gitmişti. Ellerini boynumdan göğsüme kaydırdığı an hissettiklerimi hala hatırlıyordum. Sonraki gün de beni kendisiyle gitmeye zorlamadığı halde evlerine giderek annesiyle tanışmıştım. Virginia ile oldukça iyi anlaşmış, onun hatrına birkaç kelime ispanyolca konuşmuş, harika bir erkek arkadaş olduğumu göstererek aklımca Cynthia'ya aylar önceki tartışmamızın ne kadar boş olduğunu göstermiştim. Bunu fark etse de laf etmemişti, hala ailemle tanışmayı düşünmüyor gibiydi ancak bu seferki turda onu götürmeye oldukça kararlıydım. Yine itiraz ederse onun evine kadar gittiğimi hatırlatırdım. Oyuncu sesiyle düşüncelerim dağıldı.

"Puedo hablar español por ti todo el tiempo, guapo.(Senin için her zaman ispanyolca konuşabilirim, yakışıklı.)" 

"Estoy aprendiendo por ti, belleza.(Ben de senin için öğreniyorum, güzelim.)" Kaşlarını heyecanla kaldırdığında güldüm. Yine güzelliğinin en doğal olduğu hallerinden birindeydik ve ona bakmaya doyamıyordum.

"Aksanın çok şirin ama ben varken başkasından öğrenmiyorsundur umarım?" Kıskanç bir tavırla sorduğunda ben de kaşlarımı kaldırıp gözlerimi kısarak tavana baktım ve işaret parmağımı çeneme koydum.

"Bilmem, belki de özel bir öğretmenim vardır." Omzuma yumruk geçirdiğinde kıkırdadım, beni kıskanması hoşuma gidiyordu. Böylece ben onu kıskandığım zamanlar o kadar da kötü hissetmiyordum. "Valerio öğretiyor desem çok garip kaçar mıydı?" 

Şaşkınca baktıktan sonra bir kahkaha patlattı. Birbirimizden hiç hoşlanmadığımızı hesaba katınca gerçekten komik görünüyorduk ama aramızı düzeltmek için çabalıyordum, sonuçta ilişkimiz bir yılı aşmıştı ve sevdiğim kadının kardeşiyle aram soğuk olsun istemiyordum. Birden Cynthia ile çok ciddi düşündüğümü fark ettim. Michael birkaç ay önce Crystal'a evlenme teklifi etmişti ve sanırım istemsizce aklıma girmişti. Kendime defalarca daha onların yarısı kadar süredir bile birlikte olmadığımızı söyleyerek zihnimden bunu atmıştım ancak gün geçtikçe buna zemin hazırlamaya çalıştığımın da farkındaydım. Neyse ki hala mantıklı bir tarafım vardı ve bana Thia'nın yirmi dört yaşında hayatta evlenmeyeceğini, benim de yapmamam gerektiğini söylüyordu da kendimi durduruyordum.

"İyi anlaşmanıza sevindim." dediğinde tekrar ona dönmüştüm. Elimdeki kutuyu fark edince ne için geldiğimi hatırlayarak kaldırdım ve sallayarak gösterdim. 

"Saçlarımın boyasını yenilemek ister miydin?" Ocak ayından beri tekrar dokunmamıştım ve diplerden gelen siyahlar sinirimi bozmaya başlamıştı, tam kazıtacağım esnada Thia saçlarımla oynamayı sevdiğini söylediğinden dolayı da onun yerine gidip sarı boya almıştım. Ne kadar siyahı tercih ettiğini söylese de sarıyı sevdiğini biliyordum. 

Thin White LiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin