darling, the future is better than yesterday

315 34 20
                                    

Merhaba arkadaşlar, yazamıyorum artık okul beni yürüyen bir rahmetli yaptığından ve bölümü sevmedim ama olsun... Çok ilginç ama yazarken Cynthia'ya bürünemedim Aurora yazmış gibi hissediyorum kendimi ühüüüü ben bitmişim:( Final olacaktı ama vazgeçtim, otuz ikide bitiririm muhtemelen.

Bir soru: Cynthia'yı tanıtan bir instagram bölümü yapmamı ister misiniz yoksa aklınızdaki gibi kalsın, hiç dokunmayayım mı? Zaten atacağım kişi tam olarak onun özelliklerini taşımıyor, yalnızca biraz gözünüzde canlansın ve o da ünlü diye az fanlık yapalım modundayım şahsen srıojdtkjhtkof

İyi okumalar!

*

Cynthia | 10 Mart 2021

Calum'ın kapısının önüne geldiğimde bir süre duraksadım. Bunu onu affetmeye ilk karar verdiğimde yapmam gerekirdi aslında ama içimdeki o gururuna yediremeyen kısım arkadaşlarım beni ikna etse de bu eve gelmeme, Calum'a yalnızca buluşmak istediğime dair bir mesaj bile atmama engel olmuştu. Bencilce ondan bir adım beklemeye devam etmiş, evrenin bizi bir şekilde bir araya getirmesini ummuştum bunca gün. Yine de kızamamıştım kendime çünkü yıllardır buydum ben. Geri adım atmazdım. Sözümü söylerdim ve biterdi. Aslında Calum ile de böyle olacağına inanmıştım. Kaykay'in doğum günündeki o kesin ayrılığımızdan sonra bir daha birbirimizi aramayız, kendi hayatlarımıza normal bir şekilde devam ederiz sanmıştım. Ama evren her zaman düşündüğüm gibi işlemiyordu, kesinlik vererek kurduğum o cümleler bir bir yıkılıyordu şimdi. Bunca yıl her daim beynimle hareket etmişken şimdi kalbimi tercih etmiştim ve sonucunun ne olacağını kestiremiyordum.

Kararımdan bir ayı aşkın süre sonra beni buraya getiren şey de, öğlen spor salonunda karşılaşmamızdı. Ben üzerimde bir sporcu sütyeni ve taytla mekik çekerken, Calum da siyah bir şortla ve siyah, kısa kollu bir tişörtle tam yanımdaki halter kısmına yerleşmişti. Birbirimizi görebilecek pozisyondaydık. Önce birbirimize başımızla selam vermiştik komik bir şekilde. Sonra ben gerilen kol kaslarına ve favorim olan random bir şekilde yaptırmış olduğu dövmeye bakmamaya çalışmıştım, o da boynumdan göğsüme doğru akan su damlacığına. Ayrı ayrı çalıştıktan sonra soyunma odalarının orada oldukça klişe bir şekilde çarpışınca evrenden mesajı almış ve onu duvara yaslayıp öpmemek için çok zor durmuştum, ki gözlerinden onun da aklından aynısının geçtiğini görüyordum. İkimizden biri bu hamleyi henüz yapmamalı diye düşünerek bir adım geri atmış ve hareket eden adem elmasından gözlerine çevirmiştim bakışlarımı. 

"Hey." demişti yalnızca gözleri en açık tonunda olduğunu tahmin ettiğim gözlerimde gezinirken. Ben de "Hey." diye karşılık vermiştim, bakışlarım favorim halini almış siyah kıvırcık saçlarındaydı.

"Uzun süre oldu." demişti, Michael'ın düğününde neredeyse öpüştüğümüzden beri görüşmediğimizi, ne onun beni ne de benim onu aramadığımızı hatırlatmak istercesine. Ben de onaylarcasına başımı sallamıştım, bedeninin sıcaklığını hissedebiliyordum neredeyse, uzaklaşmak adına sırtımı duvara yaslayarak kollarımı önümde birleştirmiştim. 

"Aslında konuşsak iyi olabilir." Bunu dediğimi Hailee görse, 'Sonunda Tanrım...' diyerek mutluluktan ağlayabilirdi. Bir yandan Dickinson'ın ikinci sezonunun yayınlanmasıyla, bir yandan Kate Bishop karakteriyle, bir yandan şarkılarıyla ve bir yandan da benim barışacağım dediğim halde bir türlü Calum'a gitmememle uğraşıyordu. Ona hazır olacağım zaman yapacağımı söylemiştim ve sanırım hazırdım da. Siyah transparan gömlek vakasından sonra Calum'ı böyle spor yaparken görmek bana hiç iyi gelmemişti gerçekten.

"Bu akşam bana gelmek ister miydin? Sana yemek yapabilirim."

"Calum Hood, bir kadını etkilemek için yemek yapacağın günlere mi geldik?" Alayla konuşmam onu rahatlatmış olacak ki yüzüne bir gülümseme yerleşirken aynı benim gibi duvara yaslanarak kollarını önünde birleştirmişti. Bir çeşit meydan okumaydı sanki bu. İkimiz de birbirimizin yüzlerinden başka yere bakmamak için çaba harcıyorduk ve bunun bilincindeydik.

Thin White LiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin