Hızla geçtim çünkü bir-üç-beş ve yedinci bölümler aradaki olayları anlatıyor zaten. Mini bir hatırlatma yapmak gerekirse; ağlak Calum 10 mayıstaki ödül töreninden sonraki partide Cynthia'ya yalvarıyor, bizimki öfkeli bir şekilde ona bağırıyor, sonra onu ağlarken bırakıp uzaklaşıyor. Bir saat kadar sonra Thia arka bahçeye gidiyor ve Calum gidip bir kez daha özür diliyordu. Thia da ucundan yumuşuyordu çünkü Calum cidden mahvolmuş bir okuyup hatırlayın dklfjhodsıu
Sonrasından devam ediyoruz şimdi... Multiye Aria ve Valerio'yu bırakıyor, diziyi izleyenlerden aralarındaki bağı aklından silmelerini rica ediyorum asıofhodh
İyi okumalar!
*
Cynthia | 14 Mayıs 2020
Calum ile ilk defa doğum gününde birlikte uyumuştuk. Zaten her şeyin başladığı zamandı o. İlk öpücüğümüz, devamında gelen ilk sevişmemiz, ondan sonra başımı göğsüne yaslayıp ilk uyuyuşum... Calum sağ tarafa yatardı, ben sol. Kendisi öyle istemişti. Bir gün ona neden özel olarak o kısmı istediğini sorduğumda; migrenimin genellikle sağ tarafımdan vurduğunu fark ettiğini ve eğer sağda yatarsa başımı göğsüne gömdüğümde daha karanlıkta kalıp aynı zamanda ağrıyan tarafa baskı yapabileceğimi söylemişti. Bu kadar ince düşünmesi beni o an o kadar etkilemişti ki neredeyse ağlayacaktım. Calum'a aşık olduğumu anladığım andı aynı zamanda.
Şimdi de başıma soğuk migren bandı yapıştırmış, odanın tüm ışıklarını ve perdelerini kapatmış, gözlerim kapalı yatağımda uzanarak bunu bize neden yaptığını düşünüyordum. Dört gün önce ödül töreninde ona çok öfkeliydim. Beni izlemesine, Afterlife esnasında göz göze gelişimize, şu bir ay boyunca olduğu gibi depresyonda gibi görünüşüne, sonrasında gittiğimiz partide bana ceketini vererek bir aydır buz tutmuş kalbimi ısıtmasına, bir anlığına o günkü Calum değil de iki yıl sevdiğim Calum oluşuna... her şeyine çok öfkeliydim. En çok da onu özlediğim için, görebileceği kadar yumuşadığım için kendime kızıyordum. Pişmandı ve özür diliyordu, ama bu o günü silmezdi işte. Ne kadar içimdeki tüm siniri ona dökmüş olsam da ikimizi düşünmek yalnızca yorgun hissetmemi sağlıyordu. Tekrar birleşmemizi ne kadar geri istediğini biliyordum ama içimde bir şeyler eksilmişti artık. Eskisi gibi olamazdık, eskisi gibi güvenemezdim ona. Ne kadar pişman olduğunu söylerkenki samimiyetine inansam da, bana söylediklerini gerçekten düşünmediğine inanmıyordum. Sarhoştu, biliyordum ancak bir başka bildiğim şey ayıkken söyleyemediği şeyleri ortaya dökmek için en uygun bahaneydi bu. Ve ben beni kendine bir ortak değil de rakip gibi gören biriyle olmak istediğimi sanmıyordum.
Calum aşkı derinlerde hissetmemi sağlayan ilk kişiydi. Her hareketinde hissederdim bunu. Şarkı mırıldanışında, bana sarılışında, gözlerinin içinin gülüşünde, benden gülümseyerek bahsedişinde, tenime dokunuşlarında... her hareketinde sevildiğimi hissetmiştim. İlişkimiz çok güzeldi. Birlikte çok güçlüydük, birbirimize hep çok yakışmıştık. Aramızdaki asla sönmeyen tutku aşkımızı da harlardı hep. Birlikte olmalıydık ama yanlış oynamıştık kartlarımızı. Ben onu eziyormuş gibi hissettirecek kadar baskın davranmıştım, o da beni kaybetmemek uğruna bir gün sarhoş olana kadar içinde tutmuştu bunları. Hep kavga etmemek için uğraşırken fark etmeden sonuna hazırlamıştık ilişkimizi. İkimiz de çok değişmiştik ilk günden bu yana artık ben de kendime Calum'ın sorduğu soruyu soruyordum: Kimdim ben daha önceden? Calum'dan önceki hayatıma dönebilecek miydim? O bana hiçbir şey katmamış, beni değiştirmemiş, insanlara olan güvenimi zedelememiş gibi eski Thia olabilecek miydim?
Kapım çaldığında sessizliğin ve zihnimi dolduran düşüncelerin bozulmasıyla irkilerek "Gel." diye seslendim. Biraz kafa dinlemeye, İspanya'ya gelmiştik Aria ve Valerio ile. Benim turum başlamadan önce biraz düşünmek istemiştim Calum'a ne cevap vereceğimi ve büyüdüğüm evde olmanın buna epey bir yararı oluyordu. Valerio kıvırcık kafasını uzatıp "Konuşabilir miyiz?" diye fısıldayana kadar uyuduğunu sanıyordum. Kafamı sallayıp yatağımda doğrulurken komodindeki küçük ışığı açtım, o da annemi uyandırmamak için yavaşça kapıyı kapatarak yanıma gelmişti. Aynısı bende de olan uyku tulumunu giydiğini gördüğümde kıkırdadım, iki metre boyuyla şunu giymesi çok tatlı oluyordu. Bu halime gülümserken yatağıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thin White Lies
FanficKillin' me slow with the words you wrote The heart you broke, the heart you broke, yeah