in the night we'll wish this never ends

430 32 32
                                    

Bundan sonra hep geçmişten devam edip günümüze varacağız. Bu arada hızlı gidiyor gibi gelebilir ve "ee noldu niye böyle bir bölüm var ki şimdi?" modu verebilir ama çok da şey etmeyin kısa bir hikaye olacak zaten. Biliyorsunuz kapağı beğendiğim ve yıkık Calum'ı sevdiğim için yayınladım slkdjfıdohı 

İyi okumalar!

*

Cynthia | 2018

"... ve sonra Harry gelip aramıza oturdu, inanabiliyor musun? Bu çocuk yüzünden asla romantik anlar yaşayamıyoruz."

Ben Sarah'nın anlattığı şeylere kahkahalarla gülerken Mitch gülümseyerek eğilip kız arkadaşının dudaklarına öpücük kondurmuştu. Bu esnada gitarıyla oynayan Harry "İnanma onlara Thia, baksana, her an her yerde öpüşebiliyorlar." diye seslenerek gülüşümün artmasına yol açtı.

Onlara bakmak Calum'ı özlememi sağlıyordu, doğum gününden sonra üç gün daha takılmıştık ve ardından tekrar dönmek zorunda kalmıştım. Turda çok eğleniyordum, harika bir ortam vardı ve normal şartlarda istediğim her şeye sahip olduğumu düşünürdüm. Ancak Calum birkaç ay önce hayatıma girdiğinde ben fark edemeden ayrılmaz bir parçası olmuştu sanki, her an onu düşünüyor ve onun yanımda olmasına ihtiyaç duyuyordum.

"Birilerinin yüzünde 'sevgilimi özledim' bakışı var." Harry alayla konuştuğunda oturduğum yerden kalktım ve dağınık topuzumdan firar etmiş kıvırcığı gözümün önünden çekerken "Bizimle uğraşırken birileriyle mesajlaşıp durduğunu saklamaya çalışıyorsun, anlamıyorum sanma." demiş, Harry'nin sızlanmaları ve Mitch'in telefonuna bakma çabalarına kahkaha atarak kulise doğru ilerlemiştim. 

Benim için ayrılmış odaya girdiğimde gözüme ilk çarpan şey masamın üzerinde daha önce olmadığına emin olduğum büyük kutu oldu. Kaşlarım merakla havalanırken adımlarımı ona doğru ilerletip kutuyu elime aldım. Hediye almaya bayılırdım ancak kimden geldiği belirsiz bir paketin odama bırakılmış olması istemsizce ürkmemi sağlamıştı, geçen aylarda evime gönderilen nefret mektuplarından sonra biraz temkinli yaklaşır olmuştum bu durumlara. Kutunun kapağını kaldırdığımda rengarenk bir örme kazak görmemle hafifçe gülümsedim, çok yumuşak görünüyordu. Kazağı kaldırdığımda altındaki not kağıdı ve fotoğraf gözüme çarptı.

"Seni ısıtmak için orada olmayabilirim ama asla üşümene izin vermem. En kısa zamanda tekrar birlikte olacağız. Belki doğum günümü tekrarlarız;)

Not: Sana kendi kendine ısınamayacağını söylemiyorum. Yalnızca romantik olmam gerekliydi ve ne yazacağımı bilemedim. Ayrıca Luke bunun korkunç vıcık bir hediye olduğunu düşünüyor, farkındayım ama içimden geldi işte."

Kıkırdarken fotoğrafı elime aldım, bu kazağın aynısından giymiş; baş parmaklarını kaldırıp gülümseyerek ekrana bakıyordu. Tanrım... normalde sonsuza kadar güleceğim bir şeydi ama içimi sımsıcak yapmıştı. Üzerimdeki sweati çıkarırken kazağı giydim, yalnızca bedenim değil ruhum da ısınmıştı sanki. Gülümseyerek Calum'ı görüntülü aradım, muhtemelen yeni albümleri için stüdyodaydı ama birkaç dakika konuşmaktan zarar gelmezdi.

"Aman Tanrım! Bunu giydiğine inanamıyorum, Thia!" Sevgilimin telefonunu açan Luke dehşet içinde bağırdığında Calum'ın "Thia mı?" diye uzaklardan gelen sesini duydum, bu esnada Luke'un oyuncu bir tavırla genişlettiği gözlerine bakıp konuştum.

"Gayet güzel bir kazak."

"Giymiş mi cidden?" Ashton kafasını yukarıdan uzattığında kıkırdadım, "Calum ona büyü yapmış olmalı." diye karşılık verdi Luke. Orta parmak gösterdiğimde "Sen çok değiştin." diyerek onaylamaz bakışlar atmıştı. Ben bu yüz ifadesine gülerken kapının açılış sesi ve "Seni kurtaracağım." diyen Calum duyuldu. Onlarla ne zaman konuşsam yüzümden gülümseme bir kere bile eksik olmuyordu. Calum telefonunu alıp Luke ve Ashton'ı odadan kovdu, muhtemelen Michael ile kayıttayken sesi duymasıyla buraya koşmuştu. Hafifçe gülümsedim.

Thin White LiesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin