"Ay sakin falan olamıyorum Ahmet!" Resmen bizi ayakta uyutmuş kaç aydır bu kız.
"Gönülcüm bir tanem Nehir'inde bir sürü erkek arkadaşı oldu hiç tepki vermedik neden şimdi Irmak'a böyle kızıyorsun?"
"Ay Ahmet beni öldüreceksin sen! Irmakla Nehir bir mi? Bu kız neyi düzgün buldu ki sevgilisini düzgün bulsun? Saçma sapan oğlanlarla muhattap edecek bizi kesin!"
Annemin söylediği şeyle babam göz devirirken sinirle araya girdim.
"Nehir çok mu düzgün buldu anne? Okyanus olayında neler yaşadığımızı hatırlatmak isterim!"
Söylediğim şeyle alayla bana bakarken öyle bir laf etti ki bu kez gerçekten fazlasıyla canımın yandığını hissettim.
"Nehir gayet düzgün bulmuştu da sen rahat durmadın! Neyse..."
Bu lafın anlamı ikizinin sevgilisini ayarttındı. Hatta belki babam ona uyarırcasına bakmasa devamında daha ağır laflar gelecekti.
En kötüsü de verecek bir cevabımın olmayışıyıdı. Öyle ki babam bile beni koruyamadı bu sefer.
Çünkü doğru söylüyordu. Ben gerçekten rahat durmamıştım ama atladığı noktalar vardı. Tek rahat durmayan ben değildim veya benim rahat durmamam yüzünden ayrılmamıştı onlar.
"Anne! Şu konuyu kapat istersen. O olayda tek suçlu Irmak değildi. Okyanus da hatalıydı." Nehir'in söylediği şeyle şaşkınlıkla ona baktım.
Beni mi savunmuştu o?
Öyle yapmıştı ama yine de gülmeden edemedim. Kendi hatasını da kabul etmiyordu. Okyanus ve benim hatamdı. Onun hiiiç suçu yoktu.
Neyse bu da bir gelişmeydi tabii."Gönül Nehir haklı. Kapanan konuları açıp birbirimizi üzmenin alemi yok. Çocuk bizimle tanışmak istediğine göre düzgün birine benziyor. Gelsin tanışalım ona göre kararımızı veririz."
Annem oflayarak babama bakarken Nehir iç çekerek sırıttı.
"Aahh ne şanslısın! Benim hiç bir sevgilim ailemle tanışmak istemedi. Beni de tanıştırmak istemedi. Hep mecbur kalınca denk gelince tanıştık. Seni biraz kıskanmıyor değilim. Durdun durdun turnayı gözünden vurdun!" Söylediği şeyle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Nehir birazcık da olsa Okyanus'dan önceki versiyonuna dönüyordu sanki.
"Madem sevgilin gelecek sende bize yardım edeceksin. Kalk yürü pasta falan yapalım."
Göz devirerek oturduğum koltuktan kalktım ve annemin peşinden mutfağa gittim. Nehir de bizi takip ediyordu.
"Yemeğe çağırsaydın keşke." Diyen Nehir'e göz devirdim.
"Hıı. Sonra da annem beni keser pişirir onu ikram ederdi Deniz'e." Söylediğim şeye güldü.
"Ben çilekli cheesecake yaparım." Dediğinde ben ne yapsam diye düşündüm.
Hiç bir şey yapmayı bilmiyordum.
"Bende tuzlu bir şey yaparım. Allahtan yengengil tatile gittiler yoksa bu kalabalıkta sevgilini ağırlayamazdık." Diyerek yakındı annem. Bir şey söylemedim.
"Bende internetten bir şey bakıp yaparım." Diyerek telefonumu çıkarttım ve tarif sitelerine girdim.
"Ah yapacaksın tabi ki küçük hanım. Madem sevgili yapıyorsun eve çağırıyorsun. O zaman onu ağırlamayı da öğreneceksin."
Anneme bir şey dememek için Nehir'e baktığımda olay çıkartma bakışı attı. Ona hak vererek tekrar telefonuma döndüm.
Bisküvili pasta bile yapmayı bilmeyen ben ne yapacağımı gerçekten seçemiyordum. Daha doğrusu ne yapabileceğimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizin Varsa Konuş!
HumorMizah #5 Gittiği düğünde düğün pastasını mahveden, yanlışlıkla bikiniyle mescite giren, yaşlı teyzelerini öpüşürken basan, kimin eli kimin cebinde anlayamadığınız karmakarışık aşk hayatları ve entrikalarıyla ikizlerin hayatına hoşgeldiniz. **Bol kah...