7. Canımı sıkma Felix.

2.2K 251 167
                                    

Felix, Changbin'in evinde kalma konusunda hâlâ kararsızdı. Ve garip bir şekilde oturduğu dairenin kirasını ödemesi gereken zamana birkaç gün vardı. Tabi bundan önce ödenmemiş olan bir kirası daha duruyordu... Geçen ay biraz sıkıntılı geçmişti. Dairenin sahibi büyük ihtimal onu evden çıkarırdı. Ev sahibi adamın üç çocuğuna bakmak zorunda olan bir baba olduğu düşünüldüğünde pek de haksız olduğu söylenemezdi. Onun da belli sorumlulukları vardı ve bir şekilde çocuklarıyla eşine bakmaya çalışıyordu.

Oturduğu daireyi gözden çıkararak kalacak bir yer düşünmeye çalıştı Felix... Düşünemiyordu, mantıklı bir cevap yoktu. Aklında zaten tonla düşünce, kalbinde bin bir türlü sıkıntı varken paraya ihtiyacı olduğunu birisinin hatırlatmasına gerek yoktu. Oflayarak yürümeye devam etti. Yapabileceği uygun bir meslek arıyordu. Bulabileceğine pek inancı olmasa da...

Sabahtan beri girmedik, kafe, restoran bırakmamıştı. Şansını zorluyordu.

Bir anda aklına Minho'nun kendisine sunduğu teklif geldi ama Felix buna da sıcak bakmıyordu. Hyungu zaten arada sırada yardımcı oluyordu. Şimdi gidip evinde, beş parasızken kendisine yer açmasını isteyemezdi. Özellikle yeni evli olduğunu göz önünde bulundurduğunda bu ona daha da yanlış geliyordu. Elbet eşiyle vakit geçirmek isterdi.

Kaldırımın üzerindeki taşı sinirle tekmeleyerek sessiz bir küfür savurdu. Sinirliydi. Changbin ona yapmadığı bir şeyin bedelini ödetmeye çalışıyordu. Her ne kadar onun gibi düşünmeye çalıştığında haklı olduğu kanısına varsa da kendisinin bunları hak etmediğini de biliyordu.

Changbin'e göre Felix; bilerek kendisiyle yatmış ve Hyunjin'le ayrılmasını sağlamak için kendisine şantaj yapmıştı. Sevgilisi Felix yüzünden gözlerinin önünde eriyip gidiyordu.

Başını sağa sola salladı Felix. Böyle olmamalıydı. Onun kendisine neler yapabileceğini tahmin bile edemiyordu artık. Gerçekten öldürür müydü yoksa boşa tehtit mi savuruyordu?

Yutkundu ama gerginliği hemen ilerideki büyük restoranı görmesi ile bir anda söndü. Şimdi işine odaklanmıştı o. Restoran kaçıyormuşçasına hızlandırdı adımlarını. Bir an önce yeni işine sahip olmak istiyordu ama Changbin'in sabahtan beri peşinde dolandığını nereden bilebilirdi ki?

Oldukça lüks görünen mekana girip sakin kalmaya çalıştı önce. Dans etmek dışında hiçbir işte çalışmıştı bugüne kadar bu yüzden eline yüzüne bulaştırmaktan korkuyordu. Mekanın işlek oluşu ve çalışanların oradan oraya koşuşturması daha da çok geriyordu Felix'i. Hayır, sakin kalacaktı...

"Haydi Felix, yaparsın sen. Bundan korkacak değilsin." dedi kendini cesaretlendirmeye çalışarak. Cevabını kendine bile vermeden kasa bölümüne ilerledi. Kendisini karşılayan birkaç kişi olmuştu...

Çok geçmeden kafenin yöneticisiyle konuştu Felix. Adam fazla ciddi ve sıkı olduğunu belli etmişti. Sert suratlı, orta yaşlarda, hafif yapılı bir adamdı. Hata kabul etmezdi. Bu yüzden bugünlük birkaç saat çalışmasını ve öncelikle denemeleri gerektiğini söylemişti. Felix'in elbette itiraz etme gibi bir lüksü yoktu. Çok büyük bir iyilik yapıyormuşcasına teşekkür etmişti ki aslında onun için oldukça büyük bir iyilikti bu.

Beline bağladığı önlükle garip göründüğünü düşünerek kendine tepeden bir kez baktı. Elindeki defteriyle yeni müşterilerin geldiği masaya ilerledi. İlk birkaç siparişi başarılı bir şekilde alıp başarılı bir şekilde teslim etti. Ayrıyeten müşterilerin masalarına artı olarak istedikleri siparişleri de götürmüştü. Ama dördüncü siparişinde gördüğü yüzle suratı düştü. Kalbi hızlı bir şekilde atmaya başlarken panikleyip yanındaki başka bir garsondan rica etti ve onu gönderdi masaya. Changbin'in, zor duruma düşmesi için her şeyi yapacağından emindi çünkü. Risk alamazdı.

Küçük Hesaplar | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin