32. Sonuçta o senin sevgilin değil artık.

1.4K 167 173
                                    

Akşam yemeğinden sonra havanın iyice karardığı saatlerde Changbin'de bir gerginlik havası vardı. Belki de onun bu gerginliği daha öncedendi ama sarı saçlı sevgilisindeki bu değişimle eve geldiğinde karşılaşmıştı. Çok olmamıştı. İlk başta alacağı kötü bir cevaptan korktuğu için susmuş ama sonrasında cesaret edip sormuştu merak ettiğini.

Tabi aldığı cevap da sorduğu sorunun cevabı olmak için yetersiz kalmıştı çünkü büyük olan basit bir şekilde çok bariz geçiştirmişti. Geçiştirdiğine karşılık hiç belli etmese sorun olmazdı belki de sürekli iç çekmesi, gerginlikle dudaklarını ısırıp dalıp dalıp gitmesi Felix'in kendisini görmezlikten gelmesini imkansız kılıyordu. Bir sorun vardı işte. Belliydi.

Televizyonda film izleyen sevgilisine bakıp gözlerini devirdi. Bugün onun isteği üzerine villaya taşınmıştı fakat Changbin'inden çok güzel bir karşılama almıştı... En azından mutlu olduğunu belli edebilirdi değil mi?!

Hafifçe sinirlendiğini hissetti ve televizyonun karşısına oturmuş fakat açık olan filmi izlemediği her halinden belli olan sevgilisinin önüne geçti. Changbin'in hâlâ kendisini fark etmediğini anlayıp omzundan tuttu ve hafifçe sarstı.

"Neyin var? Bir şey mi oldu?"

"Olmadı." dedi Changbin. "Film izliyorum, önümden çekilir misin?"

"Film falan izlediğin yok. Bir şey olmuş."

"Bir şey yok dedim ya. Niye sorguluyorsun?"

Changbin'in sinirlendiğini belli eden yüzü ve yükselttiği sesine dikkatini vererek omuzlarını silkti.

Hâlâ yalan söylüyorken bu kadar bırakmasını bekleyemezdi.

"Söyleyecek misin?"

"Söylemek istesem söylerdim!"

"Sadece gergin olman hoşuma gitmiyor, iyi hissetmeni istiyordum." diye mırıldandı. Sesinin biraz da olsa kırgın çıkan tonunu büyüğü fark etmişti. Sesini yükselttiği için pişman olsa da bir şey söylemedi Changbin. Koltukta yana kayarak görüş alanını açtı. Kumandayla birkaç kanalı çevirmeye başladığında sarı saçlı bozuntuya vermemeye çalışarak yanına oturdu.

"Anlatırsan rahatlarsın."

"Felix." dedi net bir şekilde. Öyle vurgulu ve bastırarak söylemişti ki susmasını emretmişti bir nevi.

"Konuşmak istiyorum. Eğer yanlış bir şey yaptıysam söyle ki bir daha yapmamak için özen göstereyim. Seni üzmek istemezdim."

Birden Felix'in tüm suçu üzerine almasına karşı titrek bir şekilde nefesini verdi Changbin. Elini kavrayan ele karşılık verdi. Öfkeliyse bile sinirini Felix'ten çıkaramazdı. Ne yapıyordu böyle?

"Sen bir şey yapmadın bu yüzden kendini suçlama. Sadece bugün yeni bir şey öğrendim ve öğrendiklerim ağır geldi."

"Ne öğrendin?" dedi Felix. Merak dolu bakışları sevgilisinin yüzünde gezinirken öteki elini de kullandı. Changbin'in elini kendi küçük elleri arasına aldı ve onu dinlemeye devam etti.

"Ben seni suçlamıştım... Fotoğrafları senin attığını düşünmüştüm ama sen değilmişsin. Biliyordum zaten fakat fotoğrafları atan kişinin Seungmin olmasını beklemiyordum."

"Ne?" dedi Felix. Şaşkınlığını gizleyemedi. Seungmin'den asla böyle bir şeyi beklemezdi. O iyi birisiydi... Öyle sanıyordu.

"Sana her şeyi anlatacağım." diye başladı Changbin. Derin bir nefes aldı. En başından başlayarak Jeongin'in ölümüne kadar olan her şeyi sevgilisine anlattı. Onun mimikleri ve yüz ifadelerinden dolayı ne kadar şaşırdığını tahmin etmek zor değildi.

Küçük Hesaplar | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin