Changbin yaklaşık beş dakikadır karşısındaki koltukta oturmuş yüzüne bakan Felix'e ciddi bir yüz ifadesiyle bakma devam etti. Bakışlarından bir şeyi anlamaya çalışıyor gibi görünüyordu ama büyük olan onun ne yaptığından çok içinde bulunduğu bu durumun saçmalığıyla ilgileniyordu.
Kırmızı saçlı eve gelir gelmez ilk olarak Changbin'in kapattığı tüm perdeleri açıp güneş ışıklarına açıktan bir davet sunmuştu. Ardından da evde ne kadar alkol şişesi varsa hepsini misafir odasındaki dolaba kaldırmıştı. Dolabın kilitlenebilir olması işine geliyordu, anahtar kendisinde duracaktı. Gerçi içmek istese yenilerini satın almak çok da zor değildi ama Changbin'den içmeyeceğine dair bin bir zahmetle söz almıştı. Sözünü tutup tutamayacağı konusunda ise emin değildi. Ama düşüncelerinin büyük bir yoğunluğu sözünü tutmayacağından yanındaydı. Onun son zamanlarda başı her sıkıştığında içkiye yöneldiğini çok iyi biliyordu.
Felix kendi başına belli kurallar koymuştu. Bunlar Changbin'in çocuk gibi hissetmesine sebep olsa da hiçbirine itiraz etmemişti.
"Başka bir şey var mı?"
"Yok." dedi Felix. "Sen dediğim şeylere uy, daha iyi olursun eminim."
"Özgürlüğüm kısıtlanmış gibi hissediyorum."
"Bir süreliğine öyle düşünebilirsin. Her neyse... geldiğimden beri hiç gördün mü Hyunjin'i?"
"Görmedim."
"Çünkü sarhoş değilsin, şimdiden iyiye gitmeye başladın."
Felix'in daha öncekine oldukça zıt konuşması Changbin'i daha da ciddi olmaya sürüklüyordu. Bu Felix etrafına gülümseyerek pozitif enerji saçmaya çalışmıyordu. Son derede ciddi ve mantıklı görünüyordu. Üstelik bu hali diğerinden çok daha çekiciydi. Changbin sevimlilikten ziyade seksiliği tercih eden taraftaydı. Sevgilisinin ise çoğunlukla sevimli ve uysal davranması ayrı garipti. Onun hiçbir zaman bu özelliğini yadırgamamıştı.
"Şu an nasıl hissediyorsun?"
Felix'in sorduğu soruya düşünme gereği bile duymadan cevap verdi.
"Hiçbir şey hissetmiyorum ama bu hissizliğimi Hyunjin'in yokluğunun tetiklediğinin farkındayım. Normalde depresif bir yapım yok çünkü. Ayrıca beynim düşünme yeteneğini kaybetmiş gibi."
"Changbin." Bunu söyleyip söylememekte kararsızdı. Changbin yanlış anlardı belki, patlayabilirdi ama onun daha iyi olması için riski göze aldı. "Psikolojik destek almak ister misin?"
"Benimle alay mı ediyorsun?" dedi Changbin.
"Hayır, son derece ciddiyim. İçinde bulunduğun ruh halinden çıkmana yardımcı olabilir."
"İstemiyorum."
Uzatmadı Felix. Basitçe onayladı onu. Üstüne gittikçe daha çok kendi bildiğini yapardı, böyle en azından diğer günlere göre çok daha sakindi. Sormak istediği sorular vardı ama ilk günden soramazdı. Changbin'in her an "Sen kimsin ki?" gibisinden bir çıkış yapmasından korkuyordu. Bu kadar olaydan sonra korkusunda haksız da sayılmazdı gerçi.
Yapacak ya da konuşacak herhangi bir şey kalmadığı için kalkmayı düşündü Felix. Her ne kadar sonsuza kadar Changbin'le kalmayı istese de onun hayatında kalıcı olmayacağını bildiği için hiç girmiyordu bu hayallere.
"Ben gideyim mi artık?"
Omuzlarını silkti siyah saçlı. Dik bir şekilde oturduğu koltukta aynı pozisyondan vücudu ağrımış olacak ki hafifçe yayıldığı koltuğa. "En azından uyuyana kadar kalsan?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Hesaplar | Changlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] Her şey bir oyunla başladı. Changbin sevgilisi varken Felix'le yatmıştı. -Bu belki bencilce ama onu kaybettiğim zaman seni kazandığımı geç fark ettim. Kalbime ne zaman yerleştin? 12.09.2020 25.10.2020 #changlix 1 (30.12.2020) #felix 1...