41. Özel Bölüm

1.5K 157 108
                                    

Bir sene sonra...

Uzun saçlı adam aylar sonra yine kamera önündeydi. Her şey yolundaydı, iyiydi, mutluydu. Bir haftadır içinde tarif edemediği bir sevinç vardı.

Sadece iki ay öncesinde bile kendini çok kötü hissedip depresif bir haldeyken şimdi bu denli mutlu olmasını tuhaf bulmuyor değildi. Bu kadar basit miydi mutlu olmak, bu kadar kolay mıydı her şeyi geride bırakmak?

İlk başlarda çok zorlanmıştı tabi. Gördüğü rüyalar onu bırakmamış, çay içmek gibi basit bir eylem bile Changbin'i hatırlamasına neden olmuştu. Çok korkmuştu. Hislerinden bir türlü kurtulamayacağını düşünüp kendini bitirmeye, bazı bazı kendini tutamayıp deli gibi ağlamasına engel olamamıştı.

Şimdi ise o tamamen bambaşka bir adamdı... Değişmişti. 

Eskisi gibi herkese yakın olup güvenmediği için gereksiz kişiler yüzünden üzülmüyordu. Birilerinin söylediği sözleri umuruna takmıyor, kendi kurallarını koyup yarattığı Hyunjin nasıl istiyorsa öyle davranıyordu.

Bu daha iyiydi, Hyunjin bir şekilde nasıl olması gerektiğini öğrenmişti. Saf değildi ama o arkasında bıraktığı insanlar gibi kötü de değildi.

"Elini biraz aşağı indir."

Duyduğu görevlinin sesiyle dediği gibi yapıp elindeki kadehi aşağı indirdi. Kadehin ağzı dudaklarının hemen altında bitmişti şimdi.

"Mükemmel."

Fotoğraflar çekilmeye devam etti. Derginin ilk sayfasına basılmak için çekilen fotoğrafları çekmekten daha zor olan iş hangisinin kullanılacağını seçmekti.

Hyunjin, bir insan en fazla bu kadar kusursuz olabilir denecek güzelliği sayesinde her fotoğrafta mükemmel bir sanat eseri gibi duruyordu. Gerçi kendisi bile başlı başına bir sanat eseriydi.

"Güzel iş çıkardın, şimdi bakalım hangisini seçeceğiz..." diye mırıldandı görevli kadın. Sarı saçlı adam, onun yanında durmuş laptopa aktarılan fotoğraflara göz atıyordu.

Her zamanki gibiydi, bir değişiklik yoktu onun için. Kendisi ne kadar mükemmel olduğunun farkında bile değildi.

"Sen artık gidebilirsin. Dinlenmen eminim iyi olacaktır, yorulmuşsundur." 

"Teşekkür ederim." dedi Hyunjin. Baş selamı verdi ve gülümseyerek ekledi. "Ben gideyim o zaman."

__________________

Çok geçmeden evindeydi Hyunjin. Kısa bir duş sonrası rahatlamış, hemen ardından kendini yatağına atmıştı. Uyumak gibi bir niyeti olmasa da bir süre böyle dinlebileceğini düşünüp gözlerini kapattı. Yatmadan önce ne kadar yorulduğunun farkında bile değildi şimdiyse vücuduna bir ağırlık çökmüştü.

Böyle kalmak istedi fakat çalan kapı onun bu isteğine engel olmuştu. Hyunjin her şeyden şikayet edip söylenecek bir tip değildi. Yatağından sakince kalkıp önce odadan çıktı sonra da kapıya ulaştı.

Kapı kolunu tüm sakinliğiyle çevirip karşılaştığı yüzle gülümsedi.

"Hyunjin."

"Gelmeni beklemiyordum." dedi Hyunjin. Mutluluğunun sebebi buydu işte. Görmek bile yetiyordu. Yaşadığı heyecan, hissettiği his yoğun değildi ama o bununla bile mutluydu.

"Rahatsız mı ettim?"

"Hayır hayır, geç lütfen." dedi. Kapıyı iyice araladı ve içeri geçmesi için ona aralık bıraktı.

Genç adam kapıdan içeri geçip nerede neyin olduğunu bildiği evde,. Hyunjin'in yönlendirmesine gerek kalmadan salona geçti.

Sarı saçlı da onu takip edip salondaki koltuklara yerleşene kadar yürüdü.

Küçük Hesaplar | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin