16. Beni beğenmiyor mu?

1.8K 212 112
                                    

Ay gökyüzünde yerini alalı saatler olmuştu. Hava birazcık esintiliydi. Önlerinden geçen sevgilisiyle ya da arkadaşlarıyla takılan insanlar oldukça mutlu görünüyordu. Tek başına yürüyen insanlar da vardı elbette. Bazıları sessizdi belki de bundan huzur duyuyorlardı ama çoğunun bu yalnızlıktan hoşnut olmadığı kesindi. Sahte insanlar ve sahte gülüşlerden kaçarak yalnız olmayı tercih etmek beraberinde yalnızlığı getirirdi.

Felix hiçbir zaman birçok arkadaşa sahip olan bir tip olmamıştı. Buna rağmen bir ortama girdiği zaman kolayca dikkat çekerdi o. Farklıydı biraz. Sıradan değildi. Normale göre kalın olan sesi ve sonradan öğrendiği için biraz da olsa değişiklik gösteren aksanı basit özelliklerinden en çok dikkat çekeniydi.

Arkadaş konusunda değil de sevgili konusunda her zaman önü çok daha açık olmuştu. Kendisine gelen sayısız kişiyi reddettiğini bilirdi. Peşinde koşan birçok insan olmuştu ama o hiçbirisini kabul etmeye yanaşmamıştı.

Gerçi bir keresinde denemişti ama erkek arkadaşının şerefsizin teki olacağını tahmin edememişti.

Şimdi ise bir tek Changbin vardı. Onun peşinde koşuyor, onu düşünüyor, bazen o kadar çok kaptırıyordu ki kendini sinirinden bayılacağını hissediyordu.

Kötü birisi olduğunu düşündüğü de oluyordu arada. Arkadaşının sevgilisiyle yatmış yetmez gibi onu elde etmek istiyordu. Gerçi Hyunjin'e de bu yüzden yaklaşmıştı Felix. Changbin'i görmeden önce Hyunjin'le arkadaş olma gibi bir düşüncesi yoktu.

Ama daha sonra... Gözlerinin önüne serilen anıyla içine hafif bir acı serpildi. Şirkete yeni girdiği zamanlardı henüz. Çalışma saati bittiği için evine geri dönecekti. Kendi arabasına binmek üzereyken Bay Seo'nun oğlunu görmüştü. Siyah saçları ve siyah takım elbisesinin birbirine uyumu ile ön plana çıkan yüzü anında büyülemişti Felix'i. Kaslı yapısı, güçlü duruşu ve bakışlarındaki keskinlikle gözlerini ondan alamamıştı. Ama daha sonra bu mükemmel adamın mükemmel sevgilisi gelmişti. Şaşırmamıştı bir sevgilisi olduğuna zaten sevgilisi de en az kendisi kadar mükemmeldi. Uzunca boyu ve dolgun dudakları kalmıştı sadece aklında. Changbin'e takılı kalmıştı çünkü, umurunda olan tek kişi Changbin'di.

Hyunjin'in, gözüne kestirdiği adamı orada öpmesi ile ilk üzülse de daha o an karar vermişti Felix.

Hyunjin'in yerinde olmak istiyordu.

Bir parkta oturuyordu üçlü. Oturmak için özel bir yere gerek duymadan çimlere serilmişlerdi. Felix düşünceleriyle boğuşurken Minsung ikilisi onun bu halinin farkındaydı. Kafasını dağıtmak için dışarı çıkmayı teklif etmişlerdi zaten ama pek işe yaramış gibi görünmüyordu.

"Daldın gittin yine." dedi Minho. Felix'i rahatsız etmek istemediğini belli edercesine yumuşak çıkmıştı sesi. "Ne düşünüyorsun?"

"Ben ondan başka neyi böyle derin düşünürüm ki hyung?"

"Anlat bakalım."

"Sadece ilgisini istiyorum. Küçücük bile olsa benimle ilgilenmesini istiyorum. Hep istedim ama hiç olmadı gerçi. Oyuncak mıyım ben hyung?"

"Değilsin tabi." dedi Minho.

Felix'in biraz sonra ağlamaya başlayacağından emindi. Changbin'e gerçekten sinir oluyordu. Felix'i sevmemesini anlardı da onunla bu denli oynaması nedeni ne olursa olsun hoş değildi.

"Beni beğenmiyor mu?"

"Seni beğenmiyor öyle mi? Bir kez daha düşün bunu. Seni beğenmese hemen etkilenir miydi senden?"

"Yani, doğru söylüyorsun. Kişiliğimi mi sevmiyor o zaman?"

Düşünmeye gerek bile duymadı büyük olan. Anında cevap verdi.

Küçük Hesaplar | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin