Mekanın sessizliği ve ortamdaki loşluk Sarı saçlının lüks diye adlandırdığı diğer mekandan çok daha zıttı. İki restoranı kıyaslayınca orası bunun yanında lüks bile sayılmazdı. Garsonların müşterine karşı olan tutumu, insanların birbirine karşı olan mesafeli yaklaşımları burada biraz daha farklıydı. Sanki herkes burada en asil kendisinin olduğunu kanıtlamaya çalışıyor gibiydi. Tabi bu Felix'in pek alışık olduğu bir şey değildi. Şirkette çalıştığı doğruydu fakat geliri tamamen orta düzeydeydi. Lüks mekanları dolaşıp değişik değişik insanlarla görüşmüyordu o.
İlk başta alt katta olup herkesle bir arada olacağı için rahat olamayacaklarını düşünse de Changbin'in ikisi için özel olarak ayarlanan bir odayı tutmasına sevinmişti. Bu kadar lüks ve aşırı bir yere gelmeyi hiç düşünmemişti ama Changbin'in böyle bir yeri ayarlayacağını nasıl düşünemediğini anlamıyordu. Çok belliydi... Adam o kadar zenginken kalkıp normal bir mekana gidecek değildi.
Gözlerini bulundukları odada gezdirdi. Onun için şu an çekici olan şey elbette bu değildi. Tam karşısında oturmuş gözlerini kendisine dikmiş olan beyefendiydi. Changbin bugün serseriden çok bir beyefendi olmayı tercih etmiş görünüyordu. Tabi bunun ne kadar süreceği konusu şüpheliydi.
"Çok mu güzel olmuşum, bakıyorum da gözlerini benden alamıyorsun." dedi Felix. Hafifçe dalgaya alarak söylemişti ama bunu söylerken karşısındaki adamın kendisini ciddiye alacağını düşünmemişti.
"Mekana girer girmez herkes sana baktı Felix. Fazla çekici olmuşsun. Bir daha yapma bunu."
"Hiç fark etmedim ve sen... beni mi kıskanıyorsun?"
"Kıskanmıyorum senin iyiliğin için söylüyorum. Kendini sergilemene gerek yok."
Omuzlarını silkti Felix. Kendini sergilemeye çalıştığı kişi diğer insanlar değil Changbin'di. Diğerlerinin ne yaptığı ya da ne düşündüğü umurunda değildi.
"Onlara sergilemeye çalıştığım yok. Bilirsin hepsi ilgim dışı."
"Bu özgüven de nereden geliyor Lee Felix?"
"Sadece özgür hissediyorum." dedi küçük olan. Changbin her ne kadar arkadaş olarak kalmalarını söylese de onun gözlerinde gördüğü bakışın farklılığını hissediyordu. Aralarındaki ilişkinin arkadaşça olduğunu söylemek biraz mantık dışıydı.
"Rahatsın yani."
"Her zaman."
"Sevindim, bu akşamın asıl amacı da bu zaten. Birbirimize karşı daha açık olmak."
Hafifçe güldü Felix. Dirseklerini sandalyesinin iki yanına yerleştirip ellerini ortada birleştirdi.
"Sana karşı daha ne kadar açık olabilirim emin değilim. Hislerim, düşüncelerim... Her şey gayet ortada. Seni arkadaş olarak görmüyorum ve bunu söylemekten hiçbir zaman çekinmeyeceğim."
Başını salladı siyah saçlı. Aynısı belki o da söylemek isterdi ama Changbin, sarı saçlıya karşı asla net olamayacağını düşünüyordu. Hyunjin o hale geldikten sonra yokluğundan istifade edip yeni bir ilişkiye başlamak gibi olurdu bu. Sanki onun gitmesini fırsat bilmiş gibi.
Ama olan böyle değildi. Büyüğün çoğu zaman fiziksel olarak ilgisini çekmişti küçük. Çok nadir de olsa kalbinde kıpırtılar oluşturmuştu ve çok bariz bir şekilde onu arzuladığının da farkındaydı. Gerçi onu kim arzulamazdı ki... Herkes güzel olanı değil en güzel olanı isterdi. Felix de onca insan arasında parıldayan bir elmas gibiydi. Tabi, Changbin; Hyunjin varken bu hislerinin farkında değildi. O gittikten sonra bastırmaya başladığı duyguları büyük bir isyan çıkarmış ve Changbin'in engel olamayacağını kanıtlamıştı. Tabi bu büyük olan için hâlâ bir yenilgi sayılmazdı. Duygularına göre hareket etmek mantığının dışındaydı. Hyunjin uyanırsa onu yüz üstü bırakmak gibi bir şeyi yapabileceğini sanmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Hesaplar | Changlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] Her şey bir oyunla başladı. Changbin sevgilisi varken Felix'le yatmıştı. -Bu belki bencilce ama onu kaybettiğim zaman seni kazandığımı geç fark ettim. Kalbime ne zaman yerleştin? 12.09.2020 25.10.2020 #changlix 1 (30.12.2020) #felix 1...