3. boynunu dün gecenin imzaları süslüyordu.

2.8K 308 205
                                    

Changbin elindeki telefonu öfkesi yüzünden farkında olmadan sıkarken parmaklarının boğumları beyazlamıştı. Biraz daha sıkarsa telefonun elleri arasından sağlam bir şekilde çıkacağı şüpheliydi. Gerçi bu, şu an onun umrunda olan son şey bile değildi. Gözleri dün gece Felix'le birlikte oturup içki içtiği köşeye odaklıyken düşüncelerinde kaybolduğunu belli eden bir yüz ifadesine sahipti. Bakışları çok donuk duruyordu.

Derin bir nefes alıp gözlerini elindeki telefona indirdi. Yaklaşık yarım saattir Hyunjin'e ulaşmaya çalışmış ama hiçbir şekilde bunu başaramamıştı. Üstelik arkadaşlarını arayıp tek tek Hyunjin'i sormuş buna rağmen hepsinden de aynı cevabı almıştı. Kimsenin onu gördüğü yoktu. Sevgilisinin telefonu kapalıydı. Ona ulaşma imkanı şu an sıfırdı.

Böyle bir durumda telefonun bir işe yaramaması çok berbattı.

Zaten son anda pencereden Hyunjin'i arabasını park ettiği yerden oldukça hızlı bir şekilde çıkarırken görmesi aklında türlü türlü senaryoların oluşmasına sebep olmuştu. İçindeki endişesi zaman geçtikçe azalmak yerine artıyordu.

Felix'in yanına gittiğini düşünmüştü bir an ama Hyunjin'in karakteri bunu yapmasına el vermiyordu. O daha çok sakin bir tipti ve gürültüden elinden geldiğince kaçınırdı. Kavgalar ise en nefret ettiği şeylerin başında olmaya adaydı.

Changbin, elbet Felix'i de aramıştı. Ama Felix bunca şeyi yapıp ortalığı birbirine kattıktan sonra telefonunu açma zahmetine bile girmemişti. Changbin'in mesajları hâlâ cevapsız bir şekilde bekliyordu.

Kendisine daha fazla hakim olamayacağını anlayıp oturduğu yerden kalktı Changbin. Düşündükçe iyice çıkmaza girdiğini hissediyordu bu yüzden düşünmemeyi seçti. Dolabından çıkardığı basit bir ceketi üzerine geçirip hiç bir işe yaramayan telefonunu cebine attı ve evden çıktı.

Telefonu açıp konuşacak cesareti kendinde bulamayan Felix bakalım yüz yüze geldiklerinde ne tepki verecekti?

___________________

Kapı zilini çalmasının ardından çok geçmeden açılmıştı kapı. Felix kırmızı saçları terden alnıma yapışmış bir şekilde kapıda belirmiş, üzerine yapışan tişörtünü bir eliyle vücudundan ayırıp hafifçe sallamıştı. Yanakları hafif kızarıktı. Ayrıca boynunu dün gecenin imzaları süslüyordü.

Changbin birkaç saniye dik dik onun yüzüne bakarken Felix bir miktar ürkmüş görünüyordu. Sonuçta dün onun sarhoşluğundan yararlanmıştı.

"İçeri geç."

"Ne?" dedi Felix panikleyerek. Haydi ama daha önceki Changbin bu kadar da korkunç değildi. Hatta bugüne kadar onun bakışlarının bu kadar delici olduğunu bile fark etmemişti.

Changbin kaşlarını çattı ve umursamaz bir şekilde Felix'i içeri doğru itti. Ayağı ile kapıyı kapatırkeb Felix'i hemen duvara yapıştırdı.

"Ne yaptın sen?"

"Hiçbir şey yapmadım." dedi Felix. Şimdiden fazlasıyla baskı altında hissediyordu buna rağmen ilk seferde cevap verebilmesine kendisi bile şaşırmıştı.

"Sen nasıl bir manyaksın?! Benimle yatmak için hem fırsat kolluyorsun hem de amacına ulaştıktan sonra fotoğraf çekip onları Hyunjin'e atıyorsun." Bakışları altında ezilen çocuğun yüzüne iyice yaklaştı. "Ölmek mi istiyorsun?"

Felix'in gözlerini kaçırıp kısık sesle "Ne fotoğrafından bahsediyorsun?" diye sorması ile dalga geçer gibi güldü.

"Salağa yatma Felix. Sanki kendin çekmemişsin gibi kamerayı sabitlemişsin bir de."

Küçük Hesaplar | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin