1. BÖLÜM

12.2K 418 653
                                    

Öncelikle kitabıma ve hayallerime hoş geldiniz🖤🤍 Bu bölümü 30. Bölümü yazarken tekrardan minik minik guncelledim ve yazmanın bana ne kadar iyi geldiğini fark ettim. Umarım sizde okurken iyi hissedersiniz ve gulumsersiniz.

hoş geldin.

Bu arada profilimdeki diğer kurguya da göz atıp oy verirseniz çok sevinirim 🖤

Okuma tarihinizi buraya bırakabilir misiniz? 🖤🤍🦅

Bu arada kitaba 6. bölümde dahil oluyor rıdvan. İsmi Eren görünce şaşırmayın lütfen kitapta Rıdvan olarak değil de eren olarak geçti çünkü. iyi okumalar

Her zamanki yorucu günlerden biriydi. Altımda antrenman şortu ve üzerimdeki siyah beyaz formamla çok komik görünüyordum. Ter içinde eve doğru yürürken insanların garip bakışlarına aldırmadan hızlıca eve yürümeye devam ettim. Koçumuz bugün de canımızı cikarmisti. Ama artık alışmıştım.Nihayet eve vardığımda aklıma 4. katta oturduğumuz ve evimizde asansör olmadığı gelince tekrardan oflamaya başlayarak anahtarimla eve girdim.

Eve girince beni ilk olarak tabi ki annemin Leyla bagirislari karşılamıştı.

Normal günlerde ona olabildiğince yardım ediyordum ev işlerinde, ama antrenman sonraları yürümeye bile halim olmadığı için kendimi direk olarak duşa bırakıyordum.Duşa girip hızlıca işimi bitirip giyindikten sonra annemin yanına ilerledim.

"Nerdeymis benim güzeller güzeli annemmmm?? Nasılsın canımın içi"

"İyiyim canım kızım Tuğrul bey bugün de canınızı çıkarmış galiba"

"Ah anne ahh ne kadar haklısın anlatamam. Takım kaptanı Sinem bugün Beşiktaş'a transfer oldu, haftaya hoca kaptan için seçimini açıklayacak. Umarım bende birgün Sinem gibi hayallerimin takımına gidebilirim."

"Her zaman önce eğitimin olduğunu umutma kızım."

"Hayallerimin peşinden de koşacağım ama aynı zamanda."

"Tamam prensesim,biliyorum bu konudaki hevesini ama sonunun baban gibi olmasını istemiyorum "

Annemin son söylediği cümle gözlerimin yasartmayi başarmıştı. Çok sulugöz bir insan değildim ama konu babama gelince göz yaslarimi tutamıyordum.

Babam eskiden profesyonel bir futbolcuydu. Onu son gördüğümde 6 yaşımda olduğum için çok hatırlayamıyordum. Ama her gün internette onun adını aratıp çıkan videoları röportajları tekrar tekrar okuyordum.

Babam 31 yaşındayken oynadığı bir maçta kalp krizi geçirip hayata gözlerini kapatmıştı. Ölmek için çok genç bir yaştı. Yaşanacak bir çok hayalimiz askıda kalmıştı. Bende kendimi bildim bileli futbola çok yakın hissetmiştim. O yüzden yaşadığım şehir güzel İzmir'in en önemli takımlarından biri olan Altay da forma giyiyordum. En büyük hayallerimden biri Beşiktaş forması giymekti aynı babam gibi.

Bunları düşünürken gözyaşlarımın fazla aktığını hissettim yanaklarımdan. Acilen toparlanmaliydim. Bu yaptıklarımla sadece kendimi perişan edip annemi üzüyordum. O gideli çok uzun zaman olmuştu ama kalbimde hala izleri net bir şekilde duruyordu.

Gözyaşlarımı silip annemin yanına gittim tekrardan.Annem yarın teyzemin yanına İstanbul'a 1 haftaligina kalmaya gidecekti. İlk defa evde bu kadar uzun süre yanlız basima kalacaktım.Ama korkmuyordum sonuçta 17 yaşında kocaman bir kızdım.

Sofradayken telefonumun neşeli melodisi her tarafı sardi. Arayan en yakın arkadaşım Ceren'di. Yemeğimin bittiğini anneme söyleyip kalktım. Çok onemli bir durum olmadıkça Ceren beni asla aramazdi, çünkü telefonla konuşmaktan ne kadar nefret ettiğimi çok iyi biliyordu.

Odama geçtiğimde telefonu açtım.Ceren'in sesi ağlamaklı geliyordu. Ama neden ağlıyordu? O asla aglamazdi ki.

"Ceren noluyor anlatsana artik, kafayı yemek üzereyim."

"Lutfen,soru sorma sadece bize gel olur mu? "
Diye sordu ağlayarak.

Kendimi ne kadar yorgun da hissetsem hemen üzerime kıyafetlerimi geçirip Ceren'in evine doğru yürüdüm.

Eve vardığımda konu tam da tahmin ettiğim gibiydi. Emre'yle ayrılmışlardı. 1000. Kez olduğu gibi bu kez de bidaha barışmam sözleri içinde 1 saat geçirdik. Onu teselli ettikten sonra saatin artık çok geç oldugunu fark edip Ceren'le vedalaştık.

Tam dairesinin kapısından çıkıyordum ki karşı dairenin kapısı açıldı. İçeriden önce sarışın uzun boylu inanılmaz güzel fiziği olan bir kız çıkmıştı. Böyle kizlari görünce ben neyim acaba diye düşünmeden edemiyordum. Sonra ise arkasından, kızda 5-6 santim daha uzun tahminen 70 kilo olduğunu tahmin ettiğim kumral yeşil gözlü bir çocuk çıkmıştı.

Biz kapıda vedamiza devam ederken çocuk da kıza sarılıp geldiğin için teşekkürler daha sık goruselim deyip çapkın bir gülüş fırlattı. Bir dakika ben neden arkadaşımı değil de onlara dikkat ediyordum?? Neyse konumuz bu değildi,olmamaliydi. Ceren'e son kez sarılıp ordan ayrıldım.

Neyse ki evlerimiz arası sadece 10 dakikayı. Ama kafamı biraz dağıtmak istediğim için kulakliklarimi takip yavaş tempoda koşarak eve vardım. Tekrar bir duş alıp yatağıma geçtim.

Her gece olduğu gibi bu gece de elime gunlugumu alıp bugün başımdan geçenleri anlatmak istiyordum. Ama her gözlerimi kapattigimda karşımda o yeşil gözleri görüyordum. Burnu kaydırak gibiydi ve gözleri minnacikti.

Hafif çekik olması ona ayrı bir hava katıyordu. Tabi ki günlüğe bunları yazmiyacaktim. Bugün çokça olay oldu onları yazmalıydim, 10 saniye gördüğüm çapkın bir çocuğu değil.

Sonuçta ben aşkı sadece duvarındaki Eren Yılmaz posteri ile yaşayan biriydim.

Kim bilir belki bir gün posterini değil de kendisini öperdim ;))

Aklıma yarınki çift idman geldi ve kafamı yavaşça yastiga, ruhumu ve bedenimi de rüyalarıma teslim ettim.

Umarım ilk bölümü beğenmişsinizdir. Hikayenin okunup okunmayacagini bilmediğimden 680 kelimelik bir bölüm yazdım. Hikaye okunursa bunu 2000 lere çıkartmayı planlıyorum. ilk hikayem olduğu için yorumlarınız ve oylariniz çok onemli lütfen yorum bırakın ❤️❤️

ALTI NUMARA |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin