| KARADAG | 8

1.1K 27 9
                                    

Akşam yemeğinin ardından Salih bey, ege ve melis koltuklara geçerlerken, emir ve ben ise arka bahçeye çıkmıştık.Emir benimle yalnız konuşmak istemişti.böylesinin daha iyi olacağının kanısı vardı üzerinde.
Nereden geldiği bilinmez.

Bahçedeki masaya yaklaşarak oturdum ve bakışlarımı karşıda masaya oturmaya hazırlanan emire döndürdüm.Gözlerimi kısarak ona bakmayı sürdürürken"Bu konuları gerçekten konuşacak mıyız?Salih beyede söyledim.Hiçbirşeye karışmak istemiyordum.Sizin istediğiniz gibi olsun."

Emir karşıma oturdu ve bana ters bir bakış attı."Demek hiçbirşeye karışmak istemiyorsun?"diye sordu gözlerime bakarak emin olmak istercesine.Başımı sallayarak onu onayladım."Evet,istemiyorum."

Başını yana eğdi ve benim gibi gözlerini kısarak ablayla bana baktı.
"Yani,kolaya kaçmak istiyorsun?"

Derin bir nefes aldım ve başımı iki yana salladım."Kolaya kaçmak değil.
Sadece bunlarla ilgilenmek istemiyorum.Beni biraz anlasan olmaz mı?"

"Seni anlıyorum zaten ufaklık."Derin bir nefes aldı.Ardından birkaç saniye gözlerime baktı.Gülümsedi."Ama her ne olursa olsun bu senin düğünün olacak.Sonradan bazı şeyler için pişman olmanı ve içinde ukte kalmasını istemiyorum.Demiştim sonradan çıkan aksilikler sevmem.Buna durumumuz da dahil,anladın mı?"

"Ama" diyerek itiraz edeceğim sırada elini kaldırarak beni susturdu."İtiraz etmenin bir anlamı olmayacak.
Boşuna ne kendini yor,ne de beni.Ben iş adamıyım.Bu sıralar bir sürü toplantım ve işim var ama yinede zaman ayırabiliyorum.Sende ayırabilirsin."

"Sorun zaman ayırıp ayırmamak değil emir.Biz birbirimizi sevmiyoruz.Güle oynaya nasıl hazırlık yapmamı istersin?"

Başını salladı."Doğru."dedi ve devam etti."Birbirimizi sevmiyoruz.Ama evlenmek zorundayız öyle değil mi?Güle oynaya hazırlıklara yardım etme ama fikirlerini de söyle.Bu seni düğünün,başkalarının yapmasına izin verme.Hayattaki herşeyi başkalarına bırakarak yaşayamazsın ufaklık.
Bazen hayatın ucundan tutmak gerekir."

Söyledikleriyle yüzüm düşünceli bir hal alırken başımı yana eğdim ve kaşlarımı kaldırarak ona baktım.O hep böyle mi yapıyordu
Anlayamıyorum...

Sakin davranışları içimdeki sıkıntıları alıp götürürken" Sen böyle mi yapıyorsun?"diye sordum merakla.
Kafasını belli belirsiz salladı."Seni başka türlü nasıl kabullenenilirdim?"

"Beni bu kadar kolay kabullenmene çok şaşırıyorum.Geleli daha bir hafta olmadı."

"Sana karşı kötü davranmamı mı isterdin yoksa?"diye sordu,
anlayamadığım bir tavırla.Muzip bir tavırla mı sormuştu yoksa gerçekten ciddi miydi?

Başımı hızla iki yana salladım."Hayır,
tabiki istemem.Sadece..."

"Sadece..."dedi gözlerini kısarak.

"Merak ettim.Yoksa bana iyi davranmana karşı bir sorunum yok.
Hatta seviniyorum bile.İyi anlaşıyoruz."

Başını sallayarak beni onayladı."Ben suçsuz insanı suçlamam öykü.Ne kadar kızgın olsamda.Belki kızgınlıkla bağırır, çağırırım ama sakinleşince geçer.Asıl suçlu olan büyüklerimiz ufaklık.Bizi duruma sokan onlar.Ne sen,ne de ben suçlu değiliz."

"Babana hiç kızgın gibi gözükmüyorsun.Mesela ben anneme ve Salih beye çok kızgınım."

"Emin ol.Çok kızgınım bende.Kavga ettik fazlasıyla.Hala da ediyoruz ama sizlerin yanına değil."Deein bir nefes aldı.Bana emin olmayan gözlerle baktı.Sanki söylemek istediği birşey vardı fakat emin değildi.Sessiz kaldım ve devam etmesi için başımı salladım.
"Ne kadar kavga etekte sonunda onun dediği oluyor.Kalp var.Sitres ve ani duygu değişimleri ona zararlı.Çok fazla karşı çıkamıyorum bu yüzden."

KARADAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin