| KARADAĞ | 19

1.6K 126 79
                                    


Evin zilini çalıp açılmasını bekerken anlımı kaşıdım.Az önceki olaya bir anlam verememiştim.
Gecenin bir yarısı evi biri gözetliyordu ve kadın beni gördüğünde hiç birşey söylemeden arkasını döndüğü gibi kaçmıştı.Ne için evi gizli gizli izlediği zaten ayrı bir belirsizlikti.Ne amacı vardı?Üstelik korumalarda farketmemişti onu.Umarım bizi rahatsız edecek kötü birşey olmazdı.Herşeyden korkuyordum...

Kapı açıldığında eşzamanlı olarak içeri girirerken soğuktan sıcağa giriş yaptığım için vücudum bir hoş olmuştu.Yardımcı kadın"Hoşgeldiniz"dedi.Başımla onayladım."Hoşbulduk.Melis nerede?"

"Odasında öykü hanım"

Başımı salladım"Tamam,teşekkürler"

Ardından merdivenlerden çıkarak odaya girdim.Üstümü değiştirdikten sonra yatağa girdim.Aslında uykum yoktu yeni uyanmıştım.Lakin yapabileceğim birşey yoktu.Saat bayağı geç olmuştu.Emiri mi arasam acaba?Ama uyumuş olabilirdi.Uyandırmak istemiyordum.Başımı yastığa gömerken tekrar uyumaya zorladım kendimi.O kadını ve bunları daha sonra düşünmeliydim.Arada kaç dakika geçtiğini bilmezken en son yavaş yavaş uykunun geldiğini hissettim.
.........

Sabah gözlerimi açtığımda yatakta diklendim.Birkaç dakika etrafı melül melül izlesemde kendine gelmem uzun sürmemişti.Gözlerimi ovuşturdum ve yatakta bağdaş kurdum.Telefonumu elime alarak emiri aradım. Bir gelişme olup olmadığını merak ediyordum.

"Yenge"Telefonu açan egeye kulak verdiğimde "Ege" diye mırıldandım.
Emir neredeydi?"Günaydın,emir nerede?"

"Sanada günaydın.Emir uyuyor."

"Anladım"dedim yatağın başlığına yaslanırken."Salih baba nasıl?"

"Aynı.Daha tam net bir bilgi yapmadılar."

Elimi boynuma götürerek sıvazlarken
"Birşey olursa eğer bana haber ver.Zaten bir saate kalmaz gelirim bende.Emire söylersin."dedim ve örtünün altından çıkarak ayağa kalktım.

"Olur yenge, söylerim."

Başımı salladım."Tamam,gelince görüşürüz."

Telefonu kapattığımda banyoya doğru yürüdüm ve rutin işlerimi hallettim.
Bugün birsürü işim vardı.Daha kıyafet ayarlayacak ve hasteneye gidecektim.Emir için birkaç kıyafet hazırladıktan sınra gelen yardımcıya ege içinde birkaç kıyafet getirmesini söyledim.Yardımcı istediklerimi getirirken onlarıda başka bir poşetin içine koydum.En son kenardaki küçük çekmeceyi açarak ikisine yeni çorap çıkarırken elime çarpan kenardaki kutu çekti dikkatimi.

Kutu mu?Emir kutu mu saklıyordu?

Merakıma yenilmemek için çaba gösterirken bunun uzun sürmeyeceğini biliyordum.Elimi kutuya götürdüm ve kutuyu elime aldım.Kapağını yavaşça kaldırdığımda eskimiş ve bazı yerleri yanmış fotoğraflar çıktı içimden.Aile fotoğrafları gibiydi.Resimlerden bir tanesini elime aldığımda dikkatlice incelemeye başladım.Bir kadın,bir adam ve iki çocuk vardı.Mutlu görünüyordular.Sağdaki küçük çocuk olan emir,yanında babasının kucağındaki bebek ise melis olmalıydı.Andırıyorlardı.Kadın sarışın,adam ise kumraldı.Emir babasına çekmişti.Melis ise sarı saçlarını melis annesinden almıştı.Ona benziyordu.

Emir ve melisin ailesi hakkında tek bildiğim öldükleriydi.Konusu bir kere açılmış ve emirin sert tutumu sayesinde kapanmıştı.Bana herşeyi anlatmamışlardı.Sadece bir trafik kazasında öldüklerini biliyordum.
Allah rahmet eylesin.Ne diyeyim.
Bende üzerine düşmemiştim bu konunun zaten.Açılınca yara vereceğini biliyordum çünkü.Bana emirin gelip kendi anlatması gerekiyordu.Hazır hissettiğinde,bana tamamen güvendiğinde.

KARADAĞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin