FEZA
Televizyonda gördüğüm haber ile bende küçük çaplı bir şok yaşamıştım. Demir'in bu denli sinirlenmesini haklı çıkaracak bir haberdi. Demir salonda ağzından küfürler savurarak volta atıyor Feride Hanım ise cemiyet hayatındaki tanıdıkları ile haber üzerine özür konuşmaları geçiyordu.
Demir: Ben o Kemal'den bunun hesabını sormaya gidiyorum
Feride Hanım Demir'in kükremedi ile telefonu zorla kapatmış o sırada Demir çoktan evden çıkıp arabasına atlamıştı.
Feride: Feza koş Demir'in gözü döndü
Feza: Ama Feride Hanım
Feride: Feza'cım lütfenFeride Hanım'ın bu kibar talebi ile istemeyerek odama çıkıp üzerime ilk elime geçen şeyleri giydim ve bende arabama atlayıp yola koyuldum ama nereye gideceğini bilmiyordum. Arabanın hoparlörüne telefonu bağlayıp şirketteki Haleyi aradım.
Hale: Feza Hanım buyurun
Feza: Hale Demir şirkete geldi mi?
Hale: Hayır Feza Hanım sizden kimse gelmedi
Feza: Tamam Hale sağolKemal'in evini bilmiyordum. Demir'inde bildiğini sanmıyordum. Şansımı deneyip yolumu Sancaklı Holdinge çevirdim. Otoparka hızla arabayı bıraktığım zaman Demir'in arabasının burda olduğunu görmemle derin bir oh çektim. Ve hızla lobiye ilerledim.
Feza: Merhaba Kemal Beyin odası kaçıncı katta
Kız: 3. Katta ama telefon etmem gerek randevunuz var mı?
Feza: Gerek yokKızın cevabını dinlemeden ve arkamdan bağırmalarına aldırmadan hızla asansöre yöneldim ve 3. katı tuşladım. Kata geldiğimde gözümle etrafı tararken gelen bağırma sesleri ile ne tarafa gitmem gerektiğini anladım ve sesin geldiğini anladığım odaya tereddüt etmeden daldım. İçeri girdiğimde Demir Kemal'in üstüne yürüyor ağzından da küfürler savuruyordu. Hızla gidip Demir'in kolunu tutup Kemal'den uzaklaştırmaya çalıştım ama gücüm buna yetmiyordu.
Demir: Ulan böyle bir haberi nasıl yaptırırsın sen
Kemal: Bunun er yada geç olacağını Feride Hanıma söylemiştim ben delikanlı hesap sorman gereken kişi ben değilim o
Demir: Ulan şerefsiz anneannem sana onay mı verdi hem verse bile benim haberim iznim olmadan böyle bir şeye nasıl cüret edersin sen
Kemal: Bak delikanlı ağır ol bakalım sen Demir Karahanlı isen bende Kemal Sancaklı'yım anneannen kabul etmedi ama redde etmedi
Demir: Kimsin ulan sen ne sanıyorsun kendini
Kemal: Siz beni salak mı sandınız bana cevap vermeden oyaladığınızı sandınız yaptığımız işler ile benim üzerimden pirim yaptınız sen ve o bunak anneannen ile beni kandıracağınızı mı sandınızKemal o bunak lafı ile bardağı taşıran son damlayı söylemiş ve Demir'in anında Kemal'in yüzüne yumruğu çakması bir olmuştu. Attığı yumruk ile ağzımdan küçük bir çığlık çıkmıştı. Ve Demir'in kolundan işe yaramayacağını bilsemde asılmış onu Kemal'den uzaklaştırmaya çalışıyordum. Demir beni çekiştirip hala Kemal'e saldırmaya çalışırken sonunda dayanamayarak tekrar bağırdım.
Feza: Demir yeter artık
Attığım çığlık ile Demir dönüp bana baktı. Ve Kemal'in masasında duran vazoyu boş duvara fırlatıp paramparça olmasını sağladı.
Demir: Bu iş burada bitmedi
Kapıyı sonuna kadar açıp hızla odadan çıktı. Kemal'in yüzüne son kez bakıp koşar adım Demir'in peşine düştüm. O kadar hızlı hareket ediyordu ki benden önce asonsöre binmişti ve ben merdivenlerden koşarak inip ona yetişmeye çalışıyordum. Holdingden çıkıp arabasına ilerlediğini gördüğümde sesimi duyurmak için bağırdım.
Feza: Demir dur!
Demir alev çıkan gözlerini bana dikti. Burnundan soluyordu.
Feza: Haklısın ama niye sorunlarını şiddetle çözmeye çalışıyorsun
Demir: Feza o şerefsizin söylediklerini duymadın mı, kimse ama kimse benim aileme laf söyleyemez
Feza: Hayır tabiki söyleyemez ama böyle yaparak sorunu çözmüş mü oldunDemir arabasının lastiğine sert bir tekme atıp elini saçlarının arasından geçirdi. Eminim aklından geçen tek şey Kemal'i parçalamaktı. Demir'i sakinleştirmek zorundaydım çünkü bakışlarından aklından kötü şeyler geçtiği belliydi. Çok fazla düşünmeden hızla Demir'in elini tutup bana odaklanmasını sağladım. Demir şaşırmış gibi sert bakışlarını bir an olsun yumuşattı.
Feza: Sakince düşünmeliyiz tamam mı
Demir: Sakince düşünemiyorum Feza
Feza: Gel benim arabamla fenere gidelim ve sakince plan yapalım
Demir: Feza bu adam rahat durmayacak bu hamleyi yapan daha fazlasını yapar anlamıyor musun?
Feza: Demir yeter, yürü gidiyoruzDemir bu hamleyi benden beklemiyordu. Madem sert olmaktan anlıyordu bende öyle olurdum. Sözümü bitirip arkamı dönüp arabama gittiğimde arkamdan Demir'in de geldiğini hissettim anlaşılan hamlem işe yaramıştı. Şöför koltuğuna oturduğum da o da sağdaki boş yere geçti ve bizde fenere gitmek için yola koyulduk.
DEMİR
Kemal dur durak bilmeden aklı sıra bizi alt edebileceğini sanarak hüküm sürmeye çalışıyordu. Feza gelmese bu duruma şahit olmasa tereddüt etmeden o adamı ellerimle boğardım. O şerefsizin bana ve aileme laf söylemeye kesinlikle hakkı yoktu. Feza'nın sert çıkışı ile ise sanki hiç bir şey yokmuş gibi fenere gitmek için yola koyulduk. Bu durum bir yana Feza'nın bu tavrı hoşuma gitmiyor değildi. Anneannemin ısrarı ile olduğunu bilsem de beni ordan çıkarıp gidebilirdi. Ama beni sakinleştirmeye çalışıyor ve yapabileceğim şeyleri düşünüp önlem almaya çalışıyordu. Fenere geldiğimizde Feza arabadan indi bende arkasından indim kayalıklarda bir yer edinip denizi karşımıza alarak hiç bir şey yokmuş gibi uzun bir süre konuşmadık.
Feza: Sanırım biraz sakinleştin
Demir: Sadece öyle gözüküyor
Feza: Bu öfke kontrolsüzlüğün ile hiç bir sorunu çözemeyiz
Demir: Feza yapma o şerefsiz aileme laf ederken alkış mı tutsaydım
Feza: Hayır ama başka bir yolu illa ki vardır değil mi?Feza'nın da aklında hiç bir şey yoktu. Sadece beni biraz olsun yumuşatmaya çalışıyordu. Ama ben o adamı öldüresiye dövmediğim sürece içimdeki bu öfkeyi atabileceğimi hiç sanmıyordum. Madem başka bir yolu vardı o zaman bu yolu söylemeliydi. Feza'ya dönüp gözlerine uzun uzun baktım.
Demir: Kurtar beni
Feza: Ne anlamadım
Demir: Madem başka bir yolu var o halde, kurtar beniFeza gözlerini benden kaçırdı. Derin nefesler alıp denizi izlemeye başladı. Bense hala bir şeyler söylemesi için bakışlarımı ondan çekmiyordum. Feza bunu farketmiş olacak ki korkarak gözlerini tekrar bana çevirdi.
Feza: Evlenelim o zaman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtar Beni
RomanceHayatımız sahiden bizim elimizde. Yaşayacaklarımızı, hayatımıza alacağımız insanları biz mi seçiyoruz sahiden. Ya elimizde olmayan başımıza gelen şeyler ? Kalem kimde, defter kimde ? Ben sadece kendim için yaşayacağım. Yere daha sağlam basmak, kimse...