7. BÖLÜM

2.2K 253 252
                                    

Karanlık yolda hızla ilerlerken tek bir hedefim vardı: kardeşimi sağ salim bulabilmek.

Gözlerimden akan yaşlar görüşümü bulanıklaştırıyordu. Bazı anlar yolu görmekte bile zorluk çekiyordum ve bu yüzden de zaman zaman arabanın kontrolünü yitirecek duruma geliyordum. Tüm bunlara rağmen hızımı bir an olsun düşürmemiştim. Yaptığımın hemen hemen intiharla eşdeğer olduğunun farkındaydım fakat Defne'ye, benim akılsızlığım yüzünden, bir şey olursa kendimi asla affetmezdim. Sırf bu vicdan azabını çekmemek için bile ölebilirdim.

Ailem ortada kaybolduğundan beri bir çıkmazın içinde sürüklenip gidiyordum. İster istemez ölmüş olabilecekleri fikri geliyordu aklıma ve ben, kolyelerimizi yutan o büyüye sığınıyordum bu zamanlarda. Serap Hanım'ın sözleriyle avutuyorum kendimi. Onların bizi korumaya çalışma ihtimallerine öyle sıkı sarılmıştım ki onları bir daha görmeme olasılığına alışmaya çalışıyordum. Her iki durumda da ailemden geriye kalan tek bir kişi vardı: Defne.

Defne'nin verdiği adrese yaklaştığımı haber veren navigasyonla birlikte hızla döndüm virajı. Sağa doğru savrulan arabanın devrilebilme ihtimalini göz ardı ettim. Toprak yolda, arkamda bir toz bulutu bırakarak sürdüm arabayı ve düz bir arazide durdum.

Bulunduğum yer yabani otların çevrelediği bir yerdi. Arazinin ortasınaysa bir ateş yakılmıştı ve bizim bu salaklar adete biz buradayız diye haykırıyordu. Bangır bangır çalan müzik ve muhtemelen aldıkları alkol eşliğinde dans ediyorlardı.

"Defne." diyerek kardeşimin yanına gittim. Elindeki bira şişesini alıp kenara fırlattım. Anında mızmızlanmaya başladı. Kesinlikle kör kütük sarhoş olmuştu.

"Oyunbozanlık yapmasan olmuyor mu Ladin?" dedi Defne. Kelimeleri öylesine bozuk çıkıyordu ki ağzından, anlamakta güçlük çekiyordum. Üstüne üstlük o hala daha konuşmaya devam ediyordu. "Bir kere olsun anın tadını çıkart. Eğlen. Ama hayır. Sen bu ortamların kızı değilsin."

"Defne!" dedim uyarırcasına. "Hadi gidiyoruz." Kolunu tutmuş onu arabaya doğru götürmeye çalışıyordum. O ise var gücüyle direniyordu bana. Fiziksel olarak benden daha üstün olmasının avantajını kullanıp beni itti. Ani hareketiyle birlikte kendimi yerde buldum. Avuç içlerime batan dikenler ve taşlara lanetler savurdum.

"Hey! Gençler!" diye bağıran kardeşim herkesin dikkatini üzerinde toplamıştı. Yola gelmiş olmasını umuyordum ama umudum hunharca baltalanıyordu. Ben yerden kalkarken Defne'nin sözleri bir bıçak gibi saplanıyordu yüreğime.

"Bu benim ikizim!" diyerek beni gösterdi Defne. Sarhoş gülüşü olarak nitelendirilebilecek o gülüşü savurdu. "Benim kardeşim eğlence düşmanı. Kendisi eğlenemediği gibi başkalarının da eğlencesini bozar. Özellikle de benimkini."

"Defne lütfen, gitmemiz gerekiyor."

Yalvarırcasına söylediğim sözlere kulak asmadı ikizim ve konuşmaya devam etti. Adeta bir balkon konuşması yapıyordu ve çevremizdekiler de onu pür dikkat dinliyordu.

"Ladin ateşe hükmedebiliyor. Gerçi siz bunu zaten biliyorsunuz ama onun güçlerine nasıl kavuştuğunu bilmiyorsunuz. Kardeşim bir eğlence düşmanı olmasının yanında öfke kontrol problemi olan birisi. Yetenekleri ilk ortaya çıktığında, sınıfımızdaki bir öğrenciyi öldürüyordu az kalsın. Evimizde yangın çıktı onun yüzünden. Hatta öyle öfkeleniyor ki kardeşi olduğumu bile unutuyor. Beni merdivenlerden itmişti." diyen kardeşimle birlikte gözlerimi yumdum. O lanet günü hatırlamak dahi istemiyordum ama Defne bütün o kötü anları birer birer önüme seriyordu. Kendimi ne kadar kötü hissettiğimi umursamıyordu bile.

CADI ||TAMAMLANDI||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin