17. BÖLÜM

1.5K 176 54
                                    

Sıcak su bedenimden bir yağ misali akıp gidiyordu. Geride bıraktığı izler suyun sıcaklığının aksine beni üşütüyordu. Anksiyete krizi geçiriyormuşum gibi titriyordum ve düşüncelerim sinsi bir yılan gibi zihnimin en ücra köşelerinde geziniyordu.

Benim yüzümdendi. Evet, biliyordum, böyle olmasını istememiştim ve kararları ben vermemiştim ama yine de her şeyi başlatanın benim hastalığım olduğu gerçeğini kimse değiştiremezdi. Eğer doğmasaydım ya da ölseydim onca insan hala hayatta olabilirdi. Leyla ölmemiş olurdu, Latif Amca yıllardır vicdan azabı çekmiyor olurdu ve Agah denen o adam hayatını bir intikama adamamış olurdu. Tüm bunlarda kilit nokta bendim işte ve bu gerçek artık bana ağır geliyordu. Tonlarca ağırlık sırtıma yüklenmiş gibi hissediyordum düşündükçe. Belim bükülüyordu ve bacaklarım tirriyordu. Öyle bir titremeydi ki bu dokuz şiddetindeki bir depreme eşdeğerdi. Öyle bir titremeydi ki bu kalbim bile atmaya son verecekmiş gibiydi. Korkuyordum, daha fazla kişinin zarar görmesinden, ben yaşayayım diye daha fazla insanın ölmesinden deli gibi korkuyordum ve canım acıyordu. Öfke bir canavar misali üzerime üzerime geliyordu ve bu öfke bana ait değildi. Bir başkasının öfkesi nasıl oluyordu da beni bu denli etkileyebiliyordu.

Elimdeki life duş jeli sıktım. Evin dışına nazaran içi bir nebze olsun sağlamdı ve neyseki sağlam olan yerlerden birisi de bizim odamızdı. Lifi köpürttüm. Boynuma sürdüm sabunları. Maral'ın gönderdiği o sarmaşıklar boynum dahil bedenimin pek çok yerinde çizikler bırakmıştı. Bu yüzden sabun değer yerler sızlıyordu. Çiziklerden sızan kızıl kan tenimden süzülüyor, başıma akan suya karışıp ayaklarıma akıyordu. Keza tenimi kirleten tek şey kan değildi, toprak da ona yoldaşlık ediyordu ve kanla birlikte suya karışıp öylece akıyordu üzerimden. Görünürde bütün kirlerden arınıyordum. Peki ruhumdaki o kiri hangi sabun çıkaracaktı?

Lifi tenimde kaydırıp göğsüme sürttüm. Amcamın anlattıkları anında aklıma hücum etti ve benim gözümden bir damla yaş süzüldü. Tıpkı kan ve toprak gibi suya karıştı o da ve sanki hiç var olmamış gibi akıp gitti. Lifin altında atan kalbim acıyla kasıldı. Babamın göğsümü açıp beni öldürecek olan parçamı çıkartması fikri midemi bulandırdı. İçimden kapkara bir balçığın akması, organlarımın çürümesi ve benim elma ağaçlarının dibindeki o elmalar gibi öylece yok olacağım gerçeği sert bir tokat misali suratıma çarptı. O elmalar tesadüfen çürümemişlerdi. Bu bir mesajdı. Çürüyenin aslında ben olduğumu anlatmak istemişlerdi resmen ve ben tüm bu gerçekleri öğrenene kadar sadece bir tehdit olduğunu düşünmüştüm. Ne kadar aptaldım. Hiçbir şeyi sorgulamamıştım bunca zaman. Sadece kendimden kaçmış, herkese kapatmıştım kendimi. Ne kadar zavallıydım.

Hızla durulanıp bir havlu sardım bedenime. Islak adımlarım kaymama sebep olmasın diye dikkatle çıktım banyodan. Odada görmeyi beklediğim kişi kesinlikle Pars değildi. Ve benim üzerimde yalnızca bir havlu vardı!

"Üzgünüm, rahatsız etmek istememiştm. Sadece konuşmamız gerekiyor diye düşündüm." dedi. Bakışları öyle titrekti ki gözlerime bakmak için ne kadar büyük bir çaba sarf ettiğini anlamamak imkansızdı. Öte yandan ben garip bir heyecanın esiri olmuştum. Kalbim öyle hızlı çarpıyordu ki Pars'ın bunu duyduğunu bilmek büyük utanç veriyordu bana. Kuruyan boğazımsa pek yardımcı olmuyordu bana.

"Sorun değil." diye geveledim. Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Hayatımda ilk kez böyle bir şey yaşıyordum ve bundan deli gibi utanıyordum. Yüzümün saçlarımla aynı renge büründüğünden o kadar emindim ki ellerimle yüzümü kapatmamak için zor tutuyordum kendimi. "Üzerimi değiştireyim ben, sonra gelirim yanına. Olur mu?"

"Olur." dedi Pars. Son bir kez bana baktı. Bu kez bakışları gözlerimde sabit kalamadı. Çok kısa bir süre için, fark etmesi epey zor olan o kısacık sürede havlunun kapattığı bedenime baktı ve odadan çıktı. Onun gidişinin ardından derin bir oh çektim. Fena halde utanmıştım ve heyecanlanmıştım. Dünkü aksiyonun bile veremediği o heyecanı bu kadar kısa bir zamanda yaşamak bana garip gelmişti.

CADI ||TAMAMLANDI||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin