Yeni kapağımız medyada.
Suratımıza kapanan kapıyla birlikte öylece kalakaldık. Gülümsemem usulca solarken Defne omuzlarını düşürdü ve merdivenlere çöktü. Umut, kelebek misali öldü. Bir günlük ömrü vardı zaten kelebeğin, bu kadar uzun süre yaşaması bile mucizeydi.
Annem mektubunda bu işin zor olacağını yazmıştı evet ama ben, amcamın bu derece acımasız olacağını düşünmemiştim. Göz göre göre sokağa atmıştı bizi. Başımızın çaresine bakmamızı söylerken mimik oynamamıştı yüzünde. Bu kadar kolay mıydı yani? Tamam, bizi tanımıyordu, biz de onu tanımıyorduk fakat öylece arkasını dönmesini de beklemiyordum. Yokmuşuz, hiç gelmemişiz gibi davranmıştı.
Defne merdivende oturmuş umutsuzca karanlık bahçeye bakarken ben hala ayakta dikiliyordum. Ellerim yumruk şekline geldi. İçimdeki öfke kırmızı pelerin görmüş bir boğanınki kadar şiddetlendi. Öyle bir yanıyordu ki bedenim bu evi küle çevirmemek için zor tutuyordum kendimi. Gözümden sıcak bir damla yaş düşerken hırsla arkamı döndüm. Ya seve seve kabul edecekti bizi ya da... Gerekirse bu evin kapısını kırıp içeriye girecektim. Başka çare bırakmamıştı bana.
Yumruk halini almış ellerimi ardı ardına çarptım kapıya. Avazım çıktığı kadar bağırdım kapıyı açması için. Ellerimdeki sızı her geçen saniye biraz daha artarken, ellerim kopsa dahi buradan gitmemeye yeminliydim.
"Amca aç kapıyı!"
İnat mıydı olay? Huysuzluk muydu sorun? Öyleyse en alasını yapacaktım. Amcamdan daha inatçı, daha huysuz olacaktım. Ancak bu şekilde onu yenebilirdim.
Asıl komik olan şeyse aynı tarafta olmamız gerekirken düşmanmış gibi davranıyor oluşumuzdu. Kapısına dayanmış bir alacaklıdan farkım yoktu keza. Nitekim alacaklı bile benim yanımda hafif kalırdı.
Ellerimi iyice sıkıp öfkemi dışa vururcasına açtım. Avucumda yanan ateşin sıcaklığı yüzüme vururken sadistçe bir gülümeseme peydah oldu dudaklarıma.
Alev almış olan elimi kapıya doğru savurdum. Bu yanlıştı fakat gidecek başka bir yerimiz veya yardım isteyecek başka kimsemiz yoktu. Sadece varlığından yeni haberdar olduğumuz amcamız vardı ve onu ikna etmemiz epey zor olacağa benziyordu. Ama eğer ailemizi bir daha görmek istiyorsak elimizden geleni ardımıza koymamamız gerekiyordu.
"Ladin!"
Defne'nin uyarırcasına ismimi söylemesini umursamadan kapıya bir alev topu fırlattım. Çıkan gürültünün ardından baktığımda kapıda sadece siyah bir is olması elbette ki beni şaşırtmamıştı. Kim bilir ne kadar güçlü koruma büyüleri çevreliyordu bu evi.
"Ladin böyle olmaz!" dedi Defne. Alev alan ellerimle birlikte ona döndüm. Korku yoktu gözlerinde ama kaygı vardı. Benim için mi yoksa amcamız için mi endişelendiğini anlamazken sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADI ||TAMAMLANDI||
FantasiaBen bir cadıyım ve bu hayatımın en korkunç gerçeği. Hayatım boyunca bu gerçekten, kendimden korktum çünkü ben bir canavardım, en azından kendimi buna inandırmıştım. Bir gün annemden aldığım o garip mesajın, zaten yolunda olmayan hayatımı daha da ray...