Peki benim sınır koyma taktiğinin tutmaması 🤦🏽♀️
Arkadaşlar, oy veren 7, 8 kişi görüyorum ama sadece 1 kişi yorum yapıyor, geçen bölüm sınır var diye 2 kişi daha yaptı sadece. Muhteşem bir şey beklemiyorum ki sizden sadece bir iki cümleyle düşüncenizi belirtin istiyorum. Güldüğünüz yerde güldüm yazın beraber gülelim diyorum :)Neyse iyi okumalar :))
İlk haftanın son dersi herkes için çok zor geçti. Dumbledore'un da dediği gibi:
Zaman gizemli ve güçlü bir kavram...
Herkes dersin bitmesi için dakika sayarken son dersi Snape ile olan Gryffindor'lar epey bir puan kaybetti. Ama neyseki herkes için ilk hafta bittiğinde öğrenciler kendilerini avluya attılar. Öyle ki Hermoine bile kütüphaneye gitmedi.
Cassy için ise dersin bitmesi Draco'nun yanına gitmek demekti. Ve bu başlı başına bir mutlulık kaynağıydı. Önce yatakhaneye çıkıp hızla üzerini değiştirdi. Sonra hızla merdivenleri geçti. Öyle mutluydu ki! Şişman Kadın Portresinin cırtlak sesi bile mutluluğunu bozamadı. Koridorları hızla koşarak geçerken bir ara Dumbledore'a çarptı, hatta ondan özür bile diledi. Çünkü o olduğunu farketmemişti. Sonunda kemerli koridorun sonunda yeşil elmasını yiyerek onu bekleyen Draco'nun kollarına atıldı. Az kalsın onu deviriyordu. Draco neşeli bir kahakaha attı.
"Beni bu kadar özlediğini bilmiyordum." dedi mutlulukla. Sonra ondan ayrıldı. Cassy'nin eli sızlayan karnına gitmişti. Draco aklına gelince hızla elini cübbesinin cebine attı. Siyah sıvıyla dolu iksir şişesini kıza uzattı.
"Bu son doz." dedi Cassy içmeden önce.
"Sonra tamamen iyileşmiş olacağım." diye ekledi.
Sonra tek dikişte siyah sıvıyı boğazından aşağıya yuvarladı. Hafta içi bunlardan 2 tane daha içmek zorunda kalmıştı. Bu dördüncü ve sonuncuydu.
Bedeninin içinde oluşan, tüm damarlarında hissettiği sıcaklık yavaşça dindi ve yerini enerjik bir elektriklenmeye bıraktıktan sonra tamamen duruldu.
Cassy artık normal hissediyordu. Emin olmak istercesine bir süre bekleyip sonra neşeyle zıpladı.
"Oldu!"
Draco da gülümsedi. Ona sıkı sıkı sarıldı.
"Lanet olsun! Şu Ölüm Yiyenler olmasaydı seni öpebilirdim." dedi. Bunun üzerine Cassy kıkırdadı.
Draco ile yürümeye başladıklarında Cassy neşeyle şakıyordu.
"Söz vermiştin ama!" dedi inatla.
"Yarın! Yarın! Lütfeeen!"
"Tamam Cassy, hava durumuna göre bakacağım." dedi Draco da. Profesör topluluğunun yanından geçerken kısa bir an gözleri Cassy'nin güvende olup olmadığını kontrol etti.
"Bu haksızlık ama!" diye söylendi Cassy.
"Cumartesi diye söz verdin şimdi bakarız diyorsun!"
James, içten içe neye bu kadar hevesli olduğunu merak etse de bir şey yapamadı, kızının neşeli olmasını uzaktan izlemekten başka.
Cassy, hala onlar karşı soğuk ve çekingendi ama en azından yüzlerine karşı nefret saçmıyordu.
***
Lily, Hogwarts'da ki dairelerinde hevesle bütün yemekleri hazırlayıp, sofrasını yerleştirdikten sonra gururla masaya baktı. Bu ailecek yiyecekleri ilk akşam yemeği olacağı için heyecanlıydı.
Bin bir güçlükle ergen oğlu Harry'i ve sağlıklı yemekler olacağına söz vererek ise Cassy'i ikna etmişti. Daniel, o zaten dünden razıydı annesinin dizinin dibinde olmaya. Bazen Lily, Daniel'ın nasıl Gryffindor'a seçildiğine hayret ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçinde 〈Harry Potter AU〉
FanfictionKİTAP DÜZENLENİYOR (20.BÖLÜMDEN SONRASI BAŞTAN YAZILIYOR) Harry Potter kurgusal evreni Rowling'e aittir! ÖNEMLİ NOT: BU KİTABI SADECE CANIM SIKILDIĞINDA VEYA KAFAM ÇOK MEŞGUL OLDUĞUNDA RAHATLAMAK İÇİN YAZIYORUM. DÜZENLİ BÖLÜM GELMEYEBİLİR. Alışılmı...