Ertesi sabah Lilith'in kapısı açıldı ve içeri James ve Lily geldi. Yatağının üzerinde perişan haldeki kızlarını buldular.
Lilith, onu bıraktıktan kısa bir süre sonra uyanmış; bütün gece hiç uyumamış ve ağlamıştı. James ve Lily üzgünce kızlarına yaklaştılar."Cassy lütfen böyle yapma. Kendini harap ediyorsun." dedi James üzgünce. Cassiopeia morarmış gözlerle James'e baktı. Bu öyle bir bakıştı ki James hemen kızı kucaklayıp Lorda götürme isteğiyle doldu. Ama bu düşünceyi hemen kafasından attı.
"Ne olur bizi de anlamaya çalış." dedi James şefkatle.
"Aradan 14 yıl geçtikten sonra kızımızı bulduk-"
"Ben sizin kızınız falan değilim! Benim annem ve babam Tom ve Bellatrix Riddle tamam mı! Hiç beni anlamaya çalıştınız mı? Hiç normal bir şekilde sohbet etmeye. Sürekli anne ve babamın ne kadar iğrenç insanlar olduğundan bahsediyorsunuz. Hem de onları hiç tanımadan." dedi Cassy. Gözyaşları akmaya devam ederken.
" O ikisinin yaptıkları-"
James durdu. Daha fazla devam etmedi ve yavaşça Cassy'i kucakladı. Ve banyoya taşıdı. Lily de peşinden banyoya girdi.
Lilith, yine kötüleşmişti. Tek başına banyo yapamazdı. James banyodan çıktıktan sonra yavaşça kızının üzerindekileri çıkardı. Ve küvetin içine oturttu. Sıcak suyu kızın vücudunda gezdirirken Cassy'e üzgünce baktı. Ama tek kelime etmedi. Ve özenle kızını yıkadı.
Ardından ise odasına kadar götürüp siyah iç çamaşırlarını giymesine yardım etti. Sonra dolaba ilerleyip Lilith'in burada en sevdiği elbiseyi çıkardı. Ama bir süre emin olmayarak elbiseye baktı. Üşür müydü? Sonra camdan dışarı baktı. Şanslarına bugün hava kapalı değildi. İngiltere'de nadir rastlanan bir durumdu. Özellikle de Eylül ayında.Yavaşça giyinmesine yardım etti. Makyaj masasına oturduğunda gümüş işlemeli tarağa uzandı.
"Saçımı ben tararım." dedi Cassy.
"Tatlım, ben tararım sen kendini yorma."
"Hayır ben yapacağım." dedi Cassy inatla.
"Nedenini söyler misin peki?" dedi Lily ellerini beline koyup aynadan kızına bakarken.
"Çünkü sürekli annemin taradığı saçlarıma yabancı bir kadının dokunmasını istemiyorum." dedi Cassy bunun Lily'nin canını çok yakacağını bilerek. Sonra canı da acısa tarağı kızıl kadından alıp, vücudundaki dehşet verici ağrılara rağmen inatla tüm saçını taradı.
Lily ise kalakalmıştı. Hala aynadan kızına bakarken Cassy havluyla saçını olabildiğince kurutmuştu. Lily sonunda kendine gelip asasını çıkardı ve kızın saçlarını tek bir hamleyle kuruttu. Sonra onu yavaşça ayağa kaldırdı. Ve ona destek olmak isteyerek beline sarıldı. Birlikte odadan çıkıp merdivenleri indiler. James ve çocuklar hazırdı ve onları bekliyorlardı. Lily, ruhsuzca duran kızının yanağına uzanıp minik bir buse bıraktı. Sanki Lilith hiç bir şeyin farkında değil gibiydi. Sadece bedenen buradaydı.
"Trende görüşürüz bebeğim."
Harry ve Daniel ile kapıdan çıkıp arabaya bindi. James ise şömineden gelen sesle o tarafa döndü. Sirius, Remus, Arnold, William ve Henry'nin olduğu seherbaz ekibi gelmişti. Gerçi Remus ve o seherbaz sayılmazdı artık. Remus geçen sene Hogwarts'ta Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profosörlüğüne başlamıştı. Bu sene ise Dumbledore öğrencilerin en çok zorlandığı iki ders olan İksir ve Karanlık Sanatlara Karşı Savunma kadrosunu arttırmıştı.
Bu sene sınıflar iki gruba bölünerek ders anlatılacaktı.
Lily ve Snape iksir derine girerken James ve Remus ise KSKS dersine girecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçinde 〈Harry Potter AU〉
FanficKİTAP DÜZENLENİYOR (20.BÖLÜMDEN SONRASI BAŞTAN YAZILIYOR) Harry Potter kurgusal evreni Rowling'e aittir! ÖNEMLİ NOT: BU KİTABI SADECE CANIM SIKILDIĞINDA VEYA KAFAM ÇOK MEŞGUL OLDUĞUNDA RAHATLAMAK İÇİN YAZIYORUM. DÜZENLİ BÖLÜM GELMEYEBİLİR. Alışılmı...