Karanlığın İçinde 〈Harry Potter AU〉

19.Bulmaca

Cumartesi günü, Hogsmeade gezisi olduğundan okul boştu. Geziye gitmeyen kişi sayısı oldukça azdı.

Draco Malfoy, Cassipoeia Riddle, Harry Potter, Daniel Potter.

Cassy'nin Hogsmeade'e gidebilmek için Bakanlık'tan onay alması gerektiğinden düşünmemişti bile. Geçen gezi Dumbledore sayesinde olmuştu. Remus okulun boş olmasından faydalanarak karısını görmeye gitmişti. Draco da Cassy'i yalnız bırakmak istemediğinden babasının imzaladığı izin belgesini şömineye atmıştı. James ve Lily havaların son güzel anlarını içeride geçirmek istemedikleri için piknik yapmaya karar vermişlerdi.

O sabah kahvaltı Hagrid ile birlikte bahçede yapılıyordu. Hatta bir ara Dumbledore da aralarına katılmıştı ve Hagrid'in büyük kupalarıyla çay içmekteydi.

Kısa bir süre sonra neşeli bir kahkaha yankılandı, Hagrid'in kulübesine ulaşmak için geçilmesi gereken uzun koridorda.
Bir kaç saniye sonra Draco bir elinde Nimbus 2001, diğer elinde Cassy'nin eliyle açık alanda göründü. Merdivenleri birlikte inip bir kaç büyük taş ile oluşturulmuş avlunun orada durdular. Draco süpürgesini yere bıraktıktan sonra asasını kaldırıp taşların 1 metre yukarısına kadar uzanan ve avlunun tamamını kapsayan bir güç kalkanı oluşturdu. Böylece Cassiopeia'yı koruma altına aldı. Asasını geri cebine sokup heyecanla onu bekleyen Cassy'nin yanına gitti.

"Süpürgenin yanına geç ve elini üzerine uzat. İşte böyle. Şimdi 'Yukarı!' demelisin." dedi, ilk seferinde bunu başaran Cassy'i keyifle izledi. Daha sonra yavaşça üzerine çıkmasına yardım etti.

"Ayaklarını hafifçe yere vur şimdi. Yerden 1 metre yüksel. Sakın süpürgeyi oynatma. Birden fırlayabilir."

Cassy yavaşça yükseldiğinde mutlulukla gülümsedi. Draco da aynı şekilde gülümsedi ve anlatmaya devam etti bir yandan da Cassy'e yakın duruyor ve düşmesi ihtimaline karşı onu tutmak için hazır bekliyordu.

Lilith'in süpürge kullanmayı tamamen öğrenmesi bir saat sürdü. Bunun nedeni biraz ürkek davranıyor oluşuydu. Ama sonunda her şeyi kavramıştı.

Pazar günü Lilith'in canı süpürgeye binmek istemedi. Ailesiz geçirdiği üçüncü haftanın son günüydü. Velayet davasıyla ilgili hiç bir haber alamamıştı. Dahası Ölüm Yiyenlerinin hiç birinden de ele geçirilen yeni bölgelerle ilgili haber gelmemişti.

Pazar gününü yatağında geçirdi. Öyle ki yemeklere bile inmedi. Ne Hermoine'nin ne de Mcgonagall'ın ,ah bir de Lily vardı, bıraktığı sandviçleri yedi.

Kırmızı yorganının altında kıvrılarak yatmaktan başka hiç bir şey yapmadı.

***

Hogwarts'daki ikinci pazartesi Lilith için kötü başladı. Rüyasında anne ve babasının ölümüyle ilgili bir sürü şey görüp durduğu için gözlerinin altı berbat durumdaydı. Kendine basit bir büyü mırıldanarak görüntüsünün daha iyi görünmesini sağladıktan sonra yavaşça üzerini giyinip aynı yavaşlıkta yatağını topladı ve aşağı indi. Hızlı davrandığından ne Harry'e ne de Daniel'a rastladı. Kahvaltı başladığında çok sessiz ve dalgındı. Öyle ki patates kızartmasından bile yemişti. Kısa bir süre sonra baykuşların tavandan girdiği bir ses duyuldu. Aralarında dikkat çeken tek bir kuş vardı, canlı kırmızı tüyleriyle Rufus yavaşça süzüldü ve Cassy'nin omzuna kondu. Cassy nazikçe onun başını okşadı ve biraz üzüm yemesine izin verdi.

Hermoine, Cassy'den biraz uzakta oturuyordu ve kızı izliyordu sessizce. Neden olduğunu henüz kendi de anlamasa da Cassy'e alışmıştı, ve sanırım onu seviyordu da. Cassy'nin büyük ihtimalle onun gibi Muggle doğumlular ile ilgili düşündüklerini biliyordu ama özünde iyi biri olduğuna inancını yitirmemişti hala, Ron'un aksine.

Onun gazeteleri okumasına izin vermediklerini biliyordu. Dizleri üzerinde duran gazeteyi masanın altından Cassy'e doğru kaydırdı. Cassy ilk başta şaşırmış da dahi olsa hemen kendini toparladı, gazeterli kendi dizleri üzerine çekti. Hermoine'ya baktı sessizce. Gözlerini bir kere kırptı 'Teşekkür ederim.' anlamında.

Dizlerinin üzerindeki gazeteleri küçülttü sözsüz büyüyle süveterinin kolunun içine sıkıştırdı.

Sessizce yemeğini yemeğe devam etti. Yemeğini bitirdikten sonra hızlı adımlarla büyük salonu terk etti. Hızlı yürüyüşü arasında Slytherin ile ilgili olan kitabının arasından küçük bir parşömen parçası süzüldü. Hermoine atik bir hareketle parşömeni yakalayıp geri vermek için hamle yapacağı sırada Cassy'nin çoktan gitmiş olduğunu gördü.

***

Hermoine kahvaltısından sonra derslere kadar olan küçük molasını kütüphanede geçirmek için yola koyuldu. Elinde Cassy'nin parşömeni vardı, perşömenin üzerinde bir bulmaca olduğunu farkettiğinden merakına yenik düşmüş ve onu çözmek istemişti. Bulmaca da restgele verilmiş harfler ve bazı küçük resimler vardı, önreğin zambak çizimi gibi.

Hermoine önce harfleri ve küçük çizimleri ayırdı.

Harfleri bir araya getirerek:

Toujours Pur oluşturdu. N harfi dışarıda kalmıştı. Bunu bir yerlerde okuduğunu hatırlıyordu ama nerede olduğunu bulamıyordu. Zihninin geri planında bunu düşünmeye devam ederken çizimleri incelemeye koyuldu.

Zambak çiçeği karalamasının altına Lilium yazdı. Kale siluetinin altına ise Castle iliştirdi. Zaman döndürücü ile küçük bir manzara resmi kalmıştı. Son olarak ise ok ile çizilmiş garip bir şekil. Bunun Ascendio büyüsünün asa hareketi olduğunu hemen hatırladı. Yanındaki benzer şekil ise Herbivicus büyüsünün asa hareketiydi. Zaman döndürücünün altına (Time Turner) ismini iliştirdi. Manzara resminde olan şeyleri sırayla yazdı. Mountains, trees, lake.

Toujours Pur'un anlamına bakmak için hızla ayaklandı ve yabancı dillerlerle ilgili kısıma yürüyüp bir sözlük kaptı.

Daima Saf

Anlamını da yazdıktan sonra nerede gördüğünü hatırlamaya çalışırken biraz vakit kaybetse de bulduğu şey ile heyecanla zıpladı.

Bu şeyi Grimmould Meydanı 12 Numarada okumuştu!

Sirius'un ailesinin armasının üzerinde! Bu Black ailesinin sloganıydı!

Hızla kağıdına not aldı.

Black Family

Kağıdında en son neler yazdığına göz atmak için başını eğdi. Bir kaç dakika sonra kağıdın en altında bulmacayı çözmüştü.

LUNCH TİME BLACK LAKE

ÖĞLE YEMEĞİ VAKTİNDE KARA GÖL...