4.1

5.5K 241 16
                                    

Birkaç gündür bölüm yazamadım. Dürüst olmak gerekirse boş vaktim vardı ama içimden gelmedi. İçimden gelmeyerek yazınca kurgu saçmalıyor. O yüzden de sadece Instagram bölümü yazabildim. Bu bölümü ise bugün yazdım.
Sizi birkaç gündür beklettiğim için biraz uzun tutmaya çalıştım. Normalde texting yazdığım için dokuz yüzü geçirmiyordum ama bu 1500 kelime oldu.

Medya: Anneme...

Keyifle okuyun🌸

Bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Ve tabii ki oy vermeyi de!

~

Kaçma fikri her ne kadar cazip gözükse de yapmadım. Hâlâ kolumu tutuyor ve koştuğu için soluklanıyordu. Kalbimin iyi olduğuna kendimi ikna ettiğimde tuttuğu kolumu kendime çektim ve geriye doğru adım attım. Dip dibe olmamız bende kısa devre yapıyordu.

"Senin ne işin var burda?" Dedim sırıtarak.

Hadi ama! Beni sevme ihtimali çok yüksek olduğunu fark etmiştim az önce.

"Cenk ve Tuğçe beraber takılacakmış. Burak ve Selin de öyle. Ozan ve İrem'in provası varmış. Sude ile Emirhan da projeyi tam olarak bitirmemişler, okulda kalıp projenin son dokunuşları yapacaklarmış. Bende bugünü seninle geçireyim dedim. Hem sen niye sırıtıyorsun? Yüzümde bir şey mi var?" dedi eliyle yüzündeki hayali bir şeyi silmeye çalışırken.

Sırıtmaya devam ederken konuştum. Çığlık atıp tepinme kısmını eve gidince yapar, tavanla sonra da sırıtarak bakışabilirdim.

"Farkındaysan az önce kendimi iyi hissetmediğim için okulu astım. Tüm gün seninle ne yapmamı planlıyorsun? Hangimiz daha iyi burnunu siler yarışı falan mı?" Dedim saçmalayarak. O dediğim şeye iğrenmek yerine koskoca bir kahkaha attı. Etrafta kızlar varken gülme şöyle ya!

Ben hem ona büyülenerek bakıyor hemde etrafta ona benim gibi bakan kızlara ters ters bakmayı da ihmal etmiyordum. Bu saatte yaşıtlarımın hepsi okulda olması gerekirken şansıma (!) hepsi patır patır sokaklardaydı. Altmış yaşındaki teyzenin bile Batu'ya baktığını görünce içimden 'yuh artık' demeyi de ihmal etmedim. Menopoza girmişti yahu! "Az önce kötü gözüküyordun ve fark etmedim sanma ama tüm gün hapşırıp aksırdın. Bu yüzden bugün seni ben iyileştireceğim. Ayrıca yapacak daha iyi bir işim yok!" Dedi ve kolumu çekiştirdi. Sen beni mi iyileştireceksin?

Allah'ım bu eğer rüyaysa kafayı yerim.

"Ne yapıyorsun be? İnsan çekiştiriyorsun, pazar arabası değil!" Dedim yalandan sinirlenerek. Ona her zamanki gibi -huysuz ve sinirli- davranmazsam sorularıyla beni sıkboğaz ederdi ve ben onun isteyince ne kadar inatçı olduğunu biliyordum. O da dediğim şeyi yeni fark etmiş olmalı ki hızla kolumu bıraktı.

"Ben, ben özür dilerim. Zorba bir şekilde davranmak istememiştim. Otobüsü kaçırırız belki diye acele etmeye çalışıyordum." Ne? Gözlerimi kocaman açarak ona baktım. Özür mü diledi o?

Bunlar hiç Batu'nun yapacağı hareketler değil ki!

Acaba benden bir şey isteyeceği için mi bu kadar kibardı?

Ben yanlış mı anlamıştım onun son zamanlardaki haraketlerini?

Boş yere mi umutlanmıştım?

Hayal kırıklığı ile omuzlarım düştüğünde Batu da yüksek ihtimal değişen yüz ifademi sorguluyordu fakat soru sormadı. "Senin beni iyileştirmene ihtiyacım yok. Pekâlâ da bunu kendim halledebilirim. Ayrıca annem kollarını 'canım kızım erkek arkadaşı ile eve gelmiş' diyerek boynuma dolamaz. Onun aksine yan komşudan öğrendiği ve bir kaç yıl içinde ustalaştığı terlik sanatları dövüşünde ne kadar iyi olduğunu kanıtlar. Bilmem anlatabildim mi?" Dedim az önce kendi kendimi boş yere umutlandırmış olmanın verdiği sinirle. O ise dediklerimi zerre umursamayıp sırıttı.

ABİS//TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin