4.4

5.3K 249 60
                                    

Dün İzmir'deki deprem yüzünden pek bölümü yazacak ruh halinde değildim.
Televizyonun başında oturdum dün tüm gün haber kanallarını izledim. Çok üzgünüm gerçekten.
Geçmiş olsun İzmir.🖤

Bölüme geçebilirsiniz...

~


Evden çıktığımda kapının önünde arabaya yaslanmış Batu'yu gördüm. Üstündeki Galatasaray formasıyla fazla yürek hoplatıcıydı. Bakışları ilk formama sonra yüzüme döndüğünde sırıttı. Yanına doğru ilerledim.

"Yüzüne boya mı sürdün?"

"İlk gideceğim maç olduğu için bir farklılık yapayım dedim. Yeterince heyecanlıyım zaten." Anlayışla başını salladı. Daha önce maça gitmediğimi ona söylemiştim. Passoligim olmamasına rağmen nasıl içeri girmemi sağlayacağını bilmiyordum.

"Sarı ve kırmızı bir Galatasaray'a bir de sana yakışıyor." Dedi formamı kastederek. İltifatı hoşuma gitsede belli etmedim ve konuyu değiştirdim.

"Nasıl gideceğiz?" Konuyu değiştirmem hoşuna gitmiş olmalı ki sırıttı ve biraz geri çekilip arkasındaki arabayı gösterdi. "Toplu taşıma ile gidersek geç kalırız." Haklıydı. Toplu taşıma ile nerden baksan bir buçuk saat ederdi.

"Araban olduğunu bilmiyordum." Arabalara babam sayesinde aşinaydım. Şuan gördüğüm araba öyle çok pahalı bir şey değildi ama fiyatı hafife alınacak türden bir şey değildi.

"Benim değil zaten. Bu yaşımda arabam olacak kadar şımartılmadım. Annemin arabası bu." Dedi. Gözlerimi kocaman açtım.

"Lütfen bana arabayı gizlice çalmadığını söyle." Sırıttı ve göz kırptı.

"Çalmak demeyelim de ödünç almak diyelim. Sonuçta ikiside çok farklı şeyler." Ona göz devirdim. O ise beni takmadan beyaz arabaya doğru yürüdü ve yolcu kapısını açtı. Ona kızgın kalamıyordum ki. Şerefsiz herifte şeytan tüyü vardı.

Yolcu koltuğuna oturdum ve onunda şoför koltuğuna oturmasını bekledim. Fakat o ilk önce bagajın kapağını açtı ve içinden bir şey aldı. İşi bitince gelip yanıma oturdu ve kucağıma siyah bir hırka bıraktı.

"Ne bu?" Diye sordum şaşkınlıkla. Arabayı çalıştırırken göz ucuyla bana baktı.

"Hava soğuk, üstüne bir şey almadan çıkmışsın. Giy bunu!" Cevap vermeden onun olduğunu tahmin ettiğim -kokusu onun gibi korkuyordu- hırkayı üzerime geçirdim.

Hâlâ bu arabaya binmeyi bu kadar çabuk kabul ettiğime inanamıyordum. Belkide Sude'nin anlattıklarından etkilenmiş ve Batu'ya bu günü zehir etmek istemediğimden inatçı tavrımı arka plana atmıştı. Sude demişken...

Onları bahçe kapısından çıkarmıştım. Sude Batu'ya benim yanımda olduğunu söylemediği için böyle bir yola başvurmuştuk.

Kafamı çevirdim ve bir süre dışarıyı izledim. Yanımda Batu varken dışarıyı izlemek de mantıklı bir hareket değildi ama ona bir daha bakmaya başlarsam geri bakışlarımı çekemezdim.

"Neden bu kadar erken gidiyoruz. Bir tanıdığın olduğunu ve rahatlıkla benim girebileceğimi söylemiştin. Bunu görmezden gelebiliyorlarsa geç gitsek de sorun etmezler. Öyle değil mi?" Dedim uzun süredir baktığım camdan bakışlarımı çekerek.

"Trafik diye bir şey var güzelim. Ne kadar ayrıcalıklı olsak da İstanbul trafiğinden kurtulmamız kolay değil." Anladığımı belli etmek amaçlı başımı salladım ama gözleri yolda olduğu için bu hareketimi görmedi.

ABİS//TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin