3.9

5.2K 212 19
                                    

Keyifli okumalar!
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
~

Kafamı matematik defterimden kaldırdığımda herkesin garip bakışlarına maruz kaldım. Uyanan ilk defa insan görmüyorlardı ya?

"Vivi, defterdeki kurşun kalem izi yanağına bulaşmış." Diyen Selin'e ters ters bakıp kafamı tekrar koydum defterin üzerine. Birkaç ders sonra matematik sınavı vardı ve hepimiz her zamanki gibi kantinde matematik çalışıyorduk. Tek fark bu seferkinde Cenk'lerde vardı. Dünkü Batu'nun bana attığı engelden sonra Batu ile aynı masada oturmamız da kaderin komik(!) bir cilvesiydi galiba.

"Senin yüzüne noldu? Torbaların 'Ben burdayım!' diye bağırıyor." Diyen Sude'ye kafamı kaldırıp cevap vermeye üşendim. Fakat onu yanıtsız bırakmadım.

"Dün bir film izledim de o biraz etkiledi beni." Gözlerim yarı kapanır vaziyetteyken Sude'nin tek kaşını kaldırdığını gördüm.

"Konusu çok mu duygusal da bu haldesin?" Diyen Sude konuyu eşelemeye başlamıştı bile. Ortada bir sorun olduğunu anladığını fark ettim.

"Esas oğlan esas kızı hiç sevmeyeceğini söyleyip başka bir kıza gidiyor. Film o sahnede bitiyor. Etkiledi biraz beni." Sude'nin kaşları çatıldı. Çatık kaşları ile Bakışları Batu'ya döndüğünde benim de bakışlarım istemsizce ona döndü. Önündeki test kitabından Matematik çözüyordu. Cenk alayla güldü ve konuştu.

"Alt tarafı bir film. Sırf konusu duygusal diye mi böyle ağzın yüzün yamuldu? Hayır, saçma bir film için kısmetini kapatıyorsun resmen." Tuğçe'den ufak bir dirsek darbesi alan Cenk yüzünü buruşturdu. Sevgilisinin arkadaşının görünüşüne laf etmemesi gerektiğini bilmeliydi o da.

Bakışlarımı Batu'dan çektim ve Cenk'e ters ters baktım. "Oradan bakılınca ağzım yüzüm yamulmuş gözüktüğünü umursuyor gibi mi gözüküyorum? Yada bir erkeğe kendimi beğendiremediğimi umursuyor gibi miyim?" Dedim. Çok gıcık hissettiğim bir gündü ve herkesi tersleyip küçümseyesim geliyordu.

Elleriyle ağzına fermuar çekti. Kafamı kaldırıp geriye attım ve gözlerimi kapadım. O kadar çok dağılmış hissediyordum ki kendimi ifade edecek takatim yoktu.

Omzuma aldığım birkaç yumruk darbesi ile tekrar gözlerimi açtım. İnsanın böyle arkadaşları olunca ufak bir şekerleme yapacak vakti bile olmuyordu. Az önce omzumu dürtüklerken yerinden çıkartan İrem'e ne var dercesine baktım.

"Az önce dediklerimi duydun mu sen?" Gözlerimi yarı açık yarı kapalı bırakırken cevap verdim.

"Önemli bir şey ise hayır."

"Birkaç hafta sonra sahne alıcaz ve bizi izlemeye birkaç yapımcı da gelecek." Diyerek heyecanla şakıyan İrem'e gülümsedim. Genelde çok soğuk davransa da mutlu olduğu zaman insanın içini ısıtırdı.

"Ne oynayacaksınız?" Diye sordum. Daha önceden bir çok kez dediğini bilsemde aptal bir leyla olarak gezdiğimden çok dinlememiştim açıkçası. O da bunu fark etmiş olmalı ki surat astı ama yinede cevap verdi. Ona mahcupça baktım.

"Othello,William Shakespeare."

Kitaplığım gözümün önüne geldi ve kitabı aradım. William Shakespeare'in trajedi tiyatrosu olan Hamlet'i okuyunca diğer bütün trajedi kitaplarını almıştım. Othello'da bunlardan biriydi. Onu okumuştum ve izlemeye de gitmiştim çünkü efsaneydi. Çok beğendiğim bir eseri ilk başta hatırlayamamam da Batu'nun ağzına sıçmam için bir nedendi. Zırt pırt aklımı karşıtırıyordu yahu!

Fakat aklıma takılan şeyi eş geçemedim ve Ozan'a döndüm. "İyi de Othello siyahi diye biliyorum. Sen nasıl Othello'yu oynayacaksın?" Bunu demem ile masadaki herkesin kahkaha atması ve Ozan'ın somurtması bir oldu. Fakat gülüşlerinin arasından bana açıklama yapma zahmetine giren tek kişi İremdi.

"Deneme amaçlı makyaj yaptık." Bir kıkırtı. "Bayağı koyu bir ten makyajı." Tekrar bir kıkırtı. Bu cümleyi kurduktan sonra herkesin azalan kahkahası tekrar yükseldi. "Biraz -alışık olmadığımız için- komik oldu ama bu rolü en iyi o canlandırıyor o yüzden mecbur partnerim o. Fotoğrafını çekip diğerlerine de gösterdim." Ozan hâlâ gülen İrem'e inanamazca baktı.

"Ben kötü bir partner miyim? İstersen o çam yarması Samet ile ol. Benim umrumda değil. Başrol onun olsun." Diyerek restini çekti ve kollarını adeta küçük bir çocuk gibi birleştirerek sinirle yaslandı arkasına. Çok ünlü yapımcılar gelecekti ve başrolü eliyle mi itiyordu?

Böyle bir blöf görmedim ben!

Bundan bir ay önce İrem yanımıza gelmiş ve heyecanla istediği başrolü kaptığını söylemişti. Kiminle oynayacağını sorduğumda Ozan dediğini ve ağzımdaki portakal suyunu yüzüne püskürttüğümü hatırlıyordum. Fakat oynayacağı oyunun ne olduğunu söylememiş sürpriz yapmak istediğini söylemişti. O zaman çok merak edip ısrar etmiş söylediğinde de unutmuştum. Bazen ben bile anlayamıyordum bu saçma hareketlerimi.

Beni düşüncelerimden sıyıran irem'in keyifli sesiyle Ozan'ı dumur etmesiydi. "Aslında onu istemiştim ama Gamze hoca reddetti." Al işte!Kırıldı çocuk.

"Sen bakma bu salağın dediklerine. O kendi yeteneğini belli etmesine engel olacak yetenekli biri istemediği için dedi öyle." Diyerek Ozan'ın bozulan gururunu düzeltmeye çalıştım. Sonuçta bu hayatta yapılmaması gereken iki şeyden biri, bir erkeğin gururunun kırılması ve bir kadının egosunun incinmesiydi. Ozan bana minnetle baktı ve kafa salladı. İrem ise somurtarak bana bakıyordu.

"Sen nasıl o masum role seçildin öyle?" Diyerek aklımdaki son soruyu sordum İrem'e. Başka konulardan bahsetmek Batu'yu unutturuyor, kafamdaki sesleri susturuyordu. Aynı masada olduğumuz gerçeği de bana güzel bir hareket çekiyordu doğrusu.

"Neden seçilmeyecekmişim?" Diyerek dik dik baktı bana.

"Sen biraz daha... Nasıl desem... Hah, buldum! Hırçın bir imaj çiziyorsun. Lakin hatırladığım kadarıyla Desdemona biraz kırılgan, yumuşak mizaçlı. Tabi yetenekli olduğun su götürmez bir gerçek ama sanki sizin branşta çok tatlı ve güzel yüze sahip olan adını Sinem diye hatırladığım kızda olabilirdi." Diyerek fikrimi belirttim. İrem kaşlarını birleştirdiği gözleriyle sinirle bana baktı. Ozan ise dediklerimden sonra yüksek sesli bir kahkaha attı.

"Çok iyi boğulma taklidi yapıyorum ve ayrıca benim de yumuşak bir mizacım var. Bak!" Diyerek gülümsedi. Fakat bu sadece samimiyetsiz bir gülüşten ibaretti. Ozan'ın kahkahası kesildi. Bakışlarımız ona döndüğünde hâlâ ağzı açık İrem'e bakıyordu. Bu bakma olayı biraz uzun bir süreyi geçince Burak sinirle söylendi.

"Çek lan gözlerini. Bitmiyorlar yemin ediyorum. Biri bitiyor biri başlıyor." Diyerek Ozan'ı haşladığın da Ozan kendine geldi.

"Ha yok yanlış anlaşılmasın. Ben ilk defa dişlerini gördüm. Ona şaşırdım." Diyerek ona affallayarak bakan İrem'e dönmeyip bakışlarını kantindeki duvar saatine çevirdi. Tam o sırada da ders zili çaldı.

Ayağa kalkan ilk kişi ben oldum. Sırayla çıktık kantinden. Bu sefer sınıfa gitmek yerine müzik sınıfına gidecektik Batu ile.

Harika!

~
Biliyorum dün atmam gerekirdi ama başımı kaşıyacak vaktim yok gerçekten. Bunu da molalarda yazdim. Hatalarım varsa affedin.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Sağlıklı kalın ve hep adaletli olun!

İyi geceler.








ABİS//TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin